"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/1097 E., 2023/1045 K.
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükümlerin onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 7079 sayılı Kanun'un 94.maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 299/1. maddesi uyarınca takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2023 tarihli ve 2022/298 Esas, 2023/242 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81, 35 ve 53. maddeleri uyarınca (iki kez) 11 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 20.09.2023 tarihli ve 2023/1097 Esas, 2023/1045 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/1.a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suç vasfına, haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, hükmün gerekçesiz olduğuna, eksik inceleme yapıldığına, ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, hükmün gerekçe ihtiva ettiği, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, mahkemece yapılmış eksik bir incelemenin bulunmadığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, mağdulardan sanığa yönelen haksız bir davranışın bulunmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde bozma nedeni dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Dosya kapsamına göre; katılanın sanıkların iş yerinin bulunduğu handa çay ocağını işlettiği, olay günü tanık beyanlarına göre elinde maket bıçağı ile dükkana giren sanığın önce katılan ...'a yönelerek onu boyun ve sağ omuz bölgelerinden basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte, yüz bölgesinden ise hayati tehlike geçirmeksizin yüzde sabit ize neden olacak şekilde yaraladığı, kardeşinin yaralandığını gören katılan ...'in de araya girmesiyle, sanığın bu kez katılan ...'i el bölgesinden basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, göğüs ve boyun bölgelerinden ise hayati tehlike geçirmeksizin yüzde sabit ize neden olacak şekilde yaraladığı, ardından katılanlar ayakta olmasına ve dirençlerinin kırılmasına rağmen eylemine kendiliğinden son vererek, dükkandan ayrıldığı anlaşılan olayda, katılanlardaki yaralanmaların hayati tehlikeye sebebiyet vermemesi dikkate alındığında, ciddi bir engel durum bulunmadığı halde eylemine kendiliğinden son veren sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğuna dair kesin bir delil bulunmadığından kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabulüyle; sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan cezanın temel sonuca etkili olacak şekilde belirlenerek hükümler kurulması yerine suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından hüküm kurulması suretiyle fazla cezalar tayin edilmesi, hukuka aykırılık bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 20.09.2023 tarihli ve 2023/1097 Esas, 2023/1045 Karar sayılı kararının suç vasıfları yönünden 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.03.2025 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ile mağdurlar arasında husumet bulunması, sanığın mağdurların iş yerine önceden hazırladığı elverişli vasıta olan maket bıçağı ile girerek, hiçbir şey söylemeden, mağdur ...'ın öldürücü mahiyeti olan yüz, boyun ve sağ omuzunda 3 ayrı kesi olacak şekilde yaralaması, bunu görerek engel olmaya çalışan mağdur ...'in de boyun ve çenesinden ve ellerinden 5 kesi oluşacak şekilde yaralaması, bıçakla vurma esnasında da "sizleri öldüreceğim" sözleri ile öldürme iradesini açıkça ortaya koyması karşısında, sanığın dış dünyaya yansıyan eylemleri kasten öldürmeye teşebbüs suçlarını oluşturmadığı düşüncesiyle, sanığın eylemini yaralama olarak nitelendiren sayın çoğunluğun bozma kararına katılmamaktayım.
K A R Ş I O Y
Sanık ...'ın katılanlar ile aynı pasajda babasıyla beraber çay ocağı işlettiği, katılanların ise kardeş olup gümüş işleme işiyle uğraştıkları katılanların olaydan birkaç ay önce sanığa ait çay ocağından çay içmeyi bırakmaları nedeniyle sanığın katılanlara karşı içten içe düşmanlık beslemeye başladığı ancak taraflar arasında olay gününe kadar herhangi bir tartışma veya kavganın meydana gelmediği, olay günü katılanlar ... ve ... iş ortakları ... ve müşterileri ... olduğu halde işyerlerinde bulundukları sırada sanığın iş yerine aniden girerek olaydan sonra iş yerinin çatısında ele geçen ucu kanlı halk arasında maket bıçağı tabir edilen yaklaşık 20 santimetre boyundaki falçata ile önce çalışmakta olan ...'a hiç bir şey söylemeden doğrudan saldırıp yüz boyun ve sağ omuzunda 3 ayrı kesi oluşturduğu, ağabeyinin bıçaklandığını gören katılan ...’in bulunduğu masadan kalkarak sanığa müdahale etmek isterken bu kez sanığın ...'in boyun ve çene bölgesine birer adet ve yine kendisini korumak için ellerini kaldırması üzerine sağ el bileğine, sağ ve sol el parmaklarına olmak üzere toplam da 5 kesi oluşturduğu bu kesilerin de hiçbirinin hayati tehlikeye sebebiyet vermediği anlaşılmıştır.
Olay sırasında dükkanda bulunan tanık ... beyanında; sanığın hızlıca dükkana gelerek elindeki maket bıçağını açıp katılanlara saldırdığını önce ...'ı bıçakladığını abisini korumak isteyen ve müdahale eden ...'e de göğüs boyun ve ellerine vurmak suretiyle yaraladığını ...'i bıçaklarken “sizi öldürürüm” diye sözler de söylediğini daha sonra sanığın oradan ayrılarak gittiğini beyan etmiştir.
Her iki katılan aşamalarda değişmeyen ifadelerinde, sanıkla husumetleri olmadığını, doğrudan dükkana gelerek önce ...'a birden çok kez bıçakla vurduğunu, sanığa engel olmak isteyen ...'e de aynı şekilde birden çok kez bıçak salladığını, ...'in kendisini korumak isterken ellerinden de yaralandığını, sanığın kendilerini öldürme amacıyla bıçağı savurduğunu ancak kendilerini korunmak amaçlı geri çekilmeleri nedeniyle hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmadıklarını ifade etmişlerdir.
Dosya'da bulunan Adli raporlardan katılan ...’ın yüz, boyun ve sağ omuz bölgesinde toplam üç yarasının olduğu, burun bölgesinden göğüse doğru uzanan kesi nedeniyle sabit iz oluştuğu ve hayati tehlikesinin bulunmadığı ve yine katılan ...'in de göğüs ve boyunda birer, el bileğinde yine bir sağ ve sol Parmaklarda birer olmak üzere toplam 5 kesisinin olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı, yüzde sabit iz olduğu bildirilmiştir.
Yerel mahkemece sanığa her iki katılana karşı ayrı ayrı kasten adam öldürme suçuna teşebbüsten mahkumiyetine dair verilen karar Bölge Adliye Mahkemesince onaylanmış, bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya dairemizde incelenerek sanığın kastının öldürmeye yönelik olmayıp yaralama kastıyla hareket ettiği kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı oy çokluğu ile bozulmuştur.
Kesici delici aletle işlenen suçlarda sanığın kastının öldürmeye mi yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun belirlenmesi konusu dosyamızın çözümünde önemli bir noktadır. Sanığın olay sırasında kullandığı aletin öldürmeye elverişli olup olmadığı ve aletin kullanılış şekli sanığın katılanlara öldürmeyi gerektirir herhangi bir nedenin husumet besleyip beslemediği, sanığın olay öncesinde veya sırasında öldürme kastını açığa çıkartan söz veya davranışların olup olmadığı bu olay sırasında sanığın kastettiği suçu işlemeye engel halin olup olmaması da önemli hususlardır.
Tüm dosya kapsamı dikkate aldığında her ne kadar dosya da sanık lehine haksız tahrik oluşturacak hiçbir neden olmasa da sanık kendilerinin çay ocağından çay içmedikleri için aynı pasajda dükkanları bulunan katılanlar ... ve ...’e içten içe düşmanlık beslemiş, olay günü de maket bıçağı ile dükkana girerek hiçbir şey söylemeden ...'ın yüz boyun ve omuz bölgesine yani hayati tehlike oluşturabilecek bölgelerine öldürmeye elverişli aletle birden çok kez vurmuş ...'ın kendisini geriye çekmesi nedeniyle hayati tehlike oluşturmayacak şekilde yaralanmış, ancak saldırılarına devam etmesi üzerine kardeşi ... abisini koruma amacıyla sanığa engel oluşturacak şekilde müdahale ettiğinden sanık katılan ...'a yönelik eylemlerine devam edemediği için kendisine engel olmaya çalışan ...'e aynı kesici aletle saldırmış onun da boyun ve çenesinde birer tane yine kendisinin savunmak için elini kaldırması nedeniyle savunma kesisi olacak şekilde toplam 5 yerinden yaralamıştır. Olayın sübutunun bu şekilde olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Sanığın bu eylemleri gerçekleştirirken “sizi öldürürüm” şeklinde sözler söylediği de tanık ...’ın beyanı ile sabittir.
Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenen teşebbüs müessesesinde bir kimsenin işlemeyi kastettiği suçun elverişli aletlerle icra hareketlerine başladığı halde engel hal veya başka nedenle ve icra hareketlerini tamamlayamamasını düzenlemiş ve sadece oluşan zarara değil aynı zamanda saldırı sırasında oluşan tehlikenin ağırlığınada açıkça vurgu yaparak suç vasfının belirlenmesinde hem zararın hem de tehlikenin ağırlığının bu suçun vasfının belirlenmesinde önemli olduğunu yasa koyucu açıkça ifade etmiştir.
Dosya kapsamındaki raporlardan katılanların ayrı ayrı hayati tehlike geçirmemiş olmaları kendilerine yönelik falçatayla boğazlarına yapılan saldırıların öldürme kastıyla yapıldığı gerçeğini ortadan kaldırmaz engel hal nedeniyle sanık her iki darbede ayrı ayrı yönelen eylemlerini tamamlayamamış ancak öldürme kastını katılan ve tanık ... beyanlarıyla “sizleri öldüreceğim” demek suretiyle açığa çıkartmıştır, bu haliyle sanığın her iki katılana yönelik kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken bu sanığın eylemlerinin kasten yaralama suçunu oluşturacağından bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına dair Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.