Logo

1. Ceza Dairesi2023/9224 E. 2024/2145 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın maktulü darp neticesinde ölümüne sebebiyet vermesi nedeniyle eylemin kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçu mu yoksa kasten öldürme suçu mu olarak nitelendirileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın lisanslı kickboksçu olması nedeniyle yumruklarının öldürücü etkisinin farkında olduğu ve maktulün kafasına art arda birden fazla yumruk atarak ölümüne sebebiyet vermesi nedeniyle eyleminde öldürme kastının bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının kasten yaralama neticesinde ölüme sebebiyet verme suçundan cezalandırılmasına ilişkin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/574 E., 2023/574 K.

SUÇ : Kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

TEMYİZ EDENLER : Katılan ... vekili, katılan ... vekili, sanık ve müdafii

İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İTİRAZA KONU KARAR : Temyiz başvurularının esastan reddi ile hükmün onanması

İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 24.10.2023 tarihli ve 2023/6586 Esas, 2023/6452 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 05.12.2023 tarihli ve KD-2023/72668 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kanunî süresinde yapılan aleyhe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yer alan kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğinden bahisle onama ilâmının kaldırılmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

II. GEREKÇE

İleri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, maktulün ölümüne neden olan yaranın niteliği, maktul ile sanık arasında öldürmeyi gerektirir husumet bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde; sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğini gösteren kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı, suç vasfının doğru bir biçimde belirlendiği, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, maktulün sanığa yönelik haksız tahrike neden olacak şekilde hakaret ve yaralama fiillerinin bulunduğu, sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranının isabetli olduğu, takdîri indirimin Mahkemenin takdîr yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III. KARAR

1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğuyla REDDİNE,

2. 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 24.10.2023 tarihli ve 2023/6586 Esas, 2023/6452 Karar sayılı onama kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

28.03.2024 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, maktulün olay günü polis memuru olan tanık arkadaşı ile birlikte sanığın güvenlik görevlisi olarak çalıştığı eğlence mekanına gittiği, alkolün etkisiyle taşkınlık

yapan maktulün mekandan dışarı çıkartıldığı, dışarıda maktulün sanığa küfür etmesi ile başlayan tartışmada sanığın maktulü tekme ve yumruklarla darp etmesi sonucu maktulün hayatını kaybettiği sübut bulmuştur.

Her ne kadar sayın çoğunluk eylemin TCK’nin 87/4 üncü maddesine uyan suçu oluşturduğuna karar vermiş ise de bu karara katılmıyorum, şöyle ki;

Normal koşullarda beden yoluyla yapılan yaralamalar sonucunda meydana gelen ölüm olaylarında fiilin TCK’nin 87/4 üncü maddesine uyan suçu oluşturduğu hususunda tereddüt yoktur. Ancak dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere sanık lisanslı kickboksçudur. Boks sporu ölüm riski taşıyan bir spordur. Normal bir insanın yumruğu 100 kiloluk bile etki yaratamadığı halde boks sporu yapan bir insanın yumruğu skletine göre 1000 kg’ı geçebilmektedir. Diğer bir deyimle normal bir insanın yumruğu öldürme sonucunu meydana getiremediği halde boksçu bir insanın bir yumruğu bile her an ölüme sebebiyet verebilmektedir. Zaten bu sebeple boks sporunda ölüm meydana gelmemesi için, ellere dışı yumuşak eldivenler takılarak yumrukların etkisinin azaltıldığı, kask dişlik gibi ekipmanlar kullanılarak hayati bölgelere gelen darbelerin kırıklara ve ölüme neden olmaması için tedbirler alındığı, lisanslı boksçu olan sanığın yumruklarının etkisini çok iyi bildiği, çıplak elle kafaya yumruk attığında ölüm neticesinin gerçekleşeceğini öngörebildiği, buna rağmen maktulün vücudunun başka da yerlerini hedef alma imkanı varken özellikle kafasını hedef aldığı ve tek yumrukla yetinmeyerek maktulün kafasına üç kez vurduğu ve bu yumruklar nedeniyle maktulün kafasında çok sayıda kırığa ve burun kırığına neden olduğu ve maktulün bu darbeler neticesinde hayatını kaybettiği nazara alındığında sanığın yaralama kastı ile değil öldürme kastıyla hareket ettiği anlaşıldığından TCK’nin 81/1 ve 29 uncu maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğini ve kararın bu sebeple bozulması gerektiğini düşündüğümüzden Sayın çoğunluğun görüşüne muhalefet ediyoruz.