Logo

1. Ceza Dairesi2023/9379 E. 2024/676 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Basit yargılama usulü ile verilen mahkumiyet hükmüne yapılan itiraz üzerine yapılan yargılamada sanığın yokluğunda karar verilip verilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 252. maddesi gereğince basit yargılama usulü ile verilen hükümlere itiraz üzerine yapılan yargılamada, sanığa usulüne uygun tebligat yapıldığı ve davetiyede duruşmaya gelmese de karar verileceği belirtildiği takdirde sanığın yokluğunda hüküm kurulabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.02.2022 tarihli ve 2021/142 Esas, 2022/99 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 ... maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin 05.04.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 30.10.2023 tarihli ve 2023/20432 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.12.2023 tarihli ve KYB-2023/116601 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.12.2023 tarihli ve KYB-2023/116601 sayılı kanun yararına bozma isteminin; sanığın savunması alınmadan karar verilmesinde isabet görülmediği şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. Sanık hazır olmaksızın duruşma yapılamayacağı kuralını düzenleyen 5271 sayılı Kanun'un "Sanığın duruşmada hazır bulunmaması" başlıklı 193 üncü maddesinin birinci fıkrası; "Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir." hükmünü amirdir. Bu kuralın istisnaları da aynı maddenin ikinci fıkrasında; "(Değişik: 28/3/2023-7445/20 md.) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir."

194 üncü maddenin ikinci fıkrasında; "Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir.",

195 ... maddenin birinci fıkrasında; "Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.",

200 üncü maddenin birinci fıkrasında; "Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verebilir.",

204 üncü maddenin birinci fıkrasında; "Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre savunması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ve bitirir. Ancak, sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir müdafi görevlendirilmesini ister. Oturuma yeniden alınmasına karar verilen sanığa, yokluğunda yapılan işlemler açıklanır.",

252 nci maddesinin ikinci fıkrasında; "İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223. madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır..." şeklinde gösterilmiştir.

5271 sayılı Kanun'un “Basit Yargılama Usûlü” başlıklı 251 ... maddesinin ilgili bölümleri;

“(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. (Ek cümle: 8.7.021-7331/23 md.) 175. maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.

(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.

(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet Savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223. maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklinde düzenlemeleri haiz iken 5271 sayılı Kanun'un “Basit Yargılama Usûlünde İtiraz” başlıklı 252 ... maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ise;

“(1) 251. madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.

(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223. madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

2. 5271 sayılı Kanun'un 191 ... maddesinde duruşmaya başlanmasına ilişkin kurallar ile sanığın sorgusunun nasıl icra edileceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş, 5271 sayılı Kanun'un 193 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı belirtilmekle kanunun ayrık tuttuğu hâllerden birine 5271 sayılı Kanun'un 252 ... maddesinin ikinci fıkrasında yer verilmiştir.

5271 sayılı Kanun'un 252 ... maddesi gereği, basit yargılama usûlüne göre verilen karara yönelik itiraz üzerine hükmü veren Mahkemece duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesi hâlinde, sanık gelmese de duruşma yapılabilecektir, ancak maddenin uygulanabilmesi için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlardan ilki, basit yargılama usûlünden itiraz üzerine genel yargılamaya devam edilmesi, ikinci koşul ise, sanığa gönderilecek davetiyeye gelmese de duruşmanın yapılacağı ihtarının yazılmış olmasıdır.

3. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının basit yargılama usûlüne göre yürütüldüğü, hükümlü hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik hükümlü tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine genel hükümlere göre duruşma açıldığı, bu bağlamda talimat mahkemesince taraflara duruşma gününü bildiren davetiye gönderildiği, gönderilen davetiyede gelmeseler bile duruşmanın yapılacağının yazıldığı, hükümlünün duruşmaya gelmediği anlaşılmıştır. Hükümlünün duruşmaya gelmemesi üzerine 5271 sayılı Kanun'un 252 ... maddesinin ikinci fıkrası gereği yokluğunda mahkûmiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.02.2024 tarihinde karar verildi.