"İçtihat Metni"
İ T İ R A Z T U T U K L U
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/552 E., 2022/101 K.
SUÇ : Nitelikli kasten öldürme
HÜKÜMLER: İstinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi kararı
İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükümlerin onanması
İTİRAZA KONU KARAR: Bozma
İTİRAZ EDEN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 15.01.2024 tarihli ve 2022/15299 Esas, 2024/279 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2024 tarihli ve 1-2022/148738 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/1. maddesinde belirtilen kanunî süresinde yapılan aleyhe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308/2. maddesi gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu;
"Somut olayın değerlendirilmesinde; Sanık ...'in amcası olan ...’ın talimatı doğrultusunda suçta kullanılan av tüfeğini olay yerine gitmek için sanık ... tarafından olay öncesinde kiralanan araca koyduğu, sanıkların olay tarihinde sabah saatlerinde maktullerin evine gittikleri, sanık ...’ın eve girerek maktulleri öldürdüğü ve maktul ...’e ait altı adet bileziği aldığı, sanık ...'in savunmasında araçta kaldığını içeri girmediğini belirtse de olay yerinden elde edilen verilerin incelenmesine dair uzmanlık raporunda; maktullere ait evin giriş kapısı sağ duvar iç kısmı mutfak içi fayans yüzeyi ile mutfak giriş kapısı yanı kuzey duvarı fayans yüzeyinden elde edilen parmak izlerinin sanık ...’in sol el avuç içi izi ile uyuştuğu belirlenmiştir.
Sanıkların olaydan bir gün önce de maktullerin yanına geldikleri ancak harnup fidesi bırakıp bahçede çalıştıkları eve girmedikleri bu nedenle evin girişi ve mutfağında tespit edilen izlerin sanık ...'in de olay sırasında eve girdiğini gösterdiği gibi, sanıkların olay yerinden birlikte araba ile ayrıldıkları, yağmalanan altın bileziklerin bir kısmının sanıklar tarafından birlikte bozdurulduğu, elde edilen bedelin bir kısmı ile yeni cep telefonu aldıkları, kalan üç adet altın bilezik ve suçta kullanılan av tüfeğinin ...'ın talimatı ile ... tarafından saklandığı hususları sabittir.
Buna göre, sanık ...’in diğer sanık ...’ın maktullere yönelik nitelikli kasten öldürme suçlarına, eylem kararı alınmasından itibaren sonuna kadar her aşamasına katıldığı, eylemin başından beri diğer sanık ... ile birlikte hareket ettiği, eylem için aldıkları kararın icra edilişinde plan dahilinde kendisine düşen görev ve işleri gerçekleştirdiği, eylemin öncesi, sırası ve sonrasındaki davranışları da dikkate alındığında, sanığın maktullerin öldürülmesine yönelik eylemlere fikir ve irade birliği içinde dayanışmalı olarak sonuç üzerinde müşterek hakimiyet kurarak ve sanık ...'ın her aşamada yanında olarak TCK'nın 37/1. maddesine göre müşterek fail olarak katıldığı kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle hükümlerin bozulmasına ilişkin ilâmının kaldırılmasına ve sanık müdafinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükümlerin onamasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
II. GEREKÇE
Dosya kapsamına göre; olay tarihinde sanıkların maktul ...'i yağmalamak amacıyla kiralık araç ile maktullerin ikametine gittikleri, sanık ...'in diğer sanık ...'ın talimatı doğrultusunda suçta kullanılan av tüfeğini araca koyduğu, sanık ...'ın maktullere yönelik öldürme eylemlerini gerçekleştirdiği aşamada sanık ...'in olay yeri olan ikamete girmediği, araçta beklediği ve gözcülük yaptığının anlaşılması karşısında, sanık ...'in maktullere yönelik nitelikli kasten öldürme suçlarına 5237 sayılı Kanun'un 39. maddesi uyarınca yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, bu haliyle Dairemizce verilen hükümlerin bozulmasına ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
III. KARAR
1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğuyla REDDİNE,
2. 5271 sayılı Kanun’un 308/3. maddesi uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 15.01.2024 tarihli ve
2022/15299 Esas, 2024/279 Karar sayılı bozma kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.07.2024 tarihinde karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37 nci maddenin birinci fıkrasında “suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur” ifadesiyle “faillik’’ kavramı açıklanmıştır. Faillik için, yeni TCK 37/1. maddesinde olay öncesi veya sırasında fikir ve irade birliği, olay üzerinde hakimiyetin birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bu durumda, suçun işlenmesini sağlayan hareket üzerinde hakimiyet kuran herkes fail olabilecektir. Hareket üzerinde hakimiyet kurmak, birlikte irtikap etme şeklinde gerçekleşebileceği gibi, açık bir iş bölümüne dayalı olarak hareketi birlikte gerçekleştirmeyi de kapsayabilir.
Kişinin eyleminin, bir suça katılma (iştirak) aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin saptanması için, eylemin bir evresindeki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm kanıtların birlikte değerlendirilmesi gerekir. Çünkü, suç kastının mutlaka belli bir aşamada oluşması gerekmediği gibi, iştirak iradesinin de suç tamamlanıncaya kadar her aşamada oluşması mümkündür.
Somut olayda, sanık ...’ın diğer sanık ...’in amcası olduğu ve aynı evde ikamet ettikleri, maktullerin ise sanıkların akrabası olduğu, sanıkların olay tarihinden önceki gün maktul ......nin talebi doğrultusunda bir kısım harnup tabir edilen meyve fidelerini maktullerin ikametine getirdikleri, bu fideleri bahçelerine ektikleri ve bahçe işlerinde yardımda bulundukları, buradan ayrılarak ikametlerine gittikleri esnada, sanık ...’ın mevcut olan borçları nedeniyle maktul ...’in kolunda gördüğü altın bilezikleri yağmalaya ilişkin kararını sanık ...’e anlattığı, sanık ...’in soruşturma aşamasındaki istikrarlı savunmalarında, amcası olan sanık ...’ın maktulleri öldürerek...te bulunan bilezikleri alacağını, dolayısıyla yağma planının uygulanmasının maktullerin öldürülmesi sonucu gerçekleşeceğini bildiği, sanıkların ertesi gün sabah saatlerinde gerçekleşecek eyleme ilişkin planı kendi ikametlerinde yaptıkları, hatta bu konuşmayı gören sanık ...’ın eşi, sanık ...’in yengesi olan tanık ...’nın gizli konuşmayı fark etmesi üzerine sorulan soruyu kız meselesi konuştukları gerekçesiyle geçiştirdikleri,
Sanık ...’ın talimatı doğrultusunda sanık ...’in suçta kullanılan av tüfeğini olay yerine gitmek için kullandıkları ve sanık ... tarafından olay öncesinde kiralanan araca koyduğu, sanıkların olay tarihinde sabah saatlerinde maktullerin ikametine gittikleri, sanık ...’ın ikamete Esas No : 2024/1864
giderek maktulleri öldürdüğü ve maktul ...’e ait 6 adet ziynet eşyasını aldığı, sanık ...’in araçta kaldığını içeri girmediğini belirtse de olay yerinden elde edilen verilerin incelenmesine dair uzmanlık raporunda; maktullere ait ikametin giriş kapısı sağ duvar iç kısmı mutfak içi fayans yüzeyi ile mutfak giriş kapısı yanı kuzey duvarı fayans yüzeyinden elde edilen izin sanık ...’in sol el avuç içi izi ile uyuştuğu, olay yerinden birlikte araba ile ayrıldıkları, yağmalanan ziynet eşyasının bir kısmının yine sanıklar tarafından birlikte bozdurulduğu, elde edilen bedelin bir kısmı ile sanıkların yeni cep telefonu aldıkları, kalan ziynetlerin ve suçta kullanılan av tüfeğinin saklanması amacıyla sanık ... tarafından sanık ...’e verildiği, bu sanık tarafından suç eşyalarının saklandığı anlaşılmıştır.
Sanık ...’in diğer sanık ...’ın maktullere yönelik nitelikli kasten öldürme suçlarına her aşamada katıldığı, eylemin başından beri diğer sanık ... ile birlikte hareket ettiği, eylem için aldıkları kararın icra edilişinde plan dahilinde kendisine düşen görev ve işleri gerçekleştirdiği, eylemin öncesi, sırası ve sonrasındaki davranışları da dikkate alındığında, sanığın maktullerin öldürülmesine yönelik eylemlere 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesi uyarınca “fail” sıfatıyla iştirak ettiği kanaati ile sayın çoğunluğun sanık ...’in eyleminin TCK 39/1 maddesindeki yardım eden olduğuna dair görüşüne iştirak etmememiz nedeniyle kararın bozulmasına karar veren sayın çoğunluğun görüşüne katılmadığımız için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile hükümlerin onanmasına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun itirazın reddine ilişkin görüşüne muhalifiz.