"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI: 2016/1085 değişik iş
Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ..., ..., ... ve ...'ın, kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak eyleminden dolayı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 43/2-d ve 48/2. maddeleri gereğince 1 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmalarına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 04.03.2016 tarihli ve 2016/294 sayılı kararına karşı yapılan şikayetin reddine dair Edirne 1. İnfaz Hâkimliğinin 20.06.2016 tarihli ve 2016/685 Esas, 2016/1073 Karar sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.07.2016 tarihli ve 2016/1085 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 09.02.2024 tarihli ve 94660652-105-22-9325-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.03.2024 tarihli ve 2024/20791 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.03.2024 tarihli ve 2024/20791 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“5275 sayılı Kanun'un 38. maddesinde düzenlenen; kınama, bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma, ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma, haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama ve ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma disiplin cezaları ilgili Ceza İnfaz Kurumunca disiplin cezası alan hükümlüler haklarında derhal infaz karar verilip kayden infaz edilebilecek tarzda disiplin cezalarından olduğu, bu tür disiplin cezalarında infazında yaşanacak gecikmenin hükümlülerden kaynaklandığının kabul edilemeyeceği gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, hükümlü ...'in 1 gün hücre hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin anılan Disiplin Kurulu Başkanlığının 04/03/2016 tarihli ve 2016/294 sayılı kararında, hükümlünün daha önce yine anılan Disiplin Kurulunun 10/08/2015 tarihli ve 2015/458 sayılı kararı ile almış olduğu 1 ay süreyle bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyulmasına ilişkin cezasının yasal kaldırma tarihinin 05/03/2016 tarihi olması ve bahse konu hücre hapsi cezalarına ilişkin eylemlerin ise henüz yasal kaldırma süresi dolmadan (18/02/2016 tarihinde) işlendiğinden bahisle 5275 sayılı Kanun'un 43/2-d ve 48/2. maddeleri uyarınca bir üst cezaya (ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma yerine hücre hapsi cezası) hükmedildiği,
Hükümlüler ..., ... ve ...'ın 1 gün hücre hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin anılan Disiplin Kurulu Başkanlığının 04/03/2016 tarihli ve 2016/294 sayılı kararında, hükümlünün daha önce yine anılan Disiplin Kurulunun 18/09/2015 tarihli ve 2015/517 sayılı kararı ile almış olduğu 1 ay süreyle ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakılmasına ilişkin cezasının yasal kaldırma tarihinin 20/02/2016 tarihi olması ve bahse konu hücre hapsi cezalarına ilişkin eylemlerin ise henüz yasal kaldırma süresi dolmadan (18/02/2016 tarihinde) işlendiğinden bahisle 5275 sayılı Kanun'un 43/2-d ve 48/2. maddeleri uyarınca bir üst cezaya (ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma yerine hücre hapsi cezası) hükmedildiği,
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 10/02/2012 tarihli ve 2012/16893 esas, 2012/18285 karar sayılı ile Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 03/07/2013 tarihli ve 2013/19717 esas, 2013/27839 karar sayılı ilâmlarında, hükümlünün disiplin cezasının infazının kendisinden kaynaklanmayan bir kusur nedeniyle gecikmesi hâlinde bu durumun hükümlünün aleyhine yorumlanamayacağı şeklinde belirtilmesi karşısında, hükümlü ...'in anılan Disiplin Kurulunun 10/08/2015 tarihli ve 2015/458 sayılı kararı ile almış olduğu 1 ay süreyle bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyulmasına ilişkin cezasının 18/09/2015 tarihinde, hükümlüler ..., ... ve ...'ın anılan Disiplin Kurulunun 18/09/2015 tarihli ve 2015/517 sayılı kararı ile almış olduğu 1 ay süreyle ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakılmasına ilişkin cezalarının 15/10/2015 tarihinde kesinleştiği, hükümlüler hakkındaki verilen disiplin cezalarının derhal infaz edilebilecekken geç infaz edilmesinin aleyhlerine yorumlanamayacağı gözetilmeden, itirazın bu husus dikkate alınarak kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
2. 5275 sayılı Kanun’un “Disiplin cezasını gerektiren eylemlerin tekrarı, disiplin cezalarının infazı ve kaldırılması” başlıklı 48 inci maddesinin (2) ve (3) üncü fıkraları;
(2) Bir eylemden dolayı verilen disiplin cezası kesinleştikten sonra bu cezanın infazı tamamlanıp kaldırılması için dördüncü fıkrada belirtilen süreler geçinceye kadar yeniden disiplin cezasını gerektiren bir eylemde bulunan hükümlü hakkında, her defasında bir üst ceza uygulanır.
(3) Disiplin cezalarının infazı
a) Hücreye koyma ve odaya kapatma cezasının infazına, infaz hâkiminin onayı ile başlanır. Hücreye koyma ve odaya kapatma cezasına ilişkin diğer hükümler saklı kalmak üzere, kesinleşen disiplin cezalarının infazına derhâl başlanır. Birden fazla disiplin cezası verilmiş olması hâlinde, bu cezalar kesinleşme tarihleri sırasına göre ayrı ayrı infaz edilir. Bir cezanın infazı tamamlanmadan diğerinin infazına başlanmaz.
Şeklinde düzenlenmiştir.
3. Hükümlünün disiplin cezasının infazının kendisinden kaynaklanmayan bir kusur nedeniyle gecikmesi hâlinde bu durumun hükümlünün aleyhine yorumlanamayacağı, 5275 sayılı Kanunu'nun 48. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenleme dikkate alınarak birden fazla disiplin cezası bulunan hükümlü hakkındaki disiplin cezalarının kesinleşme tarihleri sırasına göre ayrı ayrı infaz edilmesi ve bir cezanın infazı tamamlanmadan diğerinin infazına başlanmaması gerektiği gibi disiplin cezalarının yasal kaldırma tarihinin de disiplin cezasının kesinleşme ve derhal infaz edilebilme tarihi dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, infazı mümkün ancak idareden kaynaklı kusur nedeniyle disiplin cezasının geç infaz edilmesi durumunda bu gecikmenin hükümlü aleyhine yorumlanmaması gerektiği gözetilerek, hükümlüler hakkında verilen disiplin cezalarının yerinde olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılıp hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken bu yönde bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın verilen karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi açıklanan bu sebeple yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.07.2016 tarihli ve 2016/1085 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,10.01.2025 tarihinde karar verildi.