"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/2456 değişik iş
İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın reddine
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan Beykoz 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.12.2020 tarihli ve 2018/649 Esas, 2020/384 Karar sayılı kararı ile 3 yıl hapis cezasına hükümlü ...'nin, bu cezasının infazı sırasında, koşullu salıverilme tarihine kadar kalan süresinin denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hâkimliğinin 24.05.2023 tarihli ve 2023/5072 Esas, 2023/5055 Karar sayılı kararını müteakip, hükümlünün yasal süre içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığından bahisle hakkında verilen denetimli serbestlik kararının kaldırılmasına, hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A-6-a maddesi uyarınca açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine ilişkin Bakırköy 3. İnfaz Hâkimliğinin 25.09.2023 tarihli ve 2023/8709 Esas, 2023/9515 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.10.2023 tarihli ve 2023/2456 değişik sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 18.03.2024 tarihli ve 94660652-105-34-27267-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve 2024/35853 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve 2024/35853 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 20.06.2018 tarihli ve 2018/2503 Esas, 2018/9186 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2 nci madde ve fıkrasında yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklindeki açıklamalar ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsenmiş olduğu birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, anılan Kanun'un 21/1 inci maddesine göre normal tebligat çıkartılıp, çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2 nci maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2 nci maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği cihetle,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar Bakırköy 3. İnfaz Hâkimliğinin 25.09.2023 tarihli kararı ile hükümlünün yasal süre içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığından bahisle hükümlü hakkında verilen denetimli serbestlik kararının kaldırılmasına ve hükümlünün 5275 sayılı Kanun'un 105/A-6-a maddesi uyarınca açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilmiş ise de,
Hükümlü hakkında İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hâkimliğinin 24.05.2023 tarihli ve 2023/5072 Esas, 2023/5055 Karar sayılı kararı ile cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verildiği, ancak anılan denetimli serbestlik kararının hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine dair bir kaydın dosya içerisinde mevcut olmadığı, bu itibarla denetim süresinin başladığından söz edilemeyeceği anlaşılmakla, hükümlünün hakkında verilen denetimli serbestlik kararından usulüne uygun şekilde haberdar edilmemesi karşısında, yasal süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığından bahisle açık ceza infaz kurumuna iadesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın anılan nedenle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
2. 7242 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 5275 sayılı Kanun’a eklenen geçici 9 uncu maddesinin beşinci fıkrası;
(5) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere ondokuz kez uzatılabilir. Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır.
3. 7456 sayılı Kanun’un 15 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddenin birinci fıkrası;
(1) 31/7/2023 tarihi itibarıyla geçici 9 uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan hükümlüler, izin bitimini takip eden onbeş gün içinde infaz işlemlerinin devam ettiği kurumlara dönmek zorundadır.
Şeklinde düzenlenmiştir.
4. Hükümlünün, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan verilen ve kesinleşen 3 yıl hapis cezasının infazı amacıyla Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 12.05.2023 tarihli ve 2023/7-13990 sayılı müddetnameye göre, 11.05.2023 tarihinde cezasını infaz etmek üzere açık ceza infaz kurumuna alındığı ve 12.05.2023 tarihinde 5275 sayılı Kanun'un Geçici 9 uncu maddesi gereğince Covid-19 iznine çıkarıldığı, şartla tahliye tarihi 08.11.2024 olan hükümlü hakkında izinde bulunduğu sırada İnfaz Hakimliğinin 24.05.2023 tarihli ve 2023/5072 Esas, 2023/5055 Karar sayılı kararı ile 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi uyarınca cezasının şartla tahliye tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verildiği anlaşılmaktadır.
5. İnfaz Hakimliğince şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesine karar verilen hükümlünün, 5275 sayılı Kanunun’un geçici 10 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca izin bitimini takip eden onbeş gün içinde infaz işlemlerinin devam ettiği kuruma dönme zorunluluğu olduğu görülmektedir.
6. Hükümlünün izin bitim tarihinden sonra yasal süresi içerisinde Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ettiğinin, görevli ile görüştüğünün ve görevlinin kendisine işlemlerin otomatik olarak yürütüldüğü ve herhangi bir işlem yapmasına gerek olmadığı yönünde bilgi verildiğinin, buna rağmen ayrıca bilgi almak amacıyla 0553.... numaralı cep telefonu ile Denetimli Serbestlik
Müdürlüğüne ait 0212 530 ....numaralı sabit hattı aradığının ve görüştüğü görevlinin aynı yönde bilgi verdiğinin iddia edilmesi ve karar tarihinden sonra 27.09.2023 tarihinde Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından "....dosya ile ilgili denetim serbestlik müdürlüğü kayıt kabul bürosuna uğrayınız,.......gelmediğiniz takdirde hakkınızda yasal işlem yapılacaktır ...." şeklinde cep telefonuna bir mesaj gönderildiğinin iddia edilmesi karşısında, Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat edip etmediği, etti ise hangi tarihte müracaat ettiği yine telefonla arama yapıp yapmadığı, yaptı ise hangi tarihte yaptığı, yasal süresi içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmadığı gerekçesiyle açık ceza infaz kurumuna iadesi yönünde talepte bulunulmasına ve bu konuda bir karar verilmesine rağmen niçin 27.09.2023 tarihinde hükümlünün cep telefonuna mesaj gönderildiğine ilişkin gerekli araştırmalar yapıldıktan ve hükümlünün savunmasının doğruluğu araştırıldıktan sonra hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
7. Ayrıca hükümlünün Açık Ceza İnfaz Kurumundan Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne nakli sırasında düzenlenmesi gereken "Nakil ve Tebliğ Tebellüğ Belgesinin” düzenlenip düzenlenmediği, düzenlendi ise hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, edildi ise hangi tarihte tebliğ edildiği, ayrıca hükümlünün UYAP sisteminde kayıtlı GSM numarasına cezasının infaz durumu ile ilgili karar tarihinden önce SMS gönderilip gönderilmediği, gönderildi ise hangi tarihte gönderildiği araştırılmaksızın, eksik inceleme sonucu verilen karar Kanun'a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi açıklanan bu sebeple yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.10.2023 tarihli ve 2023/2456 değişik sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.06.2024 tarihinde karar verildi.