"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hâkimliği
SAYISI : 2023/1014 Değişik İş
SUÇ : Kasten yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara itirazın reddine dair
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 10.01.2023 tarihli ve 2021/51860 Soruşturma numaralı evrakı ile şüpheli hakkında kasten yaralama suçundan, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği, anılan ek karara yönelik şikâyetçi vekili tarafından yapılan itirazın reddine dair merci İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin, 03.02.2023 tarihli ve 2023/1014 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 271/4. maddesi uyarınca kesin olmakla 03.02.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 14.03.2024 tarihli ve 2023/9982 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve KYB-2024/35770 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.04.2024 tarihli ve KYB-2024/35770 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre, olay günü şüphelinin, hakkında aynı suçtan kamu davası açılan inceleme dışı ... ile birlikte müştekiyi darp ederek basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığının iddia edildiği olayda, müştekinin şikâyetçi olması üzerine yürütülen soruşturma neticesinde, kolluk tarafından müştekiye şüphelinin fotoğrafı üzerinden yaptırılan teşhis işleminde müştekinin şüpheliyi teşhis edemediği ve yüklenen suçun şüpheli tarafından işlendiğine dair somut delil elde edilemediği gerekçeleriyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Müştekinin 29.09.2020 tarihli kolluk ifadesinde olay günü inceleme dışı ... ile birlikte yanında bulunan ismini bilmediği bir şahıs tarafından darp edildiğini iddia etmesi, ...'ın müştekiye karşı aynı suçtan yargılandığı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/790 esas dosyasının 08.12.2021 tarihli duruşmasında alınan savunmasında, olay sırasında yanında bulunan kişinin şüpheli ... olduğuna dair beyanda bulunması ve bilgi sahibi olarak ifadelerine başvurulan ... ile ...'in alınan 01.10.2020 tarihli kolluk ifadelerinde müştekinin iddiasını doğrulamış olmaları karşısında, müşteki hakkında İstanbul Anadolu Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 13.11.2020 tarihli ve 2020/29264 sayılı rapora göre müştekinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde yaralandığının tespit edilmiş olduğu da dikkate alınarak, şüpheli hakkında basit yaralama suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphenin oluştuğu anlaşılmakla birlikte, yüklenen suçun uzlaşmaya tabi olması nedeniyle öncelikle dosyanın uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere Uzlaştırma Bürosuna gönderilerek, sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucu verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun'un, Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi başlıklı 160. maddesinde yer alan; "(1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."
Kamu davasını açma görevi başlıklı 170. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan; "1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler."
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar başlıklı 172. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; "(1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir."
Cumhuriyet savcısının kararına itiraz başlıklı 173. maddesinin inceleme konusu ile ilgili bölümlerinde yer alan; "(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
" şeklindeki düzenlemeler uyarınca Cumhuriyet savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikâyet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm kanunî yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaşıldığında iddianame düzenleyerek kamu davası açılması, aksi hâlde ise 5271 sayılı Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmektedir.
2. Bu kapsamda inceleme konusu soruşturma dosyasının değerlendirilmesinde; Cumhuriyet Başsavcılığınca “...şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair somut bir delil elde edilemediği”nden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği, anılan karara itirazın da merci tarafından reddedildiği anlaşılmıştır.
Oysa şikâyetçinin beyanı, hakkında dava açılan ...'ın savunması, tanık beyanları ile şikâyetçinin adlî muayene raporunda yaralanma bulgusu tarif edilmesine göre şüpheli hakkında eksik araştırma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara yönelik itirazın atılı suçun uzlaşma kapsamında bulunması nedeniyle uzlaştıma işlemleri yapılması ve sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinden kabulü yerine reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Şüpheli hakkında kasten yaralama suçundan verilen İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin, 03.02.2023 tarihli ve 2023/1014 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.06.2024 tarihinde karar verildi.