Logo

1. Ceza Dairesi2024/438 E. 2024/8666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın kasten yaralama suçunu işleyip işlemediği ve mahkumiyet hükmünün hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin sabit olmaması, mahkumiyet için yeterli ve kesin delil bulunmaması ve hükümde silahın niteliğine ilişkin çelişki ile cezada orantılılık ilkesine aykırılık tespit edilmesi nedeniyle istinaf mahkemesinin mahkumiyet kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

SAYISI : 2022/1835 E. 2023/2160 K.

SUÇ : Kasten yaralama

HÜKÜM : Mahkumiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.03.2018 tarihli ve 2018/11-38 Esas, 2018/113 Karar sayılı kararı uyarınca ilk derece mahkemesince verilen "beraat" kararı, istinaf mercii tarafından "mahkumiyet" kararı verilerek hüküm türü değiştirildiğinden, kararın temyizi kabil olduğu belirlenerek inceleme yapılmıştır.

2. İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Gediz Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.01.2022 tarihli ve 2020/432 Esas, 2022/63 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasından 5271 sayılı Kanun'un 223/2-(e) maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 02.10.2023 tarihli ve 2022/1835 Esas, 2023/2160 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının (aleyhe) ve katılan vekilinin istinaf başvuruları üzerine 5271 sayılı Kanun’un 280/1. fıkrası uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasıyla sanık hakkında katılana karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3-e, 87/1-c-son, 62/1, 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafinin temyiz sebepleri özetle; sanığın kasten yaralama suçunu işlemediğinden bahisle beraatine karar verilmesi ve lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Katılan ile sanığın komşu oldukları, aralarında anlaşmazlık bulunduğu, olay günü katılanın aracına bineceği sırada arkasından taş ile kafasına vurulduğu, önünü döndüğünde yüz kısmına sol göz tarafına bir kaç darbe daha aldığını, kendisini korumak için sol kolunu kaldırdığında sol koluna darbe aldığını ve kolunun kırıldığını beyan ederek eylemi sanığın gerçekleştirdiği iddiası ile şikayetçi olduğu, o sırada oğlu tanık Mustafa'nın balkonda olduğunu ve olayı gördüğünü iddia etmişse de katılan ve sanığın evlerinin karşılıklı olduğu, tanık Mustafa'nın beyanına göre babasının sanık tarafından yaralandığını görmesi üzerine aşağıya indiği esnada sanığın da eve çıkması gerektiği, bu nedenle karşılaşmamalarının mümkün olmadığı, sanık başka bir girişten apartmana girmiş olsa dahi tanık ...'nın beyanına göre, katılanın yanına gelen oğluna o sırada balkonda olan sanığı göstererek "o yaptı" dediği de nazara alındığında, sanığın katılanı yaralayarak ikametinin balkonundan yaralanan katılana bakacak derecede hızlı hareket etmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği, sanık ve eşinin olay saatlerinde evde bulundukları sırada sesler üzerine balkona çıktıklarında katılanın yaralandığını gördüklerine ilişkin aksi dosya kapsamı itibariyle ispatlanamayan savunmalarına göre eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

Kabule göre de;

1. Sanığın eylemini silahtan sayılan "taş" ile gerçekleştirdiği kabul edilmesine rağmen hüküm kısmında 5237 sayılı Kanun'un 86/3-e maddesi uyarınca uygulama yapılırken "dirgen" ile gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi,

2. Sanığın taşla yüzde sabit iz oluşturacak ve ağır (4) derecede kemik kırığına neden olacak şekilde kasten yaralama suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda; birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı suçu işleyen sanık hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı ve 5237 sayılı Kanun'un 3. maddesinde belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak aynı Kanun'un 86/1. fıkrası gereğince temel cezaya hükmedilirken neticeye etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,

Hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 02.10.2023 tarihli ve 2022/1835 Esas, 2023/2160 Karar sayılı kararının sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 302/2. fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, üye ... ve üye ...'ın hükmün onanması gerektiği yönündeki karşı oyları ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2. maddesi uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.12.2024 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Sanığın taşla yüzde sabit iz oluşturacak ağır (4.) derecede kemik kırığına neden olacak şekilde mağduru kasten yaraladığı, katılanın aşamalarda özü değişmeyen beyanları, bu beyanları doğrulayan doktor ve adli tıp kurumu raporları, tanıklar ... ve ...’nın beyanları, bu beyanları destekleyen sanığın tanık ...’e gönderdiği telefon mesajları ve tüm dosya kapsamına göre Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin kararına yönelik temyiz talebinin reddi ile kararın onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan bozmaya yönelik Sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız. 24.12.2024