"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/485 E., 2024/473 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bozma üzerine verilen Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.11.2021 tarihli ve 2019/463 Esas, 2021/658 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin,
12.07.2023 tarihli ve 2022/14830 Esas, 2023/5015 Karar sayılı ilâmı ile sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, temel cezaya hükmedilirken sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozma üzerine Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.06.2024 tarihli ve 2023/485 Esas, 2024/473 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 87/1-a, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; suçun kasten işlenmediğine, beraatine karar verilmesi gerektiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, erteleme ve seçenek yaptırımlara ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğine, eksik incelemeye, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, adli raporların yetersiz olduğuna, cezanın orantısız olduğuna, hak yoksunluklarına ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından kasten gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eksik incelemenin bulunmadığı, adli raporların hükme esas alınacak yeterlilikte olduğu, cezanın orantılılık ilkesine uygun olduğu, haksız tahrik hükümlerin uygulanmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, hak yoksunluğunun kasıtlı suçtan verilen hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olduğu, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, meşru savunma, meşru savunmada sınırın aşılması şartlarının oluşmadığı, ceza miktarı nazara alındığında başkaca lehe hükümlerin uygulanma imkanı bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde düzeltme nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Bozulmasına karar verilen Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.11.2021 tarihli ve 2019/463 Esas, 2021/658 Karar sayılı hükmünde sanık hakkında neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedildiği, bu hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi ve sanık aleyhine temyiz bulunmaması karşısında, ceza miktarının sanık lehine 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeksizin, bozma üzerine verilen hükümde sanık hakkında 2 yıl 11 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle kazanılmış hakkın ihlal edilmesi, hukuka aykırı bulunmuş ise de, bu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı bentte açıklanan nedenle Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.06.2024 tarihli ve 2023/485 Esas, 2024/473 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesi gereği hüküm fıkrasında 5237 sayılı Kanun’un 62/1. maddesinin uygulandığı paragraftan sonra; “bozma öncesi aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle cezanın 2 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden infazına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.03.2025 tarihinde karar verildi.