"İçtihat Metni"
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ
TALEBİNDE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TALEP KONUSU : 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 32 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalığı nedeniyle hükmolunan güvenlik tedbiri ile ilgili olarak hükümlülerin, takip edildikleri kurumlarca mevcut haliyle toplumsal tehlikeliliğinin önemli ölçüde azaldığı ve sosyal şifa halinin devam ettiğinin belirtilmesi durumunda, infaz dosyasının kapatılıp kapatılmayacağı yönündeki infaz savcılığı taleplerinin mahkemesince mi yoksa infaz hakimliğince mi değerlendirilip karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
TALEBE KONU
İLGİLİ KURUL KARARI : Adana Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 26.11.2024 tarih ve 2024/9 sayılı uyuşmazlığın giderilmesi istemi.
UYUŞMAZLIĞIN KONUSU : 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 32 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalığı nedeniyle hükmolunan güvenlik tedbirine istinaden mahkemesince öngörülen süre boyunca oturduğu yere en yakın devlet hastanesi psikiyatri kliniği ya da üniversite hastanesi psikiyatri polikliniğinde tıbbi kontrol ve takibi altında bulundurulmasına karar verilen hükümlülerin, takip edildikleri kurumlarca mevcut haliyle toplumsal tehlikeliliğinin önemli ölçüde azaldığı ve sosyal şifa halinin devam ettiğinin belirtilmesi durumunda, infaz dosyasının kapatılıp kapatılmayacağı yönündeki infaz savcılığı taleplerinin mahkemesince mi yoksa infaz hakimliğince mi değerlendirilip karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ TALEBİNE KONU KARARLAR:
1-Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05/06/2024 tarih ve 2024/883 Esas, 2024/896 Karar sayılı kararı,
Hükümlü Gültekin Şeker hakkında Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2008 tarih ve 2004/387 Esas, 2008/335 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve TCK'nın 57/1-2. maddesi gereğince toplum açısından tehlikeliliği ortadan kalkıncaya veya önemli ölçüde azalıncaya kadar yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına, tedavi sonucunda tehlikeliliğinin kalkması veya önemli ölçüde azalması halinde alınacak sağlık kurulu raporu ile serbest bırakılmasının değerlendirilmesi için mahkememize gönderilmesinin istenmesine ve bilahare verilen ek karar ile "hükümlü hakkında 3 yıl süre ile 6 ay aralıklarla oturduğu yere en yakın Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde tıbbi kontrol ve takibinin yapılmasına karar verilmekle, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlünün kontrol ve takiplerinin süre ve aralık yönünden tamamı yapılmış olup, Hastane tarafından en son alınan 12.10.2023 tarih ve 67971284/17189 sayılı raporunda "Mevcut haliyle toplumsal tehlikeliliğinin önemli ölçüde azaldığı ve sosyal şifa halinin devam ettiği, tıbbi kanaatini bildirir sağlık kurulu raporudur" gereğince hükümlüye ait infaz dosyasının infazen kapatılıp kapatılmayacağı yönünde bir karar alınması talebi ile ilgili olarak;
Adana 1. İnfaz Hakimliğinin 25.12.2023 tarih ve 2023/6605 Esas, 2023/335 Karar sayılı kararı ile "5237 sayılı Kanun'un 57. maddesi incelendiğinde infaz hakimliğine infaz dosyasının infazen kapatılmasına yönelik bir karar verilmesi bakımından görev yüklenmediği anlaşıldığından talebin reddine" karar verilmiş,
Adana 4 Ağır Ceza Mahkemesinin 02.05.2024 tarih 2004/387 Esas, 2008/335 Karar sayılı ek kararı ile "infaz dosyasının kapatılması kararı verme görevi ve yetkisi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş,
Bu durumda ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın gönderildiği Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05.06.2024 tarih ve 2024/883 Esas, 2024/896 Karar sayılı ilamı ile "Adana 1. İnfaz Hakimliğinin 25.12.2023 tarihli görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 08.02.2024 tarih ve 2024/230 Esas, 2024/137 Karar sayılı kararı,
Aynı konuda bir başka talepte ise Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi ile Adana 4. İnfaz Hakimliği arasında ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığında, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 08.02.2024 tarih ve 2024/230 Esas, 2024/137 Karar sayılı ilamı ile Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
3- Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 10.10.2024 tarihli yazısı ile aynı konuda Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi'nin 08.02.2024 tarih ve 2024/230 Esas, 2024/137 Karar sayılı kararıyla, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05.06.2024 tarih ve 2024/883 Esas, 2024/896 Karar sayılı kararı arasında içtihat aykırılığı bulunmakta olup, bu konudaki içtihat aykırılığının giderilmesi gerektiği yönündeki talepte bulunulması üzerine; Adana Bölge Adliye Mahkemesi Ceza
Daireleri Başkanlar Kurulunun 26.11.2024 tarih ve 2024/9 sayılı kararı ile " hakkında uygulanan güvenlik tedbirleri sebebiyle mahkemesince öngörülen süre boyunca oturduğu yere en yakın devlet hastanesi psikiyatri kliniği ya da üniversite hastanesi psikiyatri polikliniğinde tıbbi kontrol ve takibi altında bulundurulmasına karar verilen hükümlülerin, takip edildikleri kurumlarca mevcut haliyle toplumsal tehlikeliliğinin önemli ölçüde azaldığı ve sosyal şifa halinin devam ettiğinin belirtilmesi durumunda, infaz dosyasının kapatılıp kapatılmayacağı yönündeki infaz savcılığı taleplerinin mahkemesince mi yoksa infaz hakimliğince mi karar verilmesi gerektiği hususunda, 1 oy'a karşı (15. Ceza Dairesi) 21 oy çokluğu ile 3. Ceza Dairesinin kararı doğrultusunda İnfaz Hakimliğince verilmesinin uygun olacağı görüşü ile; Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05.06.2024 tarih, 2024/883 Esas ve 2024/896 sayılı Kararı ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 08.02.2024 tarih, 2024/230 Esas ve 2024/137 sayılı kesin nitelikteki kararları arasında UYUŞMAZLIK BULUNDUĞUNA,
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkilerini düzenleyen Kanunun 35/3 maddesi uyarınca ilgili bilgi ve belgelerin eklenerek kararın bir suretinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE karar verilerek dosyanın Başsavcılığına gönderildiği anlaşılmıştır.
KARAR UYUŞMAZLIĞI HAKKINDA YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ GÖRÜŞÜ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 13.12.2024 tarihli ve 2024/124627 sayılı tebliğnamesinde;
“5237 sayılı TCK’nın 32 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalığı nedeniyle hükmolunan güvenlik tedbirine istinaden mahkemesince öngörülen süre boyunca oturduğu yere en yakın devlet hastanesi psikiyatri kliniği ya da üniversite hastanesi psikiyatri polikliniğinde tıbbi kontrol ve takibi altında bulundurulmasına karar verilen hükümlülerin, takip edildikleri kurumlarca mevcut haliyle toplumsal tehlikeliliğinin önemli ölçüde azaldığı ve sosyal şifa halinin devam ettiğinin belirtilmesi durumunda, infaz dosyasının kapatılıp kapatılmayacağı yönündeki infaz savcılığı taleplerinin hüküm mahkemesince mi yoksa infaz hakimliğince mi değerlendirilip karar verilmesi gerektiğine ilişkin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi kararları arasındaki uyuşmazlığın, 5235 sayılı Kanun'un 35/3. maddesi uyarınca, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05.06.204 tarih ve 2024/883 Esas, 2024/896 Karar sayılı kararındaki görüş ve kabul doğrultusunda giderilmesi” yönünde görüş bildirmiştir.
KARAR UYUŞMAZLIĞI İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER:
1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri” başlıklı 57. maddesi;
"(1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbi kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir.
(4) Tıbbi kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
(5) Tıbbi kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, infaz hâkimliğince yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.
(6) İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, infaz hâkimi kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
(7) Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılabilir."
2. 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun 1.maddesinin 2.fıkrası;
"Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemlere veya bunlarla ilgili faaliyetlere ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara yönelik şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar."
3. 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun “İnfaz Hakimliklerinin Görevleri” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (2), (5), (6), (7) . bentleri ile 2. fıkrası;
“İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:
......
2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
.......
5. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikâyetleri incelemek.
6. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zamanaşımı ve hükümlünün ölümü hâllerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak ve işleri yapmak.
7. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır."
Şeklinde düzenlenmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
1. Fiili işlediği sırada akıl hastası olması nedeniyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 32/1 ve 5271 sayılı Kanun’un 223/3-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına kadar yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilen hükümlünün, hakkında verilen hükmün infazı sırasında, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi halinde infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılmasının mümkün olduğu, sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbi kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıklarının gösterilmesi gerektiği, eğer tıbbi kontrol ve takibinin gerektiğine karar verilmiş ise sağlık kurulu raporunda gösterilen süre ve aralıklarla tıbbi kontrol ve takibinin Cumhuriyet savcılığınca, teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşun yaptırılması gerektiği, tıbbi kontrol ve takipte, hükümlünün akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığı durumlarda hazırlanan rapora dayanılarak, infaz hâkimliğince hükümlü hakkında yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesinin mümkün olduğu, hükümlünün yapılan son kontrolüne ilişkin düzenlenen raporda toplum açısından hastalığının tehlikeliliğinin önemli ölçüde azaldığının bildirilip, kişinin akıl hastalığı itibariyle toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı yönünde bir tespit olmaması, hükümlü hakkında yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesinin artık mümkün olmadığı durumlarda, infaz dosyasının kapatılıp kapatılmayacağı yönündeki İnfaz savcılığı tarafından yapılan taleplerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 57. maddesi ile 4675 sayılı Kanun’un 1 ve 4. maddelerinde yer alan düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde güvenlik tedbirinin infazı ile ilgili tüm kararları alma görev ve yetkisinin infaz hakimliğine ait olması nedeniyle İnfaz hakimliğince değerlendirilip karar verilmesi gerektiği, hüküm mahkemesince infaza ilişkin bu konuda bir karar verilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
2. Bu açıklamalara göre uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin somut olay değerlendirildiğinde; İnfaz hakimliğinin görevli olduğuna karar veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 05.06.2024 tarih ve 2024/883 Esas, 2024/896 Karar sayılı kararının hukuka uygun olduğu aynı konuda Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi'nin 08.02.2024 tarih ve 2024/230 Esas, 2024/137 Karar sayılı kararının hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmış olup, uyuşmazlığın giderilmesi ile ilgili talebin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin görüşü doğrultusunda giderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi ile 15. Ceza Dairesi arasındaki uyuşmazlığın, 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin görüşü doğrultusunda giderilmesine,
Dosyanın Adana Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.04.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.