Logo

1. Ceza Dairesi2025/1179 E. 2025/2072 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildikten sonra sehven düzenlenen kararda isim hatası nedeniyle kararın kaldırılması talebinin reddine dair kararın kanun yararına bozulması istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itiraz henüz kesinleşmediği ve olağan kanun yolu tüketilmediği için, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hâkimliği

SAYISI : 2023/1651 Değişik İş

SUÇ : Kasten yaralamaİNCELEME KONUSU

KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması talebinin reddine dair

KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Anamur Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 14.11.2022 tarihli ve 2021/2775 Soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair ek kararının "1999 doğumlu ...'e yönelik eylem nedeniyle" kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmesi gerektiği hâlde sehven "1956 doğumlu ...'e yönelik eylem nedeniyle" kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiğinden bahisle anılan ek kararın kaldırılması talebinin reddine dair merci Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin, 12.06.2023 tarihli ve 2023/1651 Değişik İş sayılı kararının kesin olarak verildiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 309/1. maddesi uyarınca, 20.01.2025 tarihli ve 2024/10592 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.02.2025 tarihli ve KYB-2025/12166 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.02.2025 tarihli ve KYB-2025/12166 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında;

Dosya kapsamına göre, 19.03.2021 tarihli olay ile ilgili olarak müşteki ...'ün 20.03.2021 tarihli kolluk ifadesinde; olay günü şüphelilerden ...'nın sol gözünün altına yumrukla vurduğunu, daha sonra şüpheli ...'nın da ... ile birlikte vücudunun değişik yerlerine vurduklarını ifade etmesi ile Anamur Devlet Hastanesi Acil Polikliniğinden alınan 19.03.2021 tarihli genel adli muayene raporunda, müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandığının tespit edilmesi karşısında, şüpheliler haklarında kamu davası açılmasını gerektirir yeterli şüphe bulunduğu ve delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

"

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, hâkim veya mahkeme tarafından verilen, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümlerdeki gerek maddi hukuka ve gerekse usul hukukuna ilişkin hukuka ayrılıkların giderilmesi için, kural olarak Adalet Bakanlığı, istisnai durumlarda da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından başvurulan olağanüstü kanun yollarından birisidir.

5271 sayılı Kanun'da önce itiraz, istinaf ve temyiz olmak üzere olağan kanun yolları düzenlendikten sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, kanun yararına bozma, yargılamanın yenilenmesi olmak üzere olağanüstü kanun yolları düzenlenmiştir. Henüz kesinleşmemiş olup olağan kanun yolunun açık olduğu karar veya hükümlere yönelik olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna başvurulamaz. Ancak verildiği anda kesin olan veya olağan kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere yönelik anılan kanun yoluna başvurulabilir.

2. 5271 sayılı Kanun'un 172/2. maddesinde yer alan; "(2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/10 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz." şeklindeki düzenleme ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra, yeni bir delil meydana çıkmadan Cumhuriyet

savcısınca kendiliğinden kamu davası açılamayacağı hüküm altına alınmış, ancak 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 680 sayılı KHK ile ayrıca, elde edilen yeni delilin kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak nitelikte olması ve sulh ceza hâkimliğince bu konuda bir karar verilmesi şartlarına bağlanmıştır.

3. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde, Anamur Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 14.11.2022 tarihli ve 2021/2775 Soruşturma sayılı kararı ile şüpheliler hakkında 1956 doğumlu ...'e yönelik kasten yaralama suçundan, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmesinden sonra Anamur Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Kanun'un 172/2. maddesi kapsamında şikâyetçinin adının sehven hatalı yazıldığından bahisle anılan ek kararın kaldırılmasının talep edildiği, Silifke Sulh Ceza Hakimliğince "dosyada yeni bir delil bulunmadığı" gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

4. 5271 sayılı Kanun'un 267/1. maddesinde yer alan; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir." şeklindeki düzenleme gereği Silifke Sulh Ceza Hakimliğinin 5271 sayılı Kanun'un 172/2. maddesi kapsamında verdiği kararın, itiraz yoluna tabi olması nedeniyle henüz kesinleşmediği, Cumhuriyet Başsavcılığınca 19.04.2023 tarihli yazı ile anılan karara yönelik kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulduğu belirlenmekle, 5271 sayılı Kanun'un 264/1 ve 264/2. maddelerinde yer alan; "(1) Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz. (2) Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir." şeklindeki düzenleme gereği anılan karara yönelik Cumhuriyet savcısının itirazının incelenmesi için dosyanın itiraz merciine gönderilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

5. İnceleme konusu karara yönelik itiraz incelemesi yapılmadan anılan kararın olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, bu aşamada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.03.2025 tarihinde karar verildi.