"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/1024 E., 2023/481 K.
SUÇ : Kasten yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2023 tarihli ve 2022/1024 Esas, 2023/481 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 29, 62, 5271 sayılı Kanun'un 251/3, 5237 sayılı Kanun'un 52/2. maddeleri gereğince 1.120,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 03.10.2023 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 05.02.2025 tarihli ve 2024/16735 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/18143 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/18143 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine ve 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.02.2018 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın 19.12.2018 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 2019/159 esas, 2019/803 sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle, Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2020/598 esas, 2021/605 sayılı kararıyla hükmün açıklanmasına karar verildiği gözetilmeksizin, sanığın 31.08.2021 ve 01.09.2021 tarihlerinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbarını müteakip, Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.04.2023 tarihli kararıyla ikinci kez hükmün açıklanmasına karar verilmesinde,
Kabule göre de;
Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 24.01.2024 tarihli ve 2023/4894 esas, 2024/363 karar sayılı ilâmı ile de belirtildiği üzere;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, anılan Kanun'un 231/11. maddesi uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, yasal zorunluluk hali de bulunmadığı halde denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeyerek önceki hükümde değişiklik yapmak suretiyle açıklanması geri bırakılan hükümle birlikte ayrıca 5271 sayılı Kanun'un 251/3. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulayarak hükümlü hakkında verilen cezada 1/4 oranında indirim yapılmasında isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Öğretide olağanüstü temyiz olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunun koşulları ve sonuçları, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesi ile aynı Kanun'un 310 uncu maddesinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un, Kanun yararına bozma başlıklı 309. maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan;
"(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar."
Şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için, bu karar veya hükmün hukuken geçerli olması ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
2. Hâkim veya mahkemenin, kovuşturma aşaması sonucunda verdiği karar ya da hüküm, kanun yolu incelemesi ile ortadan kaldırılmadıkça veya yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü söz konusu olmadıkça aynı davaya bakma imkânı olmadığı hâlde, mahkemenin, yeniden dosyayı ele alarak verdiği karar ya da hüküm hukuken geçersizdir. Bu hüküm veya karar, kural olarak olağan kanun yolu olan itiraz, istinaf ve temyiz yoluna konu olamayacağı gibi olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna da konu olamaz.
3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 27.10.2009 tarihli ve 2009/206 Esas, 2009/250 Karar sayılı kararında; "...Hukuken geçerli olmayan karar ve hükümlere karşı yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanaklı olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının bu nedenlerle kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin bu nedenlerle reddine karar verilmesi” gerektiği kabul edilmiştir.
4. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.02.2018 tarihli ve 2013/266 Esas, 2018/250 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 29, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükümlü hakkındaki Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.10.2019 tarihli ve 2019/159 Esas sayılı ihbar yazısı üzerine; Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.06.2021 tarihli ve 2020/598 Esas, 2021/605 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.02.2018 tarihli ve 2013/266 Esas, 2018/250 Karar sayılı açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş olduğu hâlde; hükümlünün denetim süresi içerisinde suç işlediğine dair Trabzon 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/168 Esas sayılı ve Trabzon 7. Asliye Ceza Mahkemesinin,22.03.2023 tarihli ve 2022/368 Esas sayılı ihbar yazıları üzerine, Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2023 tarihli ve 2022/1024 Esas, 2023/481 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında ikinci kez aynı hükmün açıklanmasına karar verilmiş olması nedeniyle bu ikinci hüküm hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde bulunduğu belirlenmiştir.
Hukuken varlık kazanmayan bir kararın kanun yararına bozma istemine konu edilmesi de olanaklı değil ise de mevzuatta hukuken geçersiz nitelikteki kararların kendiliğinden yok sayılmasını düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Hukuken geçersiz ve yok hükmündeki kararlar, olağan veya olağanüstü kanun yolları vasıtasıyla, hukuken geçersiz olduklarına ilişkin bir tespit yapılmadıkça şeklen varlığını koruyacaktır.
5. Yukarıda (3) numaralı paragrafta zikredilen YCGK, 2009/206 E., 2009/250 K. sayılı kararında açıklandığı üzere hukuken geçerli olmayan, yok hükmünde olan inceleme konusu kararın kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
6. Bununla birlikte hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu tespit edilen inceleme konusu karara yönelik talepnamedeki diğer kanun yararına bozma talebi hususunda bu aşamada karar verilmesi mümkün görülmemekle anılan talep inceleme dışı bırakılmıştır.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.04.2025 tarihinde karar verildi.