Logo

1. Ceza Dairesi2025/433 E. 2025/1103 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen kasten yaralama suçundan mahkûmiyet kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin hatalı uygulanması, silahla kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine rağmen fiilin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama niteliğinde olması, cezanın belirlenmesinde adli para cezası seçeneğinin değerlendirilmemesi ve hükmün kesinleşmesinden sonra verilen ek kararın hukuka aykırı olması gözetilerek yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2022/547 E., 2023/503 K.

SUÇ : Kasten yaralama

KARAR : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.08.2023 tarihli ve 2022/547 Esas, 2023/503 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-e, 62, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 251/3, 5237 sayılı Kanun'un 53, 58. maddeleri gereğince 4 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektilmesine ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 30.01.2024 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 20.01.2025 tarihli ve 2024/14398 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 24.01.2025 tarihli ve KYB-2025/9699 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 24.01.2025 tarihli ve KYB-2025/9699 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"... Dosya kapsamına göre,

1) Sanık hakkında adli sicil kaydında bulunan İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.05.2016 tarihli ve 2015/634 esas, 2016/352 sayılı mahkumiyet kaydından bahisle hükmolunan cezanın 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de, bahse konu ilamın sanığa ait olmadığı gibi, adli sicil kadında tekerrrüre esas alınabilecek başkaca bir mahkûmiyet hükmünün de bulunmadığı cihetle; sanık hakkında hükmedilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,

Kabule göre de,

2) Sanık hakkında şartları bulunmadığından 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, adli sicil kaydında daha önce işlemiş olduğu kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına ilişkin mahkûmiyet kaydı bulunmayan sanık hakkında erteleme hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum olmadığının anlaşılması karşısında, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra, anılan Kanun'un 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,

3) Mahkemesince sanık hakkında ... ceza belirlenirken, 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesinde adli para cezası da öngörülmesine rağmen hapis cezasına hükmolunduğu cihetle, anılan Kanun'un 50/2. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasının adli para cezası seçenek yaptırıma çevrilmesi mümkün olmadığı nazara alındığında, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilme hariç, aynı Kanun'un 50/1. maddesindeki diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi koşullarının değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

"

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. Olay günü taraflar arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü; hükümlünün şikâyetçiye eli ile vurarak adlî muayene raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıktan sonra yangın tüpü fırlattığı, ancak fırlatılan yangın tüpünün şikâyetçiye isabet etmediği anlaşılmıştır.

2. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 28.01.2020 tarihli ve 2015/3-1206 Esas, 2020/31 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere hükümlünün silahla kasten yaralama suçuna teşebbüsten sorumlu tutulması gerektiği belirlenmekle, ortada basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte tamamlanmış bir yaralamanın var olduğu da göz önüne alındığında, işlenen fiille orantılılık ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek teşebbüs hükmünün düzenlendiği 5237 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilmek suretiyle belirlenecek cezanın, tamamlanmış basit yaralama suçu için öngörülen cezanın altına düşmeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği dikkate alınmadan hükümlünün silahla tamamlanmış kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

3. 5237 sayılı Kanun'un, Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular başlıklı 58. maddesinin birinci fıkrasının inceleme konusu ile ilgili birinci cümlesinde; "(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm

kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır..." şeklinde düzenlemenin bulunduğu, hükümlünün tekerrüre esas alınan İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.05.2016 tarihli ve 2015/634 Esas, 2016/352 Karar sayılı kararına konu mahkûmiyet hükmünün inceleme konusu dosyadaki hükümlü ... hakkında değil şikâyetçi ... hakkında verilmiş olduğu anlaşılmıştır.

Tekerrüre esas alınan ilâma konu suçun hükümlü tarafından gerçekleştirilmemesi nedeniyle mükerrir olmayan hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58/6. maddesine göre tekerrür hükümlerinin uygulanması, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

4. 5237 sayılı Kanun'un 58/3. maddesi; "Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur." ve 5237 sayılı Kanun'un, Kasten yaralama başlıklı 86. maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan ikinci fıkrası ise; "Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur." şeklinde düzenlenmiştir. Hükümlünün adlî sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek ilâmı bulunmamaktadır. 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesinde seçimlik ceza olarak adli para ve hapis cezaları öngörüldüğünden Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 25.09.2018 tarihli ve 2015/13-1066 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere, Mahkemece adlî para cezasının da takdir hakkı kapsamında tercihinin mümkün olduğu belirlenmiştir.

Ayrıca adlî sicil kaydı bulunmayan hükümlü hakkında lehine olan hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.

5. Bununla birlikte Mahkemenin inceleme konusu kararından sonra 11.03.2024 tarihinde dosyayı yeniden ele alarak verdiği ek kararın hukukî değerden yoksun bulunması nedeniyle yok hükmünde olduğu belirlenmiştir.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan verilen İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.08.2023 tarihli ve 2022/547 Esas, 2023/503 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.02.2025 tarihinde karar verildi.