Logo

1. Hukuk Dairesi2020/3616 E. 2022/1689 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında yapılan sulh sözleşmesinin feragat olarak değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların gerçekleştirdiği şarta bağlı anlaşmanın feragat değil sulh niteliğinde olduğu, davacının beyanlarının da aslında sulh yapma iradesini yansıttığı gözetilerek, mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece feragat nedeni ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’ın 134, 153 ve 172 parsel sayılı taşınmazlarını davalı torununa görünürde satış göstermek suretiyle, gerçekte kendisine ve oğluna ölünceye kadar bakma koşulu ile bedelsiz temlik ettiğini, davalının mirasbırakana ve kendisine bakacağını söyleyerek mirasbırakanı ve kendisini kandırdığını, bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında davalının taşınmazların kullanım ve işletme hakkını ölünceye kadar kendisine bırakması şartıyla davalı ile sulh olduklarını, şifahi yapılan sulh anlaşması gereğince davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında; davacı babası ile çekişme konusu taşınmazların kullanım ve işletme hakkının ölünceye kadar davacıda olacağı hususunda anlaşmaya varıldığını, bu anlaşma gereğince davacının davadan feragat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde; davadan feragat etmediğini, davalı oğlu ile davalının ölünceye kadar kendisine bakacağı ve ölünceye kadar dava konusu taşınmazların kullanım ve işletme hakkının kendisine ait olacağı hususunda anlaştıklarını, bu anlaşma gereğince dava konusu taşınmazların davalıda kalmasına rıza gösterdiğini, bu durumda feragatin şarta bağlı olduğunu, feragatin kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini, şarta bağlı feragatin geçerli olmayacağını, mahkemece sulh sözleşmesi gereğince hüküm tesis edilmesi gerekirken, feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 313. maddesinde “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.

Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.

Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dahil edilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yine aynı yasanın sulhun etkisini düzenleyen 315. maddesinde, “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.

İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhun iptali istenebilir.” denilmektedir.

3.2.2. Sulh sözleşmesi niteliği gereği, şarta bağlı olarak da yapılabileceği kabul edilmektedir.Ancak bu düzenleme, mahkeme tarafından, şarta bağlı bir hüküm verilebileceği anlamına gelmez. Zira sulh, mahkemenin bir hükmüne gerek kalmaksızın davaya son veren usuli bir sözleşme olduğundan, şarta bağlı sulh ile dava kendiliğinden sona erecek ve mahkeme de sulh sebebiyle, karar verilmesine yer olmadığını tespit ile yargılamayı sona erdirecektir.

Ancak, "Cumhuriyet savcısının davada yer alması" başlıklı 75.inci maddenin üçüncü fıkrasında gösterildiği üzere, Cumhuriyet savcısının yer aldığı dava ve işler üzerinde taraflar serbestçe tasarruf edemeyeceklerinden, bu nevi davalarda tarafların sulh olmaları sonuç doğurmaz.

3.2.3. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesinde, “Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 153 parsel sayılı taşınmazın tamamı, 134 ve 172 (yenileme ile 122 ada 2) parsel sayılı taşınmazların 1/2’şer payları mirasbırakan ... adına kayıtlı iken bizzat mirasbırakan tarafından 12.01.1988 tarihli 60 yevmiye numaralı işlem ile davalı torunu ...’a satış suretiyle devredildiği, mirasbırakan ...’ın 27.09.2000 tarihinde ölümü ile geriye tek mirasçısı olarak davacı oğlu ...’in kaldığı anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olayda, 15.03.2007 tarihli oturumda davacının; “Davalı oğlum olup, oğlum ile davadan sonra yaptığım görüşmede kendisi ile anlaşmaya vardık, bu anlaşma gereği davalı oğlum dava konusu Kadirli İlçesi Sarıdanışmanlı köyü 134, 153 ve 172 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerinin kullanım ve işletme hakkını ölünceye kadar bana bırakmış olup, bu anlaşma gereği ben de açtığım davadan feragat ediyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, yine aynı oturumda davalı asilin; “Davacı babamın söyledikleri doğrudur, ben dava konusu Kadirli İlçesi, Sarıtanışmanlı Köyü 134, 153 ve 172 parsel sayılı taşınmazlardaki hissemin kullanım ve işletme hakkını, kullanım ve işletmeden elde edilecek ürün ve gelirlerin tamamını ölünceye kadar davacı babama bırakıyorum, bunun karşılığında da yaptığımız anlaşma gereği davacı babam da açmış olduğu bu davadan feragat etmiştir, yaptığımız anlaşmaya uygun olarak feragat nedeni ile açılan bu davanın reddini talep ediyorum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.

3.3.3. Bilindiği üzere, feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır.Tarafların beyanda bulunduğu 15.03.2007 tarihli duruşma tutanağı incelendiğinde tarafların amacının sulh olup, davacının irade ve amacının feragat olmadığı anlaşılmaktadır.

3.3.4. Hâl böyle olunca, tarafların aralarındaki sulh sözleşmesine göre karar verilmesini istedikleri gözetilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 315/1. maddesi gereğince tarafların belirttiği sulh sözleşmesine göre hüküm kurulması, tarafların sulhe göre karar verilmesini istememeleri halinde karar verilmesine yer olmadığı, şeklinde karar verilmesi gerekirken, davacının iradesi yanlış değerlendirilerek feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.