Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10067 E. 2022/407 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 10 parça taşınmazın (103 ada 72, 130, 153, 158, 126 parsel, 105 ada 47, 51, 56, 93 parsel, 111 ada 118 parsel) mirasbırakan babası ... ...’ten intikal ettiğini, davalı kardeşi ...’nin talebi üzerine intikal işlemlerinin yürütülmesi için davalıya geniş yetkiler içeren vekaletname verdiğini, ancak vekaletname kullanılarak bilgisi haricinde taşınmazların davalı kardeşi ...’e devredildiğini, ... ile görüştüğünde yalnızca tapudaki devir bedelini talep edebileceği yönünde cevap verdiğini ve anlaşmaya yanaşmadığını, taşınmazların gerçek değeri ile satış değerleri arasında fahiş fark olduğunu, ...’nin vekalet görevini kötüye kullandığını ve diğer davalı ile çıkar ve işbirliği içerisinde kendisini zararlandırma kastıyla hareket ettiklerini ileri sürerek davalı ...’e devredilen hisselerin tapusunun iptali ile adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazların gerçek değerinin davalı ...’den tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiş, yargılama aşamasında taşınmazların tüm mirasçılar arasında kararlaştırıldığı şekilde taksim edilmek üzere ücret alınmaksızın davalı ...’e devredildiğini, davanın kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30/06/2021 tarihli ve 2019/214 E. 2021/187 K. sayılı kararıyla; bilirkişi raporlarının tarımsal gelir metoduna uygun olarak düzenlendiği, taşınmazların satış bedelleri ile rayiç değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, vekaletnamede dilediği bedel ile satış yetkisi verilmiş ise de vekilin vekil edeni zararlandırmama yükümlülüğünün bulunduğu, taşınmazların taksim edilmek üzere davalıya devredildiği iddia edilmiş ise de davalının yurtdışında yaşadığı ve davaya konu taşınmazları dava tarihine kadar taksim etmediği, davalıların işbirliği içerisinde davacıyı zarara uğrattıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, taşınmazların taksim amacıyla devredildiğini, mirasbırakanın tüm mirasçılarının aynı vekile vekalet vererek hisselerini devrettiğini, davacının taşınmaz tapularının kendisine devrine yanaşmadığını, dava öncesi ve sonrasında davalılara haksız olarak masraf yaptırıldığını, davacının 20 yıl önce mirasbırakana para verdiğini ileri sürerek davalıdan 9.500 Euro para aldığını, davanın kötü niyetli olduğunu, bilirkişi raporunda taşınmaz değerlerinin yüksek hesaplandığını, gerçek olmayan bu değerler üzerinden yargılama giderlerinin de hatalı hesaplandığını ve müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 21/10/2021 tarihli ve 2021/2023 E. 2021/2081 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak mirasbırakana ait bazı büyük parsellerin ifrazının gerektiğini, davacıya ifraz edilecek taşınmazdan yer verileceğini, bu konuda masraf yapabilecek tek kişinin davalı ... olduğunu, davacının taksim anlaşmasından caydığını, müvekkilinin davacının tüm hisselerini geri vermeyi kabul ettiğini ancak davacının buna yanaşmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez.

Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

3.2.2. Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

3.2.3. Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3.2.4. TMK'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir " düzenlemeleri yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı olan ve kararın III. numaralı bendinde açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, bakiye 6.223,41-TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.