"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, 132 ada 3, 5 ve 133 ada 2 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanları .... tarafından 28/04/1985 tarihli köy ihtiyar heyeti senedi ile satın alındığını, ancak dava konusu taşınmazların ... ve ... ile ... adına kötüniyetli tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına kayıtlı 132 ada 4 parsele eklenmek suretiyle tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 10.09.2007 tarihinde kesinleştiği ve 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin 10/09/2017 tarihinde dolduğunu, bu tarihin pazar gününe denk geldiğini, eldeki davanın 11/09/2017 pazartesi günü açıldığını, bu nedenle hak düşürücü sürenin geçmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; kadastro tutanaklarının askı ilanının 09/08/2007-07/09/2007 tarihleri arasında yapıldığı, davacıların davasını 11/09/2017 tarihinde açtığı, davanın hak düşürücü süreden reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. Maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 47/F maddesi gereğince düzenlen Kadastro İlanları Hakkında Yönetmelik'in "Kadastro Kanunundaki sürelerin tespiti" başlıklı 9. maddesinde "Kadastro Kanunundaki usul, kazandırıcı zamanaşımı ve hak düşürücü süreler, 18/Haziran/1927 tarih ve 1086 sayılı HukukUsulü Muhakemeleri Kanununun 160-162 ncimaddeleri gereğince hesaplanır." düzenlemesi bulunmaktadır.
3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 92/2. (1086 sayılı HUMK m. 161) maddesinde, süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde sürenin biteceği, aynı Kanunun 93. maddesinde (HUMK m. 162) ise, resmî tatil günlerinin, süreye dâhil olduğu, sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biteceği düzenlenmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazlara ilişkin tespit tutanağının 09/08/2007 tarihinde askıya çıkarıldığı, esasen bu konuda bir uyuşmazlığın da söz konusu olmadığı, uyuşmazlığın tespit tutanağının ne zaman kesinleştiği ve Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin ne zaman dolduğu ve sonuç itibariyle eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
3.3.2. 1086 sayılı HUMK 159 ve devamı ve (6100 sayılı HMK 91 ve devamı) maddelerinde sürelerin ne zaman başlayıp ne zaman biteceği gösterilmiştir. Sürelerin tebliğ veya tefhimden itibaren başlayacağı belirtildikten sonra HUMK 161 (ve HMK 92) maddesinde gün olarak belirlenmiş sürenin hesabında tebliğ veya tefhim edildiği günün hesaba katılmayıp sürenin, son günün tatil saatinde biteceği, yıl olarak belirlenen sürenin ise başladığı güne karşılık gelen günün tatil saatinde biteceği öngörülmüştür.
3.3.3. Somut olayda, dava konusu taşınmazların tespit tutanağı 09/08/2007 tarihinde askıya çıkarıldığına göre, Kadastro Kanunu’nun 11.maddesinde belirlenen 30 günlük askı ilan süresi 30. gün olan 08/09/2007 tarihinde mesai saati sonunda bitecektir. Ne var ki, 08/09/2007 tarihi cumartesi gününe denk geldiğinden askı ilan süresinin 10/09/2007 tarihinde mesai saati sonunda biteceği ve kadastro tutanağının da 11/09/2007 tarihinde kesinleştirilmesi gerektiği açıktır. Kadastro Müdürü itirazda bulunulmadığını gözetip 10/09/2007 tarihini atarak tutanağı onaylamış ise de, bu hususun tutanağın kesinleşme tarihini değiştirmeyeceği ve sonuca etkili olmayacağı, bu durumda onay tarihinin değil, Kanunun belirlediği şekilde kesinleşme tarihinin kabul edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
3.3.4. Kabule göre ise, tespitin 10/09/2007 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında dahi, HMK’nın 92. maddesine göre davanın açılabileceği son tarih 10/09/2017 tarihidir. Ne var ki, bu tarihin pazar gününe denk gelmesi nedeniyle HMK’nın 93. maddesi gereği davanın açılabileceği son tarih 11/09/2017 tarihi olmaktadır. Davacı taraf davasını 11/09/2017 tarihinde açtığına göre 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin dolmamış olduğu açıktır.
Hal böyle olunca, işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenle; davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Hukuk Dairesine gönderilmesine; alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.