"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: GEBZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin kararın, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin karar süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 23/05/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, 1668 ada 12 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanları ... tarafından davalı şirkete devredildiğini, şirket ortaklarının mirasbırakanın oğulları ... ve ... olduğunu, asıl amacın diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek, muvazaalı olarak devri yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı şirket vekili, mirasbırakan ...in sağlık sorunları olduğunu, hastane masraflarını karşılayamadığını, bu nedenle dava konusu taşınmazını satılığa çıkarttığını, bedelini ödemek suretiyle ata malı olan dava konusu taşınmazın davalı şirket tarafından mirasbırakandan devralındığını, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleştirilen davada muvazaa iddiasının davacılar tarafından usulünce ispat edilemediği, mirasbırakanın sağlık sorunları nedeniyle dava konusu taşınmazı satılığa çıkarttığı, davalının da bedelini ödemek suretiyle taşınmazı iktisap ettiği, muvazaalı bir işlemin olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın ekonomik durumunun iyi olduğunu, mal satmaya ihtiyacının bulunmadığını, sağlık sorunlarını nedeniyle taşınmaz satacak kadar harcamasının olmadığını, davalı şirket ortaklarının dava konusu taşınmazı satın alabilecek ekonomik güce sahip olmadığını, devrin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/10/2021 tarihli 2021/1070 Esas 2021/1256 Karar sayılı kararıyla; davalı şirket ortaklarının mirasbırakanın oğulları olduğu, sağlık problemleri nedeniyle dava konusu taşınmazı satabilecek kadar harcamasının olmadığı, dinlenen tanıkların da mirasbırakanın damatlarına mal bırakmamak amacıyla dava konusu taşınmazı devrettiğini beyan ettikleri, temlikin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davalı şirket vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan ...’ın eşinin 1994 yılında kanser hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiğini, bu süreçte eşinin tedavisi için ciddi paralar harcamak zorunda kaldığını, piyasaya borçlandığını, bir dönem sonra borçlarını ödeyememesi nedeniyle dava konusu taşınmazı satılığa çıkarttığını, davalı şirket ortaklarının da bu durumdan haberdar olması üzerine bedelini mirasbırakana ödemek suretiyle taşınmazı devraldıklarını, dava dışı mirasçıların da bu durumdan haberdar olduklarını ve dava açmadıklarını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil steğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, (IV.3) no.lu paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleştirilen davada davalı şirket vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 30.528,14 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, 23/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.