Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10227 E. 2022/1329 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerindeki tapu iptali ve tescil davasında, tüm mirasçıların davaya dahil edilmemesi nedeniyle davanın görülebilirlik koşulunun oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Elbirliği mülkiyetinde mirasçılar dava açarken zorunlu dava arkadaşı oldukları ve mirasçılardan birinin davaya dahil edilmemesi davanın görülebilirlik koşulunu etkilediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ERGANİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar süresi içinde asli müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde özetle; 160 ada 1 parsel, 161 ada 1 parsel ve 6 parsel ile 159 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kendisi ve kardeşlerine ait olduğunu ancak kadastro tespitinin davalılar adına yapıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına tescilini istemiş, Mahkemece davaların tefriki ile eldeki davada 161 ada 1 parsel yönünden yargılamaya devam edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı, cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2019/396 E., 2020/61 K. sayılı kararıyla; davalının bütün köylünün kullanmış olduğu yola ev yaptığını kabul ettiği, ancak davacının, davalının kullandığı ev üzerinde zilyetliği olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ..., asli müdahiller... ve ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı ... ve asli müdahil... ayrı ayrı, ... vekili marifetiyle verdikleri aynı içerikli istinaf dilekçelerinde; Mahkemece dosyanın tefrik edilmesinin hatalı olduğunu, mahkeme kabulünün aksine taşınmazı iradi olarak terk etmediklerini yalnızca kamu vazifesi ifa ettikleri için köy dışında çalıştıklarını, babaanneleri...'nin 1977 yılında değil 1993 yılında öldüğünü, buna dair delil olarak fotoğraflar sunduklarını, yapılan keşiflerin sağlıklı yapılmadığını, yerel bilirkişi tarafından yanlı beyanda bulunulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 08/06/2021 tarihli ve 2020/825 Esas, 2021/711 Karar sayılı kararıyla;davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Asli müdahil ... vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, miras yoluyla intikal eden hakka dayalı olarak açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK'nın 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.

3.2.2. TMK'nın 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir (11.10.1982 tarihli 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Nitekim, bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.

3.2.3. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, davalı ... 3. kişi durumundadır. Mirasbırakan ...’ın, Ergani Sulh Hukuk Mahkemesinin 01/03/2019 tarihli ve 2019/107 Esas 2019/87 Karar sayılı veraset ilamına göre; geride mirasçıları eşi..., çocukları ...ve ...’in kaldığı anlaşılmaktadır. Davacıların taleplerinin terekeye iade olmasına rağmen mirasbırakanın mirasçılarından Mehmet’in davada yer almadığı ve usulüne uygun taraf teşkili yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Hal böyle olunca, mirasbırakan Kazım’ın davaya katılmayan mirasçısı Mehmet’in olurunun alınması ya da miras şirketine TMK’nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; asli müdahil ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.