Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10272 E. 2022/1847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazineye ait taşınmazın davalı belediye tarafından kiraya verilmesi nedeniyle açılan ecrimisil davasında, istenen ecrimisil miktarının hesabı ve kira sözleşmesinin feshine ilişkin taleplerin değerlendirilmesi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Hazineye ait kıyı kenar çizgisi içindeki taşınmazın davalı belediye tarafından kiraya verilmesinin haksız işgal teşkil ettiği ve ecrimisil alacağının hesaplanmasında kira sözleşmesinde belirlenen bedellerin değil taşınmazın getirebileceği ecrimisilin esas alınması gerektiği gözetilerek, istinaf mahkemesince hükmedilen ecrimisil miktarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL

Taraflar arasındaki ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; 6100 s. HMK'nın 353/1-b. 2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden hüküm verilmesine dair karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Hazine adına kayıtlı 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bina bölümlerinin davalı ... tarafından değişik kişilere kiraya verildiğini, dava konusu yerin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, taşınmazın davalı ... tarafından kiraya verilmesinin mevzuata aykırı olduğunu ileri sürerek, kira sözleşmeleri gereği ödenmesi gereken kira bedelinin tespit edilerek davalıdan tahsiline ve kira sözleşmelerinin feshine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, belediyenin mali sıkıntı içinde bulunması nedeni ile kamuya hizmet götürülebilmesi için bu tür kiralamaların yapılmasının zorunlu olduğunu, davacının bu tür yerlerin ihtiyacı olan kamu idarelerine devir işlemlerini yapması gerektiği halde devir işlemini yapmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/05/2019 tarihli ve 2019/69 E., 2019/214 K. sayılı kararıyla;mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalı Belediyenin Devletin hüküm ve tasarrufunda olan yerde işgal ettiği alan için geriye dönük 5 yıllık ecrimisil hesabı yapılarak, tespit edilen 33.312,92 TL ecrimisilin davalı Belediyeden tahsili ile davacıya verilmesine, davacının kira sözleşmesinin tarafı olmadığından sözleşmenin feshine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili, dava konusu istemin davalı ... Belediyesi ile dava dışı şahıslar arasında yapılan kira sözleşmesine konu kira bedellerinin tespiti ve Hâzineye ödenmesi olduğunu, dava dosyasına da sunulan kira sözleşmelerinin dikkate alınması gerektiğini ecrimisil üzerinden değerlendirme yapılarak hüküm kurulmasının taleplerine, usul ve yasaya, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına da aykırı olduğunu, davalı belediyenin dava dışı üçüncü kişilerle yapılan kiralamadan elde ettiği toplam kira bedelinin 100.940.49-TL iken mahkemece 33.312.92-TL’nin tahsiline şeklinde hüküm kurulduğunu, bu hususun Belediyenin sebepsiz zenginleşmesine yol açtığını ileri sürerek, kararın kaldırılması ile yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı vekili, ecrimisil hesabının yanlış yapıldığını, bilirkişinin hesabı belediye ile üçüncü kişi arasında yapılan kira kontratına göre yaptığını, oysa ki hesabın bahsi geçen bina dikkate alınmaksızın sadece taşınmazın yüzölçümüne göre yapılması gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 04/02/2020 tarih 2019/687 Esas 2020/93 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafın süresinde ve usulüne uygun zamanaşımı definde bulunmadığını, zamanaşımı definde bulunulmaması durumunda 5 yıllık süreden daha fazla dönem için ecrimisile hükmedilebileceğini, bilirkişi raporunda davalı ile 3. kişiler arasında yapılan kira sözleşmeleri dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, buna göre bilirkişi raporunda belirtilen mülkiyeti Maliye Hazinesine ait taşınmaz üzerinde yapılan yapıların getirebileceği toplam 86.825,49 TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesi, fazlaya ilişkin talebin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak 86.825,49 TL'nin tahsili yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, davacının kira bedelinin tespiti ve kira sözleşmesinin feshini talep ettiğini ancak yerel mahkemece talepten farklı olarak ecrimisile karar verildiğini, ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca hesabın yanlış yapıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ecrimisil alacağı ve kira sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; Kıyılara ilişkin olarak, 2709 Sayılı T.C. Anayasası'nın, "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43. maddesinde, "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir." düzenlemesi ve bu düzenleme gereğince çıkarılan 3621 Sayılı Kıyı Kanunu'nun "Genel Esaslar" başlıklı 5. maddesinde "Kıyılar ile ilgili olarak kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu, yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetildiği, kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespitinin zorunlu olduğu, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, kıyılarda hiçbir yapı yapılamayacağı, duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamayacağı şeklinde genel esaslar düzenlenmiştir.

3.2.2.Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı ( V/3.2) paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre, Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.448,28 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.