"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: BALIKESİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davanın yapılan yargılaması sonunda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 04/10/2021 tarihli 2021/1842 Esas – 2021/1385 Karar sayılı karar ile 08/11/2021 tarihli ek karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25/05/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili gelmedi. Temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 3915 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümünü eski eşi ...’nin kendisinde mevcut olan vekaletname ile davalı ...’a muvazaalı olarak temlik ettiğini, ... ile davalı ...’ın çok yakın arkadaş olduklarını, temlike dayanak vekaletnamenin temlikten önce Balıkesir 2. Noterliğinin 10.01.2017 tarihli ve 747 yevmiye numaralı azilnamesi ile iptal edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., taşınmazı dava dışı ...’den satın aldığını, davacı ile dava dışı ... arasındaki olaylarla ilgili bilgisi bulunmadığını, dava açıldıktan sonra ... ile görüştüğünü, ...’nin kendisine, dava konusu evin aslında kendisine ait olduğunu, halen borcunu ödediğini, evin eşi adına tapuda kayıtlı olmasına rağmen kendisine satış vekaleti verdiğini, vekalet azlinin kendisine tebliğ edilmediğini ve bilgisinin olmadığını, azil olsa satış yapmayacağını, eşinin ve ailesinin tehditleri yüzünden eşinden boşandığını söylediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/06/2018 tarihli ve 2017/373 E., 2018/451 K. sayılı kararıyla; kayıt maliki davalının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin verdiği kararın maddi gerçek ortaya çıkarılmadan eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı bir şekilde verilmiş bir karar olduğunu, evvela azilnamenin dava dışı ...’a evde kızı ... Korkmaz tarafından teslim edildiği ve bunun sonucunda şiddete maruz kaldığı yönündeki suç duyurusu dosyasının dava dosyası arasına alınması, yine aynı ortak çocuk ...’a yazmış olduğu kendi el yazısı ile bu satışın muvazaalı olduğunu teyit eden mektupların dosya kapsamında değerlendirilmesi gerekirken bu hususların dikkate alınmadığını, ayrıca davacı müvekkiline kredileri öde yoksa banka satışa çıkarır diye yazmış olduğu mektupta satışın gerçek satış olmadığını beyan ettiğini, tüm bu hususların dışında davacının satın almış olduğu dava konusu daireyi görmeden incelemeden ipotek borcunu araştırmadan ve en önemlisi ipotek borcunu dava süresi boyunca ödemeden ve bu duruma karşı hayatın olağan akışına uygun bir beyanda dahi bulunmadan davalı lehine hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür.
2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava değerinin 50.000,00 TL olarak gösterildiğini, dosyaya celbedilen tapu kayıtları ve akit tablosundan sonra taşınmazın değerinin 100.000,00 TL olarak gösterildiği görülünce dava değerinin 100.000,00 TL ye çıkarıldığını ve eksik harcın tamamlatıldığını, ret kararının sadece lehlerine avukatlık ücret takdiri yönünde hatalı olduğunu, dava değerinin 100.000,00 TL olduğundan bu miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maddi hata yapılarak 50.000,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, bu durumun kararın bozulmasını gerektirmediği düşüncesiyle 100.000,00 TL üzerinden avukatlık ücretinin düzeltilerek usul ve Yasaya uygun olan Yerel Mahkeme kararının onanması gerektiğini ileri sürmüştür.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03/06/2020 tarihli ve 2018/1343 E., 2020/394 K. sayılı kararıyla; davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, vekalet ücreti değiştirilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Bozma Kararı
Dairenin 21/06/2021 tarihli ve 2020/2728 Esas, 2021/3421 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda, davalının temlik bedeline ilişkin herhangi bir iddia ve savunmada bulunmadığı, davacı tanıklarının davalı kayıt malikinin dava dışı vekil ...’nin yakın arkadaşı olduğu, davacının halen dava konusu taşınmazda ikamet ettiği yönündeki beyanları ile davalının taşınmazı üzerindeki ipotek ile birlikte satın aldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı kayıt malikinin dava dışı vekil ile el ve işbirliği içerisinde davacıyı zararlandırdıkları sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve davalının da bunu bilecek konumda olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 04/10/2021 tarihli ve 2021/1842 E., 2021/1385 K. sayılı kararıyla; bozma ilamı gereğince davanın kabulüne karar verilmiş, 08/11/2021 tarihli “tashih şerhi” başlıklı ek karar ile, bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle belirlenen değer üzerinden alınması gerekli harcın hesaplandığı, davalı vekilinin harcın yanlış hesaplandığına ilişkin iddiasının yerinde olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin harcın düzeltilmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına ve Ek Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Asıl karara ilişkin temyiz sebepleri; dosya kapsamı ve toplanan tüm deliller itibariyle davalıya temlik edilen taşınmazın tapudaki tüm işlemlerinin davacı tarafından eski eşi ...’a verilen vekaletname ile gerçekleştirildiğinin sabit olduğunu, davacının belirttiği azilnamenin düzenlendiği tarihte taraflar arasındaki boşanmanın kesinleştiğini, ancak azilnamede davacının, dava dışı ...’ın adresini kendi adresi olarak bildirdiğini, bu adrese çıkarılan azilnameye ilişkin tebligatın davacı ... tarafından alındığını, bu durumda vekilin azilnameden haberdar olduğunun ispatlanamadığını, yapılan keşif sırasında taşınmazın değerinin akit tarihi itibariyle 240.000.00 TL olarak belirlendiğini, akit tablosunda ise satış bedelinin 100.000.00 TL olarak gösterildiğini, ancak taşınmaz üzerinde 83.000.00 TL'lik ipotek bulunduğu dikkate alındığında bu durumun alıcıya maliyetinin 183.000.00 TL sına isabet ettiğini, bu durumda bedeller arasında misli bir fark bulunmadığının açık olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
5.2. Ek karara ilişkin temyiz sebepleri; Yerel Mahkemede açılan davada dava değerinin 50.000 TL olarak gösterildiğini, dava harcının buna göre alındığını, aşamada celbedilen akit tablosunda taşınmazın değerinin 100.000 TL olması nedeniyle bu değer üzerinden harcın tamamlatıldığını ve bu değer üzerinden davanın sonuçlandırıldığını, Bölge Adliye Mahkemesinin de davalının istinaf talebini kabul ederek 100.000 TL üzerinden avukatlık ücretini hesapladığını, ancak söz konusu kararın Yargıtay tarafından bozulmasından sonra, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulduğunu ve o ana kadar hiç farkına varmadığı harç konusunu karıştırdığını ve dosyadaki bilirkişi raporunda belirtilen 240.000 TL üzerinden harçları hesap ederek karar verdiğini, dava değeri üzerinden harç ikmal edilmeden davaya devam edilemeyeceğine göre verilen kararın hatalı olduğunu, kendileri tarafından karar temyiz edilince temyiz harcının verdikleri karara göre tamamlanmasının emredildiğini, gönderilen muhtıranın haksız olduğunu, düzeltilmesi için talepte bulunduklarını, ancak haksız ve hatalı şekilde bu taleplerinin de reddedildiğini ileri sürmüştür.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise, 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı; IV. kısmında da, temyiz başvuru harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK'nın) geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK'nın) 434. maddesinde, temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi gerektiği belirtilmiş; harcın tamamının ödenmemesi halinde yapılacak işlemin usul ve esasları gösterilmiş; 10.05.1965 tarihli ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla da, peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının, hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte biri olacağı kabul edilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Somut olaya gelince, Mahkemece, noksan temyiz harcının tamamlanması için hükmü temyiz eden davalıya HUMK'un 434/3. maddesi gereğince muhtıra gönderildiği, muhtıranın 10/11/2021 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği ancak temyiz harcının tamamlanmadığı, bu muhtıra üzerine davalı vekilinin harcın yanlış hesaplandığını, düzeltilmesi gerektiğini bildiren dilekçe sunduğu, 08/11/2021 tarihli ek karar ile davalı vekilinin talebinin reddedildiği, ek kararın da temyiz edildiği ve dosyanın bu haliyle Daireye gönderildiği anlaşılmaktadır.
6.3.2. Hemen belirtmek gerekir ki, dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, (V/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçelerle yazılı şekilde ek karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
1. Yukarıda açıklanan nedenle, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 08/11/2021 tarihli ve 2021/1842 Esas, 2021/1385 Karar sayılı ek kararın ONANMASINA; aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına,
2. Eksik temyiz harcının muhtıraya rağmen yatırılmaması nedeniyle HUMK'nın 434/3. maddesi uyarınca davalının temyiz isteği hakkında mahkemece ek karar verilmesi, anılan ek kararın taraflara tebliği ile temyiz edilmesi halinde Yargıtay'a gönderilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.