"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2017/60 Esas - 2020/31 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 23/02/2021 tarihli, 2020/1047 Esas, 2021/310 Karar sayılı kararıyla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 26.04.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen davalılar vekili Avukat .......... geldi, davetiye tebliğine rağmen davacılar vekili gelmed. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar, kök mirasbırakan dedeleri ...’in 4950, 4951, 4952 parsel sayılı taşınmazlarını oğulları ... (bir kısım davalıların mirasbırakanı) ve davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, ...’in 4952 parsel sayılı taşınmazı çocukları olan davalılar ... ve ...’ye devrettiğini, temliklerin mirasbırakan anneleri ...’den mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, satışın gerçek olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlarını mal kaçırma değil paylaştırma amacıyla temlik ettiğini, bu hususun davacılar tarafından imzalanan ibraname başlıklı belge ile de sabit olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2017/60 Esas - 2020/31 Karar sayılı kararıyla, taraflarca içeriği ve imzaları inkar edilmeyen 04/06/2010 tarihli ibranamede davacıların mirasbırakanın terekesinden hak ve alacaklarının kalmadığını beyan ettikleri, mirasbırakan tarafından mal paylaşımı yapıldığı, temliklerde mal kaçırma amacının varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar vekili, sunulan ibranameye dayanarak paylaşım yapıldığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ibranamenin 01/07/2012 tarihinde Türk Borçlar Kanunu ile yürürlüğe girdiğini, öncesinde olmadığını, mirasbırakanın yaptığı yazılı ve sözlü paylaşım anlaşmasının olmadığını, Mahkemece delillerin dar yorumlandığını, muvazaanın kanıtlandığını, davacıların annesi ...’ye mirasbırakanın mal vermediğini, nakdi yardım yapmadığını, mirasçılar arasında miras taksim sözleşmesi yapılmadığını, ibranamenin makbuz niteliğinde olduğunu, ibranamede imzası bulunan tanıkların miras paylaşımını doğrulamadığını, davanın tanık beyanlarıyla kanıtlandığını, davalıların alım gücünün bulunmadığını, satışın muvazaalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalılar vekili, taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden davacıların miras payına isabet eden miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek vekalet ücreti yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 23/02/2021 tarihli ve 2020/1047 Esas - 2021/310 Karar sayılı kararıyla, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddinin doğru olduğu, ancak davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiş; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, ibraname başlıklı belgenin düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan TMK ve TBK'da ibranameye ilişkin hüküm bulunmadığından hukuka uygun bir belge "ibraname " olarak kabul edilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, anılan belgenin ancak bir delil başlangıcı olarak kabul edilebileceğini, bu durumda ispat yükünün davalılara ait olduğunu, davacılara şartlı, baskı ve müzayaka altında imzalatıldığını, belgenin yalnız mirasbırakandan kalan Sefaköy’de yer alan dava dışı 139 ada 27 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğunu, içerik itibariyle kök mirasbırakan ...'in tüm terekesini kapsamadığını, Mahkemece bu hususta araştırma yapılmadığını, öte yandan belgede tüm mirasçıların imzası bulunmadığından miras paylaşım belgesi olarak da kabul edilemeyeceğini, mirasbırakan tarafından davalılara yapılan temliklerin muvazaalı olduğunu, mirasbırakan anneleri adına kayıtlı taşınmazlarda mirasbırakanın bir katkısının olmadığını, davalıların alım gücü bulunmadığı gibi terekeden satış bedellerinin çıkmadığını, bedeller arasında fahiş fark olduğunu ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. Öte yandan; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 28/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.