"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 05/02/2021 tarihli 2018/2263 Esas 2021/227 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ...... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, yurt dışında bulunan davalı kızı ...’nin kendisini arayarak 11 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını kendisine satmasını, ancak Türkiye’de bulunan dava dışı ... üzerine tapuyu devretmesini ve bankadan çekeceği parayı da kendisine vereceğini söylemesi nedeniyle kızına güvenerek 26.09.2006 tarihinde dava konusu taşınmazdaki paylarını satış suretiyle ...’e, ...’in de davalı ...’ye devrettiğini, ...’nin de muvazaalı olarak taşınmazın bir kısım payını kardeşi ...’e, bir kısım payını da ... ...’a devrettiğini, ...’in temlik aldığı payı bir süre sonra ...’ye iade ettiğini, kendisine satış bedelinin ödenmediğini, temlikin davalının hilesi ile yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, temlikin üzerinden 9 yıl geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının davalı tarafça aldatıldığı, davacının süresi içerisinde sözleşmeyle bağlı olmadığını davalıya bildirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacının iddialarının inançlı temlik hukuksal nedenine dayandığını, bu konuda davacı tarafça yazılı delil ibraz edilmediğini, davacı tarafça tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini,temlikin üzerinden 9 yıl geçtiğini,TBK ‘nın 39. maddesi gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 05/02/2021 tarihli ve 2018/2263 Esas 2021/227 Karar sayılı kararıyla; davada hile hukuksal nedenine dayanıldığı,gerek temlik tarihi, gerekse öğrenme tarihi dikkate alındığında hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacının uzun süre davalının satış bedelini ödemesini beklediğini, ancak davalı tarafça satış bedelinin ödenmediğini, davalının aile içinde yaptığı harcamaları taşınmaz satış bedeline karşılık saydığını söylemesi ve taşınmazda davalı tarafça birden çok kez devir işlemi yapıldığının farkına varılması ile davacının, davalı kızı tarafından aldatıldığını anladığını, taşınmazın kendisine iade edilmesini istediğini, davalının bunu kabul etmemesi üzerine de eldeki davanın açıldığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, IV.3. Numaralı paragrafta açıklanan hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.