"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAVZİH
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacılar mirasbırakan ...’in mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 24 ada 49, 77 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızı ...’a, 23 ada 25, 16 ada 90 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’a satış yolu ile temlik ettiğini, 11 ada 4 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ...’ye satış suretiyle temlik edilip bir yıl sonra davalı ...’a yine satış yolu ile devredildiğini, 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki otelin bütün çocukların paylı mülkiyetinde iken mirasbırakan tarafından kandırılmaları sonucu tamamının davalı ... üzerine devredildiğini, 24 ada 17 parsel sayılı taşınmazın davalı torunu ...’a, 100 ada 40 parsel sayılı taşınmazın davalı ... ...’e, 17 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının dava dışı oğlu ... ...’e satış yolu ile temlik edildiğini, 26 ada 4, 90 ada 160, 100 ada 42 parsel sayılı taşınmazların dava dışı oğul ...’e satış yolu ile devredildiğini, onun da kendi oğlu olan davalı ...’a satış yoluyla temlik ettiğini, 16 ada 95 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından davalı ...’ya satış yolu ile temlik edildiğini, mirasbırakanın 100 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 9922/20 payını ve 30 ada 1, 30 ada 8, 100 ada 38 parsel sayılı taşınmazlar ile 150 büyükbaş hayvanı davalı ...’e bağışladığını, 70 ada 15, 16, 17 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’e bağışladığını, ayrıca bankadaki 4.000.000 TL tutarındaki parasını da davalılar ..., ... ve ...’in hesaplarına aktardığını ileri sürerek davalılar üzerine kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini istemişlerdir.
Davalılar, davalı ... ...’ın dava konusu 16 ada 95 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakandan bedeli mukabilinde satın aldığını, mirasbırakanın davalı oğullarının ve dava dışı oğlu ...’in kendi gelirleriyle bazen 3. kişilerden bazen de mirasbırakandan taşınmaz satın aldıklarını, hatta davacı da dahil olmak üzere mirasbırakandan satın aldıkları bazı taşınmazları aralarında taksim ettiklerini, genç yaşından beri rahatsız olan davalı ...’e ve kız evlatları olan davacı ... ile davalı ...’a bazı taşınmazları bağışladığını, davacı ...’ın bu taşınmazları kabul etmeyerek tapuda devir almadığını, davacıya bağışlanan yerlerin halen mirasbırakan adına kayıtlı olup davalıların bu taşınmazları davacıya devretmeye hazır olduklarını, mirasbırakanın ölümünden bir yıl önceki bağışlamaların tenkise tabi olmadığını, dava konusu 100 ada 40 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma işlemi neticesinde mirasbırakanın çiftliğine uzak bir bölgeye kaydırıldığı için mirasbırakan tarafından satışa çıkarıldığını ve davalı ...’in bedeli mukabilinde satın aldığını, dava konusu 30 ada 1 parselin taraflarla ve mirasbırakanla ilgisi bulunmayıp 30 ada 8 parsel sayılı taşınmazın hayvancılıkla geçinen davalı ...’e bağışlandığını, 100 ada 14 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının da davalı ... tarafından hükmen tescille iktisap edildiğini, 100 ada 38 parsel sayılı taşınmazı ise kendi kazancıyla satın aldığını, davalılar ... ve ... adlarına kayıtlı dört adet taşınmazın ise davalıların babası ... tarafından bedeli ödenmek suretiyle mirasbırakandan satın alındığını, davalı ...’a ait olan 23 ada 25 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanla ilgisi olmayıp Hazine mallarının satışından edinildiğini, 16 ada 90 ve 11 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalı ... tarafından 3. kişiden satın alındığını, 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacı ... ve bir kısım davalılar adına kayıtlı iken yaptıkları paylaşım ile davalı ...’a devredildiğini, bu parselle ilgili hilenin söz konusu olmadığı gibi 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, davacı ...’a da mirasbırakan tarafından iki adet taşınmaz verildiğini, ayrıca 400 dönümlük bir arazinin davacı ...’a tahsis edildiğini, mirasbırakanın mal kaçırma iradesiyle değil denkleştirme amacıyla hareket ettiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 24 ada 17 parsel, 100 ada 40 parsel, 26 ada 4 parsel, 90 ada 160 parsel, 100 ada 42 parsel, 100 ada 38 parsel, 11 ada 4 parsel sayılı toplam yedi parça taşınmaz bakımından temliklerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne, tapu iptal tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılacağı, mirasbırakan tarafından 1/3 payı temlik edilen 17 ada 14 parsel sayılı taşınmazın maliki ...’in davada taraf olmadığı gözetilerek bu parsel bakımından davanın reddine, 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazla ilgili hile iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek bu parsel bakımından davanın reddine, davalı ...’ın 3. kişiden satış yolu ile temellük ettiği dava konusu 16 ada 90 parsel, 23 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, yine mirasbırakan tarafından 3. kişi davalı ...’e temlik edilen dava konusu 16 ada 95 parsel sayılı taşınmaz bakımından da davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece onanmış, mirasbırakan tarafından bağış yolu ile temlik edilen çekişme konusu 24 ada 49 parsel, 77 ada 2 parsel, 100 ada 14 parsel, 30 ada 8 parsel, 70 ada 15, 16 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar bakımından tenkis incelemesi yapılması, yine davalı ... mirasçısı ...’in davada yer almasının sağlanması, hakkında usulüne uygun dava açılmayan 30 ada 7 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın reddedilmesi, dava dilekçesinde davaya konu edilen 30 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak olumlu-olumsuz bir hüküm kurulması, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı saptanır ise hakkında iptal tescil hükmü kurulan taşınmazlar da gözetilerek bilirkişiden tenkis raporu alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek karar verilmiş olması bozma nedeni yapılmış, davalıların karar düzeltme talebi 19.06.2017 tarihinde reddedilmiş, onama kapsamında kalan taşınmazlar yönünden Mahkemece 19.06.2019 tarihinde kesinleşme işlemi yapılmış, bozma nedeni yapılan taşınmazlar yönünden ise Mahkemece 2019/194 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yargılamaya devam edilmiş, davacılar vekilinin yargılama sırasında sunduğu 19.11.2019 tarihli tavzih talebi kabul edilerek 07.01.2015 tarihli gerekçeli kararın 4,6,7,9,10 ,11 ve 16. maddelerinin a bentlerindeki 2/7 ve 1/7 ibarelerinin 2/6 ve 1/6 olarak tavzihine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; hükümlerin tavzihi 6100 sayılı HMK.'nın 305. (1086 sayılı HUMK.'nın 455.) ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralara içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
Ayrıca 6100 sayılı HMK. nun 304. (1086 sayılı HUMK. nun 459.) maddesine göre ise "Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir."
Tavzih yoluyla hüküm değiştirilemeyeceği gibi, hakim tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip, bunu hükmüne ekleyemez (HMK 305/2), (...2008/11-448 E.-2008/454 K.).
Somut olayda, düzeltilmesi istenen 07.01.2015 tarihli hükümde mahkemece 24 ada 17 parsel, 100 ada 40 parsel, 26 ada 4 parsel, 90 ada 160 parsel, 100 ada 42 parsel, 100 ada 38 parsel, 11 ada 4 parsel sayılı toplam yedi parça taşınmaz yönünden temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek 19.06.2019 tarihinde kesinleştiği bozma kapsamında kalan diğer taşınmazlar yönünden yargılamanın devam ettiği, davacılar vekilince kesinleşmesi yapılan taşınmazlar yönünden 19.11.2019 havale tarihli dilekçe ile tavzih talebinde bulunulduğu ve mahkemece 14.01.2020 tarihli karar ile tavzih talebinin kabulü ile kesinleşmesi yapılan taşınmazlar bakımından hükmün 4,6,7,9,10,11 ve 16.maddelerindeki “a” bendinde yer alan “2/7 ve 1/7” ibarelerinin “2/6 ve 1/6” olarak tavzihine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller, yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay denetimden geçerek kesinleşen hükmün tarafların lehine ya da aleyhine olacak şekilde tavzihine karar verilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, tavzih suretiyle tarafların lehine veya aleyhine hüküm oluşturulmasının 6100 sayılı HMK'nın 305/2. maddesine aykırı olduğu gözetilmek suretiyle tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken hüküm sonucunu değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Davalıların açıklanan nedenlerden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile tavzihe ilişkin ek kararın (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.