"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen kararın davacılar ve davalı tarafından istinafı üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf talebinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davacılar ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...'in kendisine bakıcı olarak evine yerleşen davalıya dava konusu 12 numaralı bağımsız bölümü, hak ve alacaklarını, bankalar neznindeki paralarını, annelerinden kalan altınları ve diğer menkullerini ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek dava konusu 12 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline mümkün olmazsa tenkise, murise ait döviz ve altınların davalı tarafından kullanılması nedeniyle şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığını, bakım borcunun yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince; çekişme konusu taşınmazın temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, davacılar ve davalının istinafı üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, tazminat talebinin reddine, ölünceye kadar bakma akdinin iptaline, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacıların mirasbırakan babaları Veysel’in 31.07.2015 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları olan davacıların kaldığı, mirasbırakanın 12 numaralı bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma akti ile davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince; davalı ... 'nin ölünceye kadar bakma akdi karşılığı taşınmazı devraldığı, mirasbırakan tarafından kendisine bakılmadığına yönelik bir iddiada bulunulmadığı, mirasbırakanın ekonomik durumunun iyi olmasının bakım akti yapılmasına engel oluşturmayacağı mirasbırakanın akdin yapıldığı tarihte başka taşınmazı bulunduğu gibi, devredilen taşınmazın değeri göz önünde tutulduğunda temlikin makul sınırlar içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mirasbırakanın gerçek iradesinin kendisine baktırmak olduğu, mal kaçırma ve muvazaa iddiasının ispat edilemediği sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacıların bütün taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-ç maddesi uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere iadesine, 11/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.