"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/03/2019 tarih 2016/653 Esas, 2019/214 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü.
I. DAVA
Davacı, ortak mirasbırakan babaları ...’ya ait Camikebir Mahallesi çalışma alanında bulunan 218 ada 371 ve 381; Cinci Mahallesi çalışma alanında bulunan 109 ada 206, 245 ada 327, 291 ada 6, 251 ada 202, 205 ve 35; Çay Mahallesi çalışma alanında bulunan 133 ada 9; Dervişağa mahallesi çalışma alanında bulunan 219 ada 164 ve 7, 223 ada 10 ve 30; 227 ada 8 parsel sayılı taşınmazların tamamının kadastro ile davalı adına tescil edildiğini, bu durumdan 2012 yılında haberdar olduğunu, taşımazlarda kendisinin de pay sahibi olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiş; yargılama sırasında vasisi, taşınmazların bir kısmının hibe senedi ile hibe edildiğini, diğerlerinin de dedelerinden kalan yerler olup yıllardır nizasız, fasılasız kullandıklarını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/04/2013 tarihli ve 2013/45 E., 2013/114 K. sayılı kararıyla, mirasbırakanın terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, tasarrufi işlemlerde ortakların birlikte hareket etmesi gerektiği, davacının payı oranında iptal – tescil isteyemeyeceği, davanın dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03/02/2016 tarihli ve 2015/18372 E., 2016/2088 K. sayılı kararıyla; “1- Çekişmeli 109 ada 206 ve 133 ada 9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; çekişmeli 109 ada 206 parsel sayılı taşınmazın 27.11.1995 ile 27.12.1995 tarihleri arasında 30 günlük askı ilanına çıkarıldığı, taşınmaza ait tespitin itiraz edilmeksizin 28.12.1995 tarihinde kesinleştiği; 133 ada 9 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 133 ada 1 ve 4 parsellerin ise 12.12.2001-10.01.2002 tarihleri arasında 30 günlük askı ilanına çıkarıldığı, taşınmazlara ait tespitin itiraz edilmeksizin 11.01.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu halde çekişmeli bu taşınmazlar açısından 1995 ve 2001 yılında tesis kadastro çalışmalarının yapıldığı, davacının tespitten önceki hukuki nedene dayalı olarak dava açtığı, tespitin kesinleştiği 28.12.1995 ve 11.01.2002 günü ile dava tarihi olan 07.02.2013 günü arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilerek davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi yanılgılı ise de, çekişmeli 109 ada 206 ve 133 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ilgili gerekçenin bu şekilde DÜZELTİLEREK 109 ada 206 ve 133 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 2- 218 ada 371, 381, 245 ada 327, 251 ada 202, 205, 35, 291 ada 6, 219 ada 164, 7, 233 ada 10, 30 ve 227 ada 8 parsel taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece mirasçıların terekeye dahil yerler hakkında kendi payları ile sınırlı olarak dava açamayacakları kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Davacı çekişmeli taşınmazların muris ...'ya ait ve ... terekesinde payı olduğunu öne sürerek miras payı ile orantılı tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Bir mirasçının terekeye dahil bir mal hakkında mirasçı sıfatını taşımayan 3. kişilere karşı tek başına tapu iptal ve tescil davası açması mümkün değil ise de bir mirasçının başka bir mirasçıya karşı payı ile sınırlı tapu iptal ve tescil isteminde bulunmasına engel bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Somut olayda; taraflar müşterek muris Hasan mirasçılarıdır. Hal böyle olunca, yargılamaya devamla tarafların iddia ve delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile çekişmeli 218 ada 371, 381, 245 ada 327, 251 ada 202, 205, 35, 291 ada 6, 219 ada 164, 7, 233 ada 10, 30 ve 227 ada 8 parsellere yönelik hükmün BOZULMASINA,” karar verilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27/03/2019 tarihli ve 2016/653 E., 2019/214 K. sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi beyanlarına göre 223 ada 10 parsel sayılı taşınmazda tarafların hakkının olmadığı, kadastro tespitinin hatalı olarak davalı adına yapıldığı; diğer taşınmazların ise dava dışı Bekir Çığrıkçı tarafından davalıya hibe edildiğinin hibe senedi ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla anlaşıldığı, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olduğunu, taşınmazların tespitine dayanak tapu ya da vergi kayıtlarının getirtilip incelenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda taşınmazların senetsizden tespit gördüğüne dair değerlendirmeye katılmadıklarını, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, davada muris muvazaasına ilişkin tüm şartların gerçekleştiğini, belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
6.2.2. Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 gün, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)
6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763/1.maddesinde; "Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir."
6.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
6.2.5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14/1. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
Dosya kapsamına, delillere, kararın (IV/2.) numaralı paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına, (IV/6.2) numaralı paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.