Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3803 E. 2022/1749 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf taşınmazı üzerine yapılan imar uygulaması sonucu oluşan yeni parselin tescili ve eski parselin tapu kaydının durumu hakkında tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, imar uygulamasının mevzuatı gereğince yapılıp yapılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vakıf taşınmazları ile ilgili imar uygulamalarında ... Genel Müdürlüğünün görüşünün alınması zorunluluğu bulunsa da, imar uygulamasının kesinleşmiş olması ve davacının idari yargıda dava açmamış olması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tespit ve tescil davası sonunda Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25/03/2019 tarihli 2014/398 Esas – 2019/151 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... adına kayıtlı ve ... vasıflı 177 ada 42 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve oluşturulan 1660 ada 1 sayılı imar parselinin ... ve yeşil saha olarak belirlenip, tescil harici bırakıldığını, idarelerinin muvafakatının alınmadığını ileri sürerek, 1660 ada 1 parsele giden vakıf taşınmaz tescil harici bırakıldığından, yeniden ... adına 289 m2 alanlı ... (...) vasfıyla tespit ve tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu 177 ada 42 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine göre yapılan imar uygulaması işinin 22/12/1988 tarihli ve 3/888 sayılı Encümen kararı ile kabul edildiğini, imarlı tapuların 18/07/1990 tarihinde tescil edildiğini, ... adına kayıtlı olan 177 ada 42 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasında 20M IVa nolu imar planında ... olarak gözüken ve tamamı 3324 m² olarak oluşan 1660 ada 1 parselde 289/3324 şeklinde hisselendirildiğini, ancak dairelerine gönderilen yeni imarlı tapularda 1660 ada 1 parselin 3324 m² olarak Manisa Belediyesi adına müstakil olarak oluştuğunun, 177 ada 42 nolu parselin de halen yaşadığının görüldüğünü, diğer davalı ..., açılan davada kendileri yönünden husumet yokluğu nedeni ile ret kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca bu davanın İmar Kanunu 18. madde uygulama işlemine dayanmakta olması nedeniyle idari yargının görevli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02/02/2012 tarihli ve 2010/144 E., 2012/29 K. sayılı kararıyla; dava tespit ve tescil şeklinde açılmış ise de; tümüyle birlikte tespit ve terkin olarak değerlendirildiği, davaya konu yerin bulunduğu alanda imar uygulaması sonucu, davaya konu yerle ilgili olarak bir karışıklık meydana geldiği, bu karışıklığın giderilmesi ve bu durumun açıklığa kavuşması bakımından davacıya adli yargıda dava açmaktan başka bir yol bırakılmadığı, imar uygulamasına ilişkin karışıklığın giderilebilmesi için, davacının tespit ve terkin talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20/12/2013 tarihli ve 2013/10639 E., 2013/13095 K. sayılı kararıyla; "...Hal böyle olunca, gerek başvurma harcı gerekse nispi harcın tahsil edilmesi ve bu gerek ifa olunduğu takdirde davaya devam edilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de; çekişme konusu 177 ada 42 parsel sayılı taşınmazın 289 metrekare miktarlı ve ... vasfıyla sicil kaydı açık olup, 27.08.1937 tarihinde kadastro suretiyle ... adına kayıtlı bulunduğu; öte yandan, davalı Belediyece 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi gereğince yapılan imar uygulamasına ilişkin dağıtım cetvelinde 1660 ada 1 sayılı parselin 289 metrekaresinin 177 ada 42 sayılı parselden oluşturulduğu, ancak 1660 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 18.07.1990 tarihinde imar ifraz suretiyle tesis edilip, geldisi kısmına (eski sayfa no bölümüne) 188 ada 42 sayılı parselin yazıldığı ve beyanlar hanesine “geldisi ... olup, tescil harici olan yerlerden bulunduğundan bu ada ... ve yeşil alan olarak parsel nosu verilmiş ve tescil harici bırakılmıştır” şeklinde belirtme yapılarak malik hanesi kısmında “tescil haricidir” dendiği halde; Mahkemece, çelişkiler giderilmeden ve çekişmeli 177 ada 42 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulup tutulmadığı, tutulmuşsa neden sicil kaydının açık bulunduğu ve ne şekilde şuyulandırma kapsamına alındığı; imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilip edilmediği; ortada yolsuz bir tescil harici bırakma işlemi bulunup bulunmadığı; yerinde keşif yapılarak uzman bilirkişilerden rapor da temin edilmek suretiyle kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmadan neticeye gidilmiş olup; hükme yeterli ve elverişli araştırma ve inceleme yapılmaksızın noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 25/03/2019 tarihli ve 2014/398 E., 2019/151 K. sayılı kararıyla; ... Kanunu'nun 22. maddesi gereğince, Manisa Belediyesi tarafından ... Kanunu'nun 22. maddesi hükmüne aykırı olarak uygulanması gereken gerekli prosedürün uygulanmadığı, imar planının mevcut hali ile kesinleştiğinin anlaşıldığı, yine toplanan deliller ışığında, imar uygulaması sonucu oluşan 1660 no'lu imar adasına dağıtım cetveline göre, dava konusu olan 177 ada 42 parselin imar uygulamasına tabi tutulduğu, dosyaya celp edilen son kayıtlara göre, 177 ada 42 parselin imar uygulaması nedeniyle sahifesinin kapatıldığı, her ne kadar, davacı vekilinin de dava dilekçesinde belirttiği üzere, davacı idarenin muvafakati alınmadan imar uygulaması yapılmış ise de, imar uygulamasına karşı davacının idare mahkemesinde bir dava da açmadığı, mevcut hali ile imar uygulamasının kesinleştiği dikkate alındığında, kesinleşen imar uygulaması sonucuna göre oluşan durumun yolsuz tescil oluşturmayacağı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak ve Vakfa ait taşınmazların İmar Kanunu'nun 18. madde uygulamasına tabi tutulması için ... Kanunu'nun 22. maddesi gereğince, ... Genel Müdürlüğünün görüşününün alınmasının zorunlu olduğunu, yapılan imar uygulaması işinin 22.12.1988 tarih ve 3/888 Encümen sayılı kararı ile kabul edilip, 18.07.1990 tarihinde tescil edildiğini, uygulama imar ve parselasyon planlarının askıya çıkarılmadan önce ilgili idareler tarafından ... Genel Müdürlüğüne bildirilmesinin zorunlu olduğunu, bu bildirim yapılmadığından, müvekkili idarenin itirazları ve gerekirse idare mahkemesinde dava açma haklarının elinden alındığını, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi ve ilgili yönetmelik doğrultusunda yapılacak uygulamalarda işleme tabi tutulan parsellerin bu dağıtım cetvelleri neticesinde hisseleri oranında yeni oluşan parselde malik hanesinde yeniden tescil edilmesi ve bu alanda uygulama sonrası tersim edilen 1660 ada 1 sayılı parselde, 177 ada 42 parselden gelen 289 m2'lik alanın “...” adına malik olarak hisseli tescil edilmesi gerekirken,kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak, bu vakıf taşınmazının (177 ada 42 parsel) tescil harici (Tapusuz alan) olduğu şeklinde nitelendirildiğini, tamamının sahibi olarak ise Manisa Belediyesi şeklinde belirtildiğini ifade ederek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tespit ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Arsa ve Arazi Düzenlemeleri Hakkında Yönetmeliğin 18. Maddesinde;

(1) İmar planı ve mevzuatına göre muhafazasında sakınca olmayan yapılar arazide ölçülerek, uygulama sonucunda, asgari parsel büyüklüğünü karşılamak kaydıyla, mümkünse müstakil olarak bir imar parseli içerisinde bırakılır.

(2) Üzerinde korunacak tescilli yapı bulunan parsel ya da parsellerde; tescilli yapı ve koruma alanı, bir imar parseli içerisinde kalacak şekilde düzenleme ortaklık payı alınır.

(3) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında; korunacak alanlarda yapılacak her türlü arazi ve arsa düzenlemesinde, uygulama yapan ya da onaylayan idare tarafından korunan alanlardan sorumlu kurum, kurul ve komisyonların uygun görüşü alınmadan, uygulama dosyası tescil işlemi için tapu müdürlüğüne gönderilmez.

6.2.2. 5737 Sayılı ... Kanunu'nun 22. Maddesinde;

"Kamu kurum ve kuruluşları, koruma imar planlarını düzenlerken vakıf kültür varlıklarıyla ilgili hususlarda Genel Müdürlüğün görüşünü almak zorundadırlar.

Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait taşınmaz mallarla ilgili olarak belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan uygulama imar ve parselasyon planlarının, askıya çıkarılmadan önce ilgili idareler tarafından Genel Müdürlüğe bildirilmesi zorunludur.

Mazbut vakıf taşınmazlarında akar niteliğini koruyacak şekilde imar düzenlemesi yapılır.

Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait olup uygulama imar planlarında okul, hastane veya spor alanlarında kalan taşınmazlar; ilgili kurumlar tarafından, imar planının tasdik tarihinden itibaren iki yıl içerisinde kamulaştırılmadığı takdirde ilgili bakanlığın görüşü alınarak Genel Müdürlükçe özel okul, özel hastane veya özel spor tesisi olarak değerlendirilebilir." şeklinde düzenlenmiştir.

6.3.Değerlendirme

Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandırıldığı (IV/6.2) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere, kararın (IV/2.) numaralı paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.