"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, 15 ada 1410 parsel sayılı taşınmazın müşterek kök muristen intikal ettiği iddiasına dayanarak, taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, taşınmazın murise ait olmadığını, 21.07.1997 tarihinde ...’den satın alındığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 15 ada 1410 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı tarafın davasının atiye bırakılması talebine davalı tarafça rıza gösterilmediği gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulü ile miras payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 02.06.2016 tarihli ve 2015/1781 E.-2016/6219 K. sayılı kararı ile “...davacı taraf 15 ada 1410 sayılı taşınmaz yönünden davayı atiye bırakmış, davalı tarafın bu talebi kabul etmemesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'da davanın atiye bırakılması şeklinde bir müessese bulunmamaktadır. Davanın atiye bırakılması talebi davanın geri alınması anlamına gelmektedir. 6100 sayılı HMK'nın 123. maddesi uyarınca davanın geri alınması ancak karşı tarafın kabulü ile mümkündür. Somut olayda davacı taraf 17.11.2014 tarihli duruşmada bu taşınmaz yönünden davayı atiye bırakmak (geri almak) istediğini bildirmiş ancak davalı taraf bu talebe açıkça karşı durduğu gibi taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden harcı tamamlamak istediğini bildirdiği halde mahkemece harç tamamlattırılmaksızın yargılamaya devam edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca; davanın geri alınması talebini kabul etmeyen davalılara çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden davacının dava konusu ettiği miras payı oranında harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilip bir karar verilmesi ve oluşacak sonuca göre taşınmazın belirlenen ve tamamlatılan harç değeri üzerinden davalı taraf lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir... ” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13/06/2019 tarihli ve 2019/66 E. – 2019/233 K. sayılı kararıyla; yasal süresi içinde tamamlama harcı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesinde, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”
6.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesinde, (HUMK 409) “(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
(2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.
(3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.
(4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.
(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
(6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.
(7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.”
6.2.4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde, “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV/3.) numaralı bentte belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.