Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4076 E. 2022/1708 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu harman yeri olarak tespit ve tescil edilen taşınmazın bir kısmının davacıya ait 18 parsel numaralı taşınmaza eklenerek tapuya tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmemesi, özellikle de komşu köyden bilirkişi dinlenmemesi, taraf tanıklarının aynı esasa göre belirlenmemesi, tarafların tespit bilirkişilerini tanık olarak dinletmek isteyip istemedikleri konusunda beyanlarının alınmaması, alınan ziraat bilirkişi raporunun yetersizliği ve dava konusu yerin özel mi yoksa genel harman yeri mi olduğunun tespit edilmemesi gibi eksiklikler nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda verilen davanın kabulüne dair kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama soununda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, Orta ilçesi, Sancar köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 107 ada 19 parsel sayılı 430.55 merekare yüzölçümündeki taşınmazın harman yeri vasfı ile tespit ve tescil edildiğini ancak dava konusu taşınmazın sınırında bulunan ve malik olduğu 107 ada 18 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 156 metrekare eksik yazıldığını ve bu eksikliğin dava konusu taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek, eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptali ile adına kayıtlı 107 ada 18 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar Hazine ve Sancar köyü tüzel kişiliği davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/03/2015 tarihli ve 2014/29 Esas, 2015/112 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Bozma İlamı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19/06/2017 tarihli ve 2015/10001 Esas, 2017/4754 Karar sayılı kararı ile "Mahkemece komşu köyden mahalli bilirkişi dinlenilmediği, davacı tanıklarının taşınmazın öncesinin ne olduğu, çekişme konusu bölümde davacının zilyetliği bulunup bulunmadığı, zilyetlik mevcut ise ne şekilde sürdürüldüğü hususlarını açıklamaktan uzak soyut beyanlarda bulunulduğu, taşınmazın niteliği ile ilgili olarak uzman ziraat bilirkişisinin bilgisine başvurulmadığı, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yetersiz olduğu, tarafların tespit bilirkişilerini tanık olarak dinletmek isteyip istemedikleri konusunda beyanlarının alınması, mahallinde komşu köylerde ikamet eden 3 kişilik yerel bilirkişi, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın tamamının veya bir bölümünün öncesi itibariyle geleneksel biçimde kullanılan harman yeri niteliğinde olup olmadığı, geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı sorulup maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınması, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, yargılama sırasında toplanan delillerin, tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenilmesi, gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle aykırılığın giderilmesine çalışılması, ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parseller ile karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması bundan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/09/2019 tarihli ve 2017/169 Esas, 2019/186 Karar sayılı kararıyla, komşu mahalli bilirkişilerin çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğunu beyan ettikleri, toplanan delillerin davacının davasını ispata yeterli olmadığı, mülkiyet hakkını ispata elverişli delillerin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Dava konusu taşınmaza komşu 107 ada 15, 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların dedesi ... ...’tan geldiğini, yapılan taksim ve kadastro sonucu amcalarına 300 m2, 350 m2, 294 m2 yer yazıldığı halde babası ...’e 184 m2 yer yazıldığını, yaklaşık 100 m2 eksik yazılmasının kadastro memurları ve bilirkişilerin hataları ile bazı bilirkişilerin yan parsel sahibi olmalarından kaynaklandığını, bilirkişilerin daha önceki beyanlarını inkar etmemek için eksik yazılan yerin tarafına ait olduğunu ifade edemediklerini, dava konusu yerin yan parseli çevreleyen taş duvarın devamı niteliğinde taş duvarla çevrili iken bu duvarın vefat eden amcası Sefer ... tarafından kaldırıldığını, kaldırılma sebebinin eski ahşap evin giriş kapılarından birinin (A) harfi ile gösterilen yere açıldığını ve kapı üzerinde saçaklık çıkmasının olduğunu, bu eski evden açılan kapıdan içeriye harman yerindeki ürünlerin taşınma ve yerleştirme işleminin kolay olması için taş duvarların kaldırıldığını, hiçbir evin kapısının direkt olarak harman yerine veya bir başkasına ait olan yere açılmasının söz konusu olamayacağını belirterek, ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi nedene dayalı açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmaz kadastro sonucu kadimden bu yana Sancar köyü halkı tarafından harman yeri olarak kullanılması nedeniyle belgesizden harman vasfıyla sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesinin B) bendi; " B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yeleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.

6.3. Değerlendirme

Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar Mahkemece çekişmeli taşınmazın nizalı bölümü üzerinde davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

Bozma kararında kamu orta malı mera veya harman yerine ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin komşu köyden seçilmesi, taraf tanıklarının da aynı esasa göre belirlenmesi gerektiği ve tarafların tespit bilirkişilerini tanık olarak dinletmek isteyip istemedikleri konusunda beyanlarının alınması gerektiği belirtildiği halde Mahkemece, tarafların bu konuda beyanları alınmadığı gibi keşifte aynı köyden mahalli bilirkişiler ve tanıklar dinlenmiştir. Ayrıca alınan ziraat bilirkişi raporu taşınmazın niteliği ile ilgili yetersiz değerlendirme içermekte olup taşınmazın harman yeri vasfında olup olmadığı dahi belirlenmemiştir.

Mahalli bilirkişiler çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğunu beyan etmişler ise de; davacı tanıkları tarafından dava konusu bölümün eskiden davacının babası ve amcaları tarafından harman yeri olarak kullanıldığı belirtildiğinden, dava konusu yerin özel harman yeri niteliğinde mi yoksa genel harman yeri mi olduğu hususunun aydınlatılması gerekmektedir.

Hal böyle olunca, taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak komşu köyden seçilen mahalli bilirkişiler ve tanıklar ile tespit bilirkişilerine, dava konusu yerin davacı tarafa ait özel harman yeri mi yoksa köyün istifadesine mahsus genel harman yeri mi olduğunun ayrıntılı olarak sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, fen ve ziraatçı uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak incelemede yerin krokili raporunda işaretlendirilmesi ve niteliği konusunda gerekçeli rapor alınması, genel harman yeri niteliğinde bir yer ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi, özel harman yeri niteliğinde bir yer ise ve kazanma koşulları oluştuğu takdirde tüm deliller birlikte takdir olunup değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMUK'un 437. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.