Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4137 E. 2022/1840 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında davacıların murislerine ait tapulu taşınmazların davacılar adına tespit edilmediği iddiasıyla açılan tespit, tescil ve tazminat davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, dayandıkları tapu kayıtlarının hangi taşınmazlara ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında uygulanıp uygulanmadığını ve taşınmazların sınırlarını belirleyecek herhangi bir bilgi veya delil sunmamaları nedeniyle, tapu kayıtlarının geçerliliğinin denetlenemeyeceği ve zemine uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasındaki tespit, tescil ve tazminat isteğine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı ... vekili ve davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı ... vekili ve davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; veraset ilamı gereği ... kızı ... ve ... kızı ...'den kalma Ahmetli ilçesi, Dereköy köyü hudutları içerisinde Akdere mevkiinde bulunan Temmuz 312 tarihli 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55 ve 56 numaralı tapu kayıtlarının uyduğu taşınmazların davacılara intikal ettiğini, söz konusu yerlerin tespitini talep ettiklerini, dayanak kayıtların uyduğu taşınmazların Tapu Müdürlüğü tarafından belirlenemediğini bildirerek; dayanak tapu kayıtlarının uyduğu taşınmazların tespiti ile davacılar adına tesciline, tespit ve tescil mümkün olmadığı takdirde davanın ileri safhalarında ıslah etmek kaydı ile şimdilik 10.000,00 Türk Lirası tazminatın davacılara miras hissesi oranlarında ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2018 tarihli 2013/179 Esas, 2018/201 Karar sayılı kararında, dava konusu taşınmazların davacılar tarafından zeminde gösterilemediği gibi tapu numaralarından başka ispata yönelik herhangi bir delil de sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde, davacı ... vekili ve davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazların tespit dışı kalan taşınmazlar olduklarını, kadastro sırasında tespitlerinin yapılmadığını, mahkemenin görevinin bu taşınmazların tespiti ile tescile karar verilmesi olduğunu, Mahkemece sağlıklı bir değerlendirme yapılmadığını, dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından bazı sınırların bilindiğini bildirerek; kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davacı ... ve arkadaşları vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun yetersiz olup esas hakkında hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dayanak kayıtların emsal Yargıtay kararlarında gösterildiği gibi hüküm kurmaya yeterli şekilde mahalline uygulanmadığını, dayanak kayıtların uygulanmamasının açıkça kadastronun hatasından kaynaklandığını bildirerek; kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2019 tarihli 2019/641 Esas, 2019/1225 Karar sayılı kararında, davacılar tarafından dava konusu edilen taşınmazlar zeminde gösterilemediği gibi her bir taşınmaz için dayanaklarını oluşturan kayıtların da açıklanamadığı, Mahkemece dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile dayanak kayıtların uyduğu taşınmazların tespitinin mümkün olmadığı, dayanak tapu kayıtlarının uygulanmaları hususunda tespit ve esaslı bir değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı, kaldı ki; davacılar tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 119/(2) maddesine göre dava konusunun gösterilmesi hususundaki eksikliğin tamamlanamadığı, dayanak tapu kayıtlarının uyduğu taşınmazların saptanamaması karşısında, davacıların tazminat talebi yönünden bir değerlendirme yapma imkanının da bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar vermiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı ... vekili ve davacı ... ve arkadaşları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Davacı ... ve arkadaşları vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında davacıların murislerine ait tapulu taşınmazların davacılar adına tespit edilmediği iddiasına dayalı taşınmazların tespiti ile davacılar adına tescili ve tazminat isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanunu'nun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicili Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının

yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında

açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, davacı vekili, sadece dayandığı tapu kaydı numaralarını bildirmiş bu tapu kayıtlarının hangi taşınmazlara ait olduğu kadastro tespiti sırasında uygulanıp uygulanmadığı, taşınmazlara davacılar tarafından zilyet edilip edilmediği, taşınmaz sınırlarının neresi olduğu, bu sınırları ve kullanım durumlarını kimlerin bildiği, gibi hususlarda açıklama yapmadığı gibi, delil de bildirmemiştir. Bu şartlarda bildirilen tapu kayıtlarının geçerliliğini denetleme ve zemine uygulama kabiliyetinin olmadığı açıktır.

3.3.2. Değerlendirme

Hal böyle olunca; dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının davacı ...'dan alınmasına ve yine aşağıda yazılı 300,10 TL fazla yatırılan harcın temyiz eden davacılar ... ve diğerlerine iadesine, 07.03.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.