Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4178 E. 2022/1933 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayalı olarak tapuda Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu iptali ve tescili ile tescil harici bırakılan yol olarak belirlenen kısmın kendi adına tescilinin talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilyetliğini ispatlayamaması ve taşınmazın hali arazi vasfında Hazine adına tespit edilmiş olması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili ile tapu iptal tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davacı ve davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının başvurusunun esastan reddine, davalı Hazinenin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kendisine ait 101 ada 652 parsel numarasında kayıtlı bulunan 1061,66 m² genişliğinde, yığma ev, ahır ve arsası niteliğindeki taşınmazının arsa olan kısmının 2008 yılında köylerinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında köy boşluğu olarak ve ayrıca evinin önünde bir yolun mevcut olmadığı halde, varmış gibi yol olarak tapuya yazılmış olduğunu ileri sürerek davalı ... adına köy boşluğu olarak oluşturulan tapu kaydının ve yol kaydının iptali ile kendi adına tapuya kayıt ve tescil edilmesini, ayrıca Hazine adına yazılmış olan 101 ada 649 parsel içindeki 400,00 m²'lik kısmının da iptali ile kendi adına tapuya kayıt ve tescil edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gürün Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarihli 2017/72 E., 2019/79 K sayılı kararıyla, İncelenen hava fotoğrafları doğrultusunda hazırlanan 01/10/2018 tarihli jeodezi mühendisi raporunda fen bilirkişisinin ekli krokisinde gösterilen (A) harfi ile gösterilen çokgen şeklindeki alanın "mevcut olduğu" tespit edildiğinin, (C) harfi ile gösterilen kadastro tespitinde tescil harici bırakılan yolun "mevcut olmadığı" tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Dava konusu Sivas ili Gürün ilçesi Güneş Köyü, Topraklık mevkiinde bulunan 101 ada 649 parselde kayıtlı dosya içerisinde yer alan fen bilirkişisinin 11/09/2018 tarihli raporuna ekli krokide A harfi ve yeşil renkle gösterilen 418,52 m²'lik kısmının, davalı adına tapu kaydının İPTALİ ile Güneş Köyü 101 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline, 101 ada 652 parselin Güney ve doğusunda bulunan kayıtlı dosya içerisinde yer alan fen bilirkişisinin 11/09/2018 tarihli raporuna ekli krokide C harfi ve yeşil renkle gösterilen 526,82 m²'lik kısmın kadastro tespitinde tescil harici bırakılan yola ilişkin davacının talebinin reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı ... istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu 652 parsel içindeki yerinin adına tesciline karar verilmesine rağmen, aynı nitelikte irsen dedesinden babasından intikal eden taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, taşınmazın yol olarak kullanıldığına dair hiç bir delilin bulunmadığını, yolda kalan bölüm yönünden de adına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiğinin belirlenmesi nedeniyle mahkeme kararının kaldırılarak bu bölümün de adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Hazine temsilcisi istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu edilen 101 ada 649 sayılı parselin zilyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden olmadığını, eksik inceleme araştırma ve değerlendirme ile karar verildiğini ileri sürerek mahkeme kararının aleyhe olan kısmının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 05/12/2019 tarihli 2019/1299 E., 2019/1870 K. sayılı kararıyla, davaya konu edilen ve krokisinde (C) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün kadastro tespiti sırasında yol vasfı ile tescil harici bırakıldığı, mahallinde yapılan keşif, keşifte alınan beyanlar ve teknik bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmaz bölümünün tarım arazisi vasfında olmadığı, davacının dava edilen bölümü yol olmadığını ve ekonomik amacına uygun 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğunu ispat edemediği böylece, davacı lehine MK.713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarının gerçekleşmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak dava konusu edilen 101 ada 649 sayılı parselin içinde krokisinde (A) harfi ile gösterilen 418,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümü yönünden ise; mahallinde yapılan keşifte yerel bilirkişiler tarafından sadece ev ve ağılın davacıya ait olduğu yönünde beyanda bulunulduğu, ev ve ağılın ise davacı adına tespit ve tescil edilen 101 ada 652 sayılı parsel içerisinde bulunduğu, dava edilen yerin ise ziraat bilirkişisinin, taşınmazın ekili biçili olmadığı, üzerinde tarım ürünü bulunmadığı, saman atığı ve büyük taşlarla kaplı olduğu yönündeki raporu karşısında davacının 101 ada 649 sayılı hali arazı vasfı ile tespit edilen taşınmaz içinde kalan dava konusu yerde ekonomik amaca uygun 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğunu ispat edemediği, davacı lehine MK.713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zaman aşımı ile iktisap şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının tescil harici yola karşı yaptığı istinaf başvuru talebi yerinde bulunmadığından reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun ise HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacının tescil davası ile tapu iptal ve tescil davasının reddine dair yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, kadastro tespiti esnasında yalan ve yanlış beyanlarla taşınmazın köy yolu, köy boşluğu olarak bırakıldığını, yapılan keşifte mahkeme tarafından köy halkının yol olarak gelip geçtiğine dair herhangi bir emarenin bulunmadığının gözleme geçirildiğini, bilirkişi raporları ile de bu hususunun belirtildiğini, dava konusu taşınmazların kendi zilyet ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

2008 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na göre yapılan tesis kadastrosu sonucunda Sivas İli Gürün İlçesi Güneş Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 649 parsel sayılı 9.231,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hali arazi vasfıyla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması ve ileride ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve itiraz edilmeksizin 06.08.2008 tarihinde tescil edilmiştir. . Dava konusu edilen ve krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölüm ise “yol” vasfıyla tescil harici bırakılmıştır.

Dava irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayalı TMK 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca tescil ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2.İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.