"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacılar, Torul ilçesi Cebeli Köyü çalışma alanında bulunan ve 2008 yılında yapılan kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün davacılardan ...'a ait olduğunu, evveliyatında tek parça bir tarla olduğunu, yıllarca ekip biçtiğini, daha sonra Temel'in bu yeri diğer davacılar arasında taksim ettiğini, kadastro tespitinde gösterildiği gibi bu yerde önceden beri kullanılan bir yol olmadığını, davacı Temel'in kendi tarlalarına ulaşmak için yine kendi tarlası içerisinden tarla yolu açtığını ileri sürerek adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15/05/2013 tarihli ve 2012/45 E., 2013/100 K. sayılı kararıyla; tescil harici bırakılan yer hakkında komşu parsellerin kadastro tespitinin yapıldığı 2008 yılından, davanın açıldığı 02.04.2012 tarihine kadar kadastrodan önceki nedene dayanarak dava açmak için aranan makul sürenin aşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 13.11.2013 tarihli ve 2013/11217 E., 2013/10707 K. sayılı kararıyla;“... Gayrimenkul mevzuatımızda kadastro öncesi nedenlere dayanılarak, tutanağı düzenlenmeyen yerler hakkında dava açmayı sınırlayan bir süre bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık sınırlama davasının yasal hasım bulunan Hazineye de yöneltilmesi sağlanarak, taraf teşkili tamamlandıktan sonra hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkindir. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın Köy tüzel kişiliği yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi uyarınca Hazineye de yöneltilmesi işin esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken yasal olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup...‘’ gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 25/11/2015 tarihli ve 2014/72 E., 2015/206 K. sayılı kararıyla; davanın süresinde açıldığı ve dosya kapsamından davacının kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava konusu yerlerin zilyedi olduğunu, dolayısı ile taşınmazlarda hak sahibi olduğunu ispat ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2016/3305 E., 2018/5550 K. sayılı kararıyla;“...Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece sözü edilen yasal ilanlar yapılmamış, menfaati olanlara itiraz hakkı tanınmamış olması isabetsiz olup... ” gerekçesiyle bozulmuştur.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 02/10/2019 tarihli ve 2018/250 E., 2019/111 K. sayılı kararıyla;kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığı, davanın süresinde açıldığı ve dosya kapsamından davacıların kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava konusu yerlerin zilyedi olduklarını dolayısı ile taşınmazlarda hak sahibi olduklarını ispat ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının 2008 yılında kesinleştiğini, davanın iki yıllık makul süre geçtikten sonra açıldığını, davacılar yararına kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin dolmadığını, dava konusu alanın yol olarak kalması gerektiğini ve Hazineye ait yerlerden olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Çekişme konusu taşınmaz, yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol gösterilmek suretiyle tescil harici bırakılmıştır.
Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, " Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, " Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, ( IV/2-5 ) no.lu paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine,
Ne var ki, fen bilirkişisi Hasan Bektaş'ın 19/12/2014 tarihli rapor ve ekindeki krokide taralı kısımlar ile belirtilen (A,B,C,D) harfleri ile gösterilen ve kadastro tespitinde yol olarak tespit edilen kısımların mevcut parsellere eklenmesine karar verilmesi gerekirken, müstakil parseller oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değildir. Anılan bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; hükmün 2. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 2. bent olarak “Dosya içerisinde mevcut 23/12/2014 havale tarihli fen bilirkişisi Hasan Bektaş'ın krokili raporunda (A, B, C, D) harfleri ile gösterilen ve kadastro tespitinde YOL olarak bırakılan kısımlardan, (A) harfi ile gösterilen 216.98 m2'lik kısmın Cebeli Köyü 365 ada 7 parsel sayılı taşınmaza tevhiden eklenmek sureti ile davacılardan... adına, (B) harfi ile gösterilen 189.47 m2'lik kısmın Cebeli Köyü 365 ada 11 parsel sayılı taşınmaza tevhiden eklenmek sureti ile ½ hissesinin davacılardan ... adına 1/2 hissesinin Yaşar Erbaş mirasçıları müdahil davacılar ..., ..., ..., ... ve ... adlarına miras hisseleri oranında, (C) harfi ile gösterilen 149.45 m2'lik kısmın Cebeli Köyü 365 ada 12 parsel sayılı taşınmaza tevhiden eklenmek sureti ile davacılardan ... adına, (D) harfi ile gösterilen 112.41 m2'lik kısmın Cebeli Köyü 366 ada 1 parsel sayılı taşınmaza tevhiden eklenmek sureti ile davacılardan ... adına tapuya kayıt ve tesciline,” ibaresinin yazılmasına, değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.