Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4212 E. 2022/2274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla inen taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Terekenin mirasçılar arasında yöntemince taksim edilmediği ve zilyetlikle edinim koşullarının işlemeyeceği gözetilerek, davacının isteminin "çoğun içinde azı da vardır" kuralı gereğince miras payı oranında tescil istemi olarak yorumlanması ve çekişmeli taşınmazın tapusunun davacının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmayarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kabul kararı Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; dava konusu 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, 143 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise kendisine ait olduğunu, her iki taşınmazın taksim öncesinde bir bütün olup babalarına ait olduğunu, babasının vefatından sonra taşınmazın taksim ettiklerini ve herkesin bu taksime uygun olarak yerini kullandığını, 143 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kuzey kısmında bulunan yaklaşık 70 metrekarelik kısmın davalı ... adına kayıtlı 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazın içerisinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tapu kaydının iptali ile kendisine ait 143 ada 10 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; her ne kadar davacı tarafından bu yerlerin taksim edildiği söylenmiş ise de, taksim tarihinde Saadet'in 10 yaşında, Ayfer'in ise 14 yaşında olduğunu dolayısı ile reşit olmayan kişilerin yaptığı taksimin geçerli olmadığını, tapunun iptal edilmesini gerektirecek bir durumun söz konusu olmayıp açılan davanın yersiz olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/04/2015 tarihli ve 2014/150 E., 2015/124 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 03/03/2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 62,25 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29/03/2018 tarihli ve 2015/14892 E., 2018/2169 K. sayılı ilamında; çekişmeli taşınmaz bölümünün müşterek muris ...’dan kaldığının taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, ihtilafın, 2002 yılında ölümünden sonra muris ... terekesine ait çekişme konusu bölümün geçerli bir şekilde taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise taşınmaz bölümünün kime düştüğü ve kimin kullanımında olduğu noktasında toplandığı, ne var ki; Mahkemece bu hususun yeterince açıklığa kavuşturulmadığı, mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan yerel bilirkişi,taraf tanıkları ile tespit bilirkişilerinin taksim olgusuna ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğu halde Mahkemece, beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden ve yerel bilirkişi ve bir kısım davacı taraf tanıklarının taksim olgusuna ilişkin soyut nitelikteki beyanları ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm delillerin toplanması, gerektiğinde taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisini ve paylaşma olgusunu bilebilecek aynı yerdeki şahıslar arasından mahalli bilirkişi araştırması yapılarak ve bu yönde taraflara tanık bildirme imkanı verilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmesi, keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmaz bölümünün ortak murisin ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, çekişmeli taşınmaz bölümünün kim tarafından ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılması, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınması, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/10/2019 tarihli ve 2018/396 E., 2019/304 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın dava konusu bölümün taksim neticesinde kendisine isabet ettiği iddiasıyla dava açtığını, taksim iddiasına dayanan kişinin bu hususu ispat etmesi gerektiğini, dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının yöntemine uygun bir taksim yapıldığı ve dava konusu bölümün kendisine isabet ettiği hususlarını ispat edememiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İnebolu Asliye Hukuk mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarında, dava konusu bölümün 2-3 yıldır davalı tarafından kullanıldığını, öncesinde davacı ... tarafından kullanıldığını belirttiğini, bu bölümün taksim neticesinde davacı ...'a isabet ettiğini, davalı tanıklarının kendi kardeşi ve annesi olduğunu, taraflı beyanda bulunduklarını, kök muris adına taşınmazın bulunmadığını, çünkü mirasçılar tarafından taksim edilip mirasçıları adına yazıldığını, alınan beyanlarda dava konusu bölümün taksim neticesinde davacıya isabet ettiğinin sabit olması nedeniyle, Mahkeme kararının yerinde olmadığını belirterek, hükmün bozulmasına talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, " Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarafların ortak murisi ...’a ait olduğu ve terekenin mirasçıları arasında usulüne uygun şekilde taksim edilmediği, davacı tarafından taksim ve taşınmazın zilyetliğinin kendisine usulüne uygun bir şekilde devredildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.

6.3.2. Şöyle ki, yapılan keşif ve toplanan delillere göre, çekişmeli taşınmazın tarafların ortak murisi ...’dan geldiği ancak terekesinin yöntemince taksim edilmediği sonucuna varıldığına göre, mirasçılar arasında zilyetlikle edinim koşulları işlemeyeceğinden, davacının çekişmeli taşınmaz bölümünün tamamının adına tesciline ilişkin istemi "çoğun içinde azı da vardır" kuralı gereğince, miras payının tescili istemi olarak yorumlanmak suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümünün tapusunun davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; Mahkemece yukarıda açıklanan (6.3.1.- 6.3.2.) numaralı bentlerde belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile (IV.3. numaralı bentte) gösterilen hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.