"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararının, davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ... yörede 2006 yılında yapılan kadastro sırasında yol niteliğiyle tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın malik sıfatıyla zilyedi olduğu, zilyetlikle iktisap koşullarının yararına gerçekleştiği iddiasıyla tescil isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı Haziran 1334 tarih, 10 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı, davacının taşınmaz üzerinde hakkının olmadığı, tapulu taşınmazın zilyetlikle iktisabına ilişkin iddianın dinlenemeyeceği, kaldı ki taşınmazın bir an için Hazine adına kayıtlı yukarıda belirtilen tapu kaydının kapsamında kalmadığı kabul edilse dahi, yol olarak tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazın kamunun hizmetine tahsis edilmiş yerlerden olduğu ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.06.2015 tarihli ve 2009/248 Esas - 2015/321 karar sayılı kararı ile, dava konusu yolun bitişiğindeki 200 ada 12 parsel numaralı taşınmaz ile birlikte Hazineye ait Haziran 1334 tarih ve 10 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalmakla birlikte bu tapudan ifrazen ve satış yolu ile oluşan ve davacıya ait 26/01/1931 tarih ve 42 sıra numaralı tapu kaydı ile davacının murislerine intikal ettiği, yolun belirtilen tapu kaydı kapsamında 200 ada 12 parsel numaralı taşınmaz ile bir bütün olduğu, kadastro çalışmaları sırasında önceden olmayan bu yolun haritasında gösterilmesinin dayanak belgelere ve tapu kayıtlarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, kadastro tespiti sırasında yol olarak bırakılan ve haritasında gösterilen karara ekli 30/10/2008 havale tarihli fen bilirkişisi raporu ve krokisinde "Davalı yer" olarak sarı renkte gösterilen 99,66 m2 yüzölçümlü dava konusu yerin, bitişiğindeki ... Değirmenönü mevkii 200 ada 12 parsel numaralı taşınmaza ilavesi ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.04.2018 tarihli ve 2015/13415 Esas - 2018/2781 Karar sayılı ilamıyla; "Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda dava, sadece Hazine aleyhine açılmıştır. Taraf koşulu dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, ilgili köy tüzel kişiliğini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece taraf koşulu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu" gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.02.2019 tarihli ve 2018/536 E., 2019/201 K. sayılı kararıyla; davacının iddiasının bu yerin kendisine ait olduğuna yönelik olduğu, zikredilen kısmın Hazinenin dayandığı Haziran 1334 tarih ve 10 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı fakat muhtelif tarihlerde ifrazen oluşturulan yeni parçaların vatandaşlara satıldığı ve davacının dayanağı olan 26/01/1931 tarih ve 42 sıra numaralı tapu kaydı ile davacının murislerine ait olan yerin intikalen davacının mülkiyetinde bulunduğu, yapılan keşif sonucu alınan denetime elverişli bilirkişi raporu ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere bu yerin evveliyatının yol olmadığı ve ilk defa kadastro çalışmaları sırasında bu şekilde tespit gördüğü, bu hususun kadim kullanıma, tapu kayıtlarına ve dayanak belgelere aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, kadastro işleminde yol olarak bırakılan ve haritasında gösterilen karara ekli 30/10/2008 havale tarihli fen bilirkişisi raporu ve krokisinde "Davalı yer" olarak sarı renkte gösterilen 99,66 m2 yüzölçümlü dava konusu yerin, bitişiğindeki ..... Değirmenönü mevkii 200 ada 12 parsel numaralı taşınmaza ilavesi ile davacı adına tapuya tesciline, karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu hizmetine ayrılmış yerlerden olduğu böyle bir yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, kaldı ki çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı Haziran 1334 tarih, 10 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı, tapulu taşınmazın zilyetlikle iktisabına ilişkin iddianın dinlenemeyeceği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."
6.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/4 ve 5. maddesi "Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur." hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Bilindiği üzere tescil davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ilanlar ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık itiraz süresinin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, somut olayda usulüne uygun şekilde yasal ilanlar yaptırılmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, TMK'nın 713/4. ve 5. fıkralarında belirtilen yasal ilanlar yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmuştur.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.