"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmiş olup; davalı ...’ın adli yardım talebinin ve temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, kadastro çalışmaları sonucunda; Yazıhan ilçesi Mısırdere köyü çalışma alanında bulunan 597 parsel sayılı taşınmazın 1/8 oranında adına tespit ve tescil edildiğini, kalan payın davalı kişiler adına yazıldığını, taşınmazın hissesine düşen bölümünün ayrılarak ayrı parsel altında tam hisse ile adına tescilini, yine aynı yerde tescil harici bırakılan taşınmazın zilyedi olduğu iddiasına dayanarak, tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün de adına tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacının zeminde kullandığı alanın payına göre fazla olması ve diğer paydaşların bir müdahalesinin olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 05.05.2014 tarihli ve 2014/428 E-2014/5343 K sayılı kararı ile “...Davacı kadastro tespitinden önceki nedenlere dayanarak dava açmıştır. Mahkemece bu husus göz ardı edildiği gibi davacının talebinin bir bölümünün de tescil davası niteliğinde olduğu dikkate alınmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından davacının talebine konu yerlerin kayıt malikleri arasında kadastro tespitinden önce yöntemine uygun şekilde paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmışsa kime kaldığı, bu bölümlerin zilyetliğinin tespitten önce davacıya devredilip devredilmediği, davacı tarafından bağımsız olarak zilyet edilip edilmediği ya da müstakilen davacıya ait olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, alınan beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, davacının talebinin bir bölümünün tescil davası niteliğinde olduğu gözetilerek 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 2. ve 3. bentleri uyarınca Malatya ilinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği dikkate alınarak ... ile Yazıhan Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı bu bölüm yönünden Medeni Kanun'un 713. maddesinde belirtilen yerel ve gazete ilanları yapılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.... ”gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.11.2018 tarihli ve 2015/13 E – 2018/1102 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli 597 parselde fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5688,61 m² ve kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan ve (B) harfi ile gösterilen 1348,25 m² yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tesciline, fen bilirkişinin 04/05/2018 havale tarihli raporunda, (C)ve (D) harfleri ile gösterilen 3086,96 m² ve 394,75 m² yüzölçümündeki bölümlere karşı açılan dava ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... temyiz isteminde bulunmuşlardır.
5. Temyiz Nedenleri
5.1.Davacı vekili, reddedilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına imar ihya suretiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
5.2.Davalı ... vekili, tescil harici bırakılan taşınmazın tescil edilebilmesi için yasada aranan şartların davacı yararına gerçekleşmediğini belirterek Mahkeme kararının kabul edilen kısmı yönüyle bozulmasını talep etmiştir.
5.3.Davalı ..., davanın tescil davası olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalıların sorumlu tutulmaması gerekirken aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürmüştür.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."
6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
6.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesinde, “Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.”
6.2.5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/4. maddesinde, “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.”
6.2.6. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/5. maddesinde, “Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.” hükümleri düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucu Mısırdere köyü çalışma alanında bulunan 413 parsel sayılı 86800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1982 tarihinde yapılan tesis kadastrosu sırasında Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olması nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, Yazıhan Kadastro Mahkemesinin 31.12.1998 tarihli ve 1998/89-85 Esas ve Karar sayılı kararı ile taşınmaz ifraz edilmiş, 597 parsel sayısını alan 58700 metrekare yüzölçümündeki bölüm davacı ... ile davalılar ... ve müşterekleri adına tescil edilmiş, hüküm 06.04.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ... 597 parsel sayılı taşınmazın paylı olarak yazıldığını ancak zeminde bir bölüm yeri bağımsız olarak kullandığını bu bölümün kendisine ait olduğunu öne sürerek, tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece tapu iptali ve tescil talebi kabul edilerek çekişmeli 597 sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı adına tesciline, yapılan yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. 597 sayılı taşınmazın paydaşlarından ... hükmü yargılama gideri ve vekalet ücreti yönüyle temyiz etmiştir.
Davanın tapu iptal ve tescili davası olmasına, davalı tarafından eldeki dosyada davanın kabul edildiğine dair bilgi ve beyan olmamasına göre yargılama giderinin davalılardan alınmasına, davacı lehine de vekalet ücreti verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
6.3.2. Davacı vekilinin fen bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümler ile davalı ... vekilinin aynı raporda (B) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtmek gerekir ki, kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasımdır. Somut olayda 1982 yılında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil isteminde bulunmuş, Yargıtay bozma kararı sonrasında ise ... ile Yazıhan Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmiştir. Hazinenin de yasal hasım olmasına rağmen davada yer alması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır. Taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, işin esası yönünden yapılan araştırma ve inceleme de yetersizdir.
Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle, davacıya, davasını Hazineye de yöneltmek üzere süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, Hazinenin savunma ve delilleri sorulup, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalıdır. Bundan sonra çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaza ait tüm hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden celp edilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve daha önceki keşfe katılmamış üç kişilik ziraatçı bilirkişi ve bir jeoloji mühendisi bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı, davacının çekişmeli bölümler üzerinde ne şekilde tasarrufta bulunduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki tarımsal niteliğini bildiren, gerçekleştirildiği iddia edilen imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, kot farkını, eğimini, bitki desenini, üzerindeki ağaçların yaş ve cinsini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, dosya arasına getirtilen tüm hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve imar-ihya çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; jeoloji mühendisinden taşınmazların öncesinin dere yatağı olup olmadığı ya da dereden kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında, kot farkını da gösterir rapor alınmalı, fen bilirkişisinden her bir taşınmaz bölümünün yeri denetime açık şekilde belirlenerek, krokide işaretlenmek suretiyle keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bu şekilde taşınmaz bölümleri üzerinde dava tarihine kadar davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız şekilde saptanmalı, toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmelidir.
Bundan sonra gerekli yasal ilanlar yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, ilanın yapıldığı ilan tutanakları dosya arasına konulmalı, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenilmeli, toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
1-Kararın (IV/6.3.1) no.lu paragrafında açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Kararın (IV/6.3.2) no.lu paragrafında açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.