Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4327 E. 2022/2613 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından imar ve ihya edildiği iddia edilen ve Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara uymaması, özellikle arazinin niteliği ve zilyetliğin kapsamı konusunda yeterli araştırma yapmaması, hava fotoğrafları ve farklı bilirkişi raporlarından yararlanmaması ve hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde karar vermesi gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.1. Davacı vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği taşlık vasfıyla tespit dışı bırakılan taşınmazın davacı tarafından 35 yıl kadar önce tarım arazisi haline getirildiğini, imar-ihya edildiğini, 15 yıl kadar önce de kısmi ağaçlandırma yapıldığını, geri kalan kısmının tarla olarak kullanıldığını, davacının zilyetliğini nizasız ve fasılasız bu güne kadar malik sıfatı ile sürdürdüğünü, bu yerde Hazinenin, köyün ve üçüncü kişilerin bir hakkının bulunmadığını ileri sürerek, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

1.2. Davacı vekili 10.07.2014 tarihli dilekçesi ile davalarını 117 ada 11 parsele karşı tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.

1.3. Davaya müdahale talebinde bulunan ... vekili, 26.02.2009 havale tarihli dilekçesinde, davacı tarafından dava konusu edilen arazinin müdahilin arazisi ile bitişik olduğunu, burayı kadimden beri müdahilin babasının kullandığını, daha sonra kardeşler arasında yapılan rızai taksim sonucu bu yerin müdahile düştüğünü beyanla, kadimden beri müdahil ve babası tarafından kullanılan bu yerin senetsizden tesciline karar verilmesine talep etmiştir

II. CEVAP

Davalılar davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

3.1. Yeşilyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/12/2011 tarihli ve 2008/3 E., 2011/182 K. sayılı kararıyla; dava konusu yerin kadastro çalışmalarında tapulama harici taşlık olarak bırakıldığı, kadastronun 1987 yılında kesinleştiği, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesine göre davanın yasal süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, müdahil tarafından açılan dava takipsiz bırakıldığından 22.04.2011 tarihli celsede müdahil yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, kısa kararda müdahil yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu hususun sehven unutulduğu, gerekçeli kararda bu eksikliğin giderildiği belirtilerek, müdahil tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmiştir.

IV. BİRİNCİ TEMYİZ

1. Mahkemenin davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07/05/2013 tarihli, 2013/1199-6706 sayılı kararı ile “Tespit dışı bırakılan yerler hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama olanağı bulunmadığı,davalı Hazine vekilinin, cevap dilekçesinde taşınmazın “mera, taşlık, kayalık ve bor alanlardan olduğunu % 35-40 meyile sahip bulunduğunu…” ileri sürdüğüne göre bu savunma üzerinde durularak kadim ve tahsisli mera araştırmasıyla taşlık ve kayalık yer olması nedeniyle 3402 sayılı Kanunu'nun 17. maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm koşulların saptanması, TMK’nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması, gerekli tüm koşulların araştırılıp belirlenmesi ondan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.

2. Yeşilyurt adliyesinin kapatılması neticesinde bozma ilamına uyarak yargılamaya devam eden Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/02/2015 tarihli ve 2013/463 Esas 2015/344 Karar sayılı kararıyla; davaya konu edilen taşınmaz mahallinde yapılan ilk kadastro tespiti esnasında tescil harici taşlık alan olarak işlem gördüğü,daha sonra mahallinde yapılan toplulaştırma işlemi sonunda davalı Hazine adına tapuya tescil edildiği, belirtilen gerekçeler doğrultusunda davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliği ile ekim-dikime müsait olmayan taşınmazı imar-ihya etmek suretiyle ekilebilir hale getirdiği, daha sonra kazandırıcı zamanaşımı süresince zilyetliğinin devam ettiği, bu esnada herhangi bir niza fasıla olmadığı gerekçesiyle açılan davanın kabulüne, dava konusu edilen Malatya ili, Yeşilyurt ilçesi, Oluklu köyünde bulunan doğusu Eski Gaziantep Karayolu, batısı taşlık, güneyi ... deresi ve kuzeyi 59 no.lu parsel ile çevrili 35.883.00 m²'lik parselin davacılar adına tapuya tesciline dair karar verilmiştir.

V. İKİNCİ TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalılar Hazine ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06/03/2019 tarihli ve 2016/6124 E., 2019/1468 K. sayılı kararıyla; “ ...dava açıldığı tarihte tescil harici olan çekişmeli taşınmazın, yargılama sırasında idari yoldan 117 ada 1 parsel numarası verilerek Hazine adına tescil edildiği, bunun üzerine davacı tarafın tescil istemiyle açılan davasını, “tapu iptali ve tescil davası” olarak ıslah ettiği, Mahkemece çekişmeli taşınmazın tapulu hale geldiği ve davacı tarafın ıslah dilekçesi gözetilmeksizin tapu iptali ve tescil kararı yerine sadece tescil kararı verilmesi, ayrıca; dosyada birden fazla farklı miktarları içeren fen bilirkişisi raporu olmasına rağmen herhangi bir rapora atıf yapılmaksızın yukarıda yazılı şekilde davacı adına tescil kararı verilerek hükmün infazında tereddüt yaratılmış olmasının isabetsiz olduğu ayrıca sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/11/2019 tarihli ve 2019/346 E., 2019/651 K. sayılı kararıyla; davaya konu edilen taşınmazın mahallinde yapılan ilk kadastro tespiti esnasında tescil harici taşlık alan olarak işlem gördüğü, sonrasında mahallinde yapılan toplulaştırma işlemi sonucunda davalı Hazine adına tapuya tescil edildiği, belirtilen gerekçeler doğrultusunda davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin ekim-dikime müsait olmayan taşınmazı imar-ihya etmek suretiyle ekilebilir hale getirdiği, daha sonra kazandırıcı zamanaşımı süresince zilyetliğin devam ettiği, bu esnada herhangi bir niza fasıla olmadığı gerekçesiyle açılan davanın kabulüne, dava konusu edilen Malatya ili, Yeşilyurt ilçesi, Oluklu köyünde bulunan doğusu Eski Gaziantep Karayolu, batısı taşlık, güneyi ... deresi ve kuzeyi 59 no.lu parsel ile çevrili 25.09.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda belirtilen 35.883.00 m²'lik parselin davalı Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, kabul kararının hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece yapılan araştırmanın yetersiz olduğunu, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, zilyetlikle kazanma şartlarının oluşmadığını, davacının malik sıfatıyla zilyetlik iradesinin bulunmadığını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının yetersiz olduğunu, davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini savunarak, temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 297. maddesinin 2. fıkrasında “ (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Davacı, imar-ihya ve kazandırırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği taşınmazın adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında davasını 117 ada 11 parsele ilişkin tapu iptal tescil davası olarak ıslah etmiştir.

6.3.2. Çekişmeli taşınmaz bölümünün yörede 1987 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, bilahare karar tarihinden önce, 03.03.2011 tarihinde Hazine adına taşlık vasfıyla 117 ada 11 parsel numarasıyla ihdasen tapuya tescil edilen taşınmaz içerisinde kaldığı saptanmıştır.

6.3.3. Hemen belirtilmelidir ki, Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Yerel Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).

6.3.4. Somut olayda; bozma ilamına uyulmakla bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki,uyulmasına karar verilen bozma ilamında, önceki tarihli bozma ilamında, davalı Hazine vekilinin, cevap dilekçesinde taşınmazın “mera, taşlık, kayalık ve bor alanlardan olduğunu % 35-40 meyile sahip bulunduğunu…” ileri sürdüğüne göre bu savunma üzerinde durularak kadim ve tahsisli mera araştırmasıyla taşlık ve kayalık yer olması nedeniyle 3402 sayılı Kanunu'nun 17. maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm koşulların saptanması, yine infaza elverişli hüküm kurulması gereğine değinilmiştir. Mahkemece, sözü edilen bozma ilamına uyulduğu halde, gerekleri yerine getirilmemiş, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğrafından yararlanılmamış, bozma ilamına aykırı şekilde yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak sureti ile hüküm kurulmuş, hüküm fıkrasında tapu kaydı iptal edilen taşınmaz bilgileri belli olmayacak şekilde hüküm kurularak infazda tereddüte yol açılmış olduğu gibi, iptaline karar verilen 35.883,00 metrekarelik taşınmaz bölümünü göstermeyen fen bilirkişi raporuna atıf yapılmak sureyitle hükmün infazında tereddüt oluşturulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

6.3.5. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeodezi-fotogrametri mühendisi , üç ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, çekişmeli taşınmaz öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu çalışmaların hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

6.3.6. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporları ile dosya içerisinde mevcut Yeşilyurt Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/107 D.İş dosyasında yer alan ziraat bilirkişi raporu da irdelenmek sureti ile taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;

6.3.7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;

6.3.8. Fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor aldırılmalı;

6.3.9. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.