Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4331 E. 2022/2723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve yol boşluğu olarak görülen taşınmazın zilyetliğin kazanılması yoluyla tapuya tescili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerinde 30 yılı aşkın süredir nizasız, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetlik koşullarını sağladığı, bozma kararına uygun keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine tapu tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen ret kararının Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi ... Köyü ... parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, 1972 yılında satın aldığını ve halen kullandığını, taşınmazın merdivenleri üzerine sahanlık yapması nedeniyle Hazine tarafından bu yer hakkında ecrimisil talep edildiğini, dava konusu yerin 30 yılı aşkın bir zamandır davacı tarafından kullanıldığını, ancak köy boşluğunda kaldığının tespit edilemediğini, köy boşluklarının koşulları oluştuğu takdirde zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğunu belirterek, dava konusu bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu bölümün köy yoluna isabet ettiğini, köy yollarının halkın ortaklaşa kullandıkları yer olup, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... ilçesi Sulh Hukuk Mahkemesinin 11/07/2014 tarihli ve 2010/1145 E. 2014/593 K. sayılı kararıyla; dava konusu bölümü köy yolu içerisinde kaldığı, köy yollarının ise zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 16 Hukuk Dairesi 12 06 2016 tarihli 2015/6772 E., 2016/6524 K. sayılı kararı ile “Her ne kadar dava konusu taşınmaz kadastro paftasında yol olarak gösterilmiş ise de, 26/11/2013 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın yol boşluğu olduğunun belirtildiği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile iktisap koşulları 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde düzenlenmiş olup ekonomik amaca uygun zilyetlikle özel mülkiyete konu olabilecek taşınmazların kazanılabileceğinin belirtildiği, terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken, ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerlerin aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebileceği ve köy yerleşim yeri içerisinde davacıya özgülendiğinde şüphe bulunmamak kaydıyla ev bahçesi, avlusu gibi amaçlarla kullanımın ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirileceğinin kuşkusuz olduğu, Mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile ziraatçı ve fen bilirkişinin katılımıyla keşif yapılması, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, 14. madde uyarınca zilyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden ise kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı, kullanımın kişinin kendisine özgülenip özgülenmediği, umumun kullanımına ait yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya konu yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği, ne zaman tamamlandığı, tamamlandığında 14. maddedeki koşullar altında zilyet edilip edilmediğinin araştırılması, çekişmeli taşınmazın fotoğraflarının çektirilmesi, komşu parsellere ait tutanak örnekleri ve varsa dayanakları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde okuduğunun belirlenmesi, ziraatçı bilirkişiden taşınmazın öncesinin ne olduğu, çevre taşınmazlardan ne şekilde ayrıldığı ve kullanımı hakkında, fen bilirkişisinden ise keşfi izlemeye olanak verir rapor alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir.

3. ... Sulh Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

... Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/05/2019 tarihli ve 2016/1094 E., 2019/592 K. sayılı kararıyla; teknik bilirkişi raporunda gösterilen toplam 8,54 metrekarelik bölümün öncesinde yol boşluğu olduğu, 38 yıl kadar önce yol boşluğuna bina inşa edilerek kullanıldığı, davacı lehine zilyetlik koşullarının oluştuğunun anlaşılması nedeniyle 05/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen 8,54 metrekarelik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası ... Sulh Hukuk Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Sulh Hukuk mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece bozma ilamına uyuduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, eksik araştırma neticesinde karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Mahallinde yapılan keşifler sırasında alınan beyanlar ve sonrasında alınan bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli bölümün davacı tarafından 30 yılı aşkın bir zamandır kullanıldığı, bu yer üzerinde hak iddia eden kimse olmadığı, zilyetliğin nizasız ve fasılasız olarak devam ettiği, davacı lehine çekişmeli bölüm üzerinde Kanunda öngörülen zilyetlik koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV.3) numaralı bentte yer verilen ... Sulh Hukuk Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

04/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.