Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4394 E. 2022/3820 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetlik iddiasına dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulü ile ilgili temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunması ve davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle karar, HUMK 428. madde gereğince bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ... ve ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu davacının malik olduğu ve dava konusu ettiği taşınmazların hatalı olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazlardan 113 ada 1 ve 152 ada 1 parsel ile 119 ada 10 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan bir bölümü davacının satın aldığını, 143 ada 9, 165 ada 219, 160 ada 2 ve 101 ada 26 parseller içerisindeki toplam beş parça taşınmaz bölümünün ise davacıya babası...'dan miras yoluyla intikal ettiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

II.CEVAP

Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.

III.MAHKEME KARARI

1.Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesi 15/02/2012 tarihli ve 2009/324 E., 2012/60 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 119 ada 10 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.872,62 metrekarelik kısmının, 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 7.617,00 metrekarelik ve aynı raporda (C) harfi ile gösterilen 27.041,50 metrekarelik kısmının, 165 ada 219 parsel sayılı taşınmazn (A) harfi ile gösterilen 3.826,00 metrekarelik kısmının, 160 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 6.556,19 metrekarelik kısmının ifraz edilerek, 113 ada 1 ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 101 ada 26 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemece verilen karar Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

2. Birinci Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15/04/2013 tarihli ve 2013/2219 Esas - 2013/5699 Karar sayılı kararı ile; komşu taşınmazlara ait kadastro tutanak ve eklerinin onaylı suretleri ile revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının getirtilmesi, komşu kayıt ve belgelerin teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, kayıtların taşınmazların yönünü ne olarak gösterdikleri hususunun üzerinde durulması, davalı tarafa tanık ve tüm delillerini sunması için süre ve imkan tanınması, yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerine davetiye ile çağırılmaları, keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirilerek çelişkinin giderilmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyetlikle mülk edinme koşullarının eksiksiz olarak araştırılıp belirlenmesi ondan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/01/2015 tarihli ve 2013/328 Esas - 2015/5 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 07/11/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımları, 119 ada 10 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile gösterilen kısmının, 113 ada 1 parsel ve 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 165 ada 219 parsel ve 160 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, 101 ada 26 parsel sayılı taşınmaz hakkında önceki hüküm ile verilen kararın kesinleşmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

4. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemece verilen karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

5. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06/11/2017 tarihli ve 2016/2967 Esas - 2017/14631 Karar sayılı kararı ile; bozma sonrası yapılan 06.11.2014 tarihli keşifteki dava konusu parseller hakkında Mahkemenin gözlemi ile dosya arasında yer alan 25.11.2014 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda belirtilen "tarım arazisi olup olmadığı, kullanım süreleri, taşınmazın vasfı, özel mülkiyete tabi olup olmadığı" gibi hususlarda bir takım çelişkiler olduğu, Mahkemece bu çelişkiler giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kadastro öncesi zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında Mahkemece yapılması gereken, dava konusu taşınmazlara ait kadastro tespit tarihinden 20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek dava konusu taşınmaz bölümünün ekonomik amacına uygun olarak tarımsal nitelikli zilyetliğine ne zaman başlandığı, ne şekilde sürdürüldüğü hususlarının açıklığa kavuşturulması için 3 kişiden oluşan ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile hava fotoğrafı incelemesi yapılması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

6. Mahkemece İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/05/2019 tarihli 2018/12 Esas - 2019/211 Karar sayılı kararı ile dava konusu 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın kadastro tespit tarihine kadar 20 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde bulunduğu, davacının dava konusu taşınmazın bu kısımına kuru tarım ürünleri olan arpa, buğday, yulaf ektiği, zilyetliğinin ekonomik açıdan uygun olduğu, davacının zilyetliğinin davasız ve aralıksız olduğu, hava fotoğrafları ile de bu durumun desteklendiği, aynı taşınmazda fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen kısmında her ne kadar mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları davacının kadastro tespitine kadar 20 yıldan daha fazla süredir zilyet olduğunu ve dava konusu taşınmazın bu kısmına kuru tarım ürünleri ekmek sureti ile zilyetliğini sürdürdüğünü beyan etmiş ise de ziraat bilirkişisi raporunda iddia edilen alanın eğiminin çok şiddetli olmasından ötürü tarımsal amaçlı kullanıma elverişli olmadığı, 2006 yılında tarımsal faaliyetin mevcut olduğu, hava fotoğraflarında geçmiş yıllarda taşınmazın mevcut olmadığının belirtildiği, bu sebeple davacı lehine bu kısım yönünden zilyetlikle edinme şartının oluşmadığı kanaatine varıldığı, dava konusu 165 ada 219 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısmının her ne kadar mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları davacıya ait olduğunu beyan etmiş iseler de ziraat bilirkişisi raporunda tespit edildiği üzere dava konusu taşınmaz üzerinde en az 20-25 yıldır tarımsal faaliyette bulunulmadığı, dava konusu taşınmazın tarımsal amaçlı kullanıma elverişli olmadığı, uydu fotoğraflarında ve hava fotoğraflarında taşınmazın bu kısmının mevcut olmadığı, bu sebeple dava konusu taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısmı yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı, dava konusu 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden her ne kadar davacı tanığı... beyanında dava konusu taşınmazın 20-30 yıl önce davacı tarafından İbrahim Bulut'tan satın alındığını ve bu taşınmaza genellikle kuru tarım ürünü olan buğday ekip biçildiğini beyan etmiş ise de ziraat bilirkişi heyet raporunda dava konusu taşınmazın üzerinde 10 yaşlarında armut, çam ağacı ile çeşitli sebze ekili olduğu, tarımsal amaçlı kullanılmadığı, hava fotoğraflarında taşınmazın mevcut olmadığının belirtilmesi nedeni ile dava konusu bu taşınmaz yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı dava konusu 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise, evveliyatında ...'a ait olduğu, ...'un yaklaşık 20-30 sene önce davacıya sattığı, davacının dava konusu taşınmazlara kavak ağacı diktiği, zilyetliğini bu şekilde sürdürdüğü, ziraat bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere en az 20 yıldır tarımsal amaçlı kullanım olduğu, dava konusu taşınmazın uydu görüntülerinde ve hava fotoğraflarında mevcut olduğu, bu sebeple dava konusu bu taşınmaz yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme şartlarının oluştuğu, dava konusu 160 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise dava konusu taşınmazın (E) harfi ile gösterilen kısmının evveliyatında davacının akrabası ...'a ait olduğu, ...'ın dava konusu taşınmazı 20 yılı aşkın süredir ekip biçtiği, yakın bir tarihte davacının başka bir taşınmazı ile değiştirildiği, dava konusu taşınmazın zilyetliğinin davacıya geçtiği, ziraat bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmazın en az 25-30 yıldır tarımsal amaçlı olarak kullanıldığı, uydu ve hava fotoğraflarında mevcut olduğu, bu sebeple bu kısım yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme şartlarının oluştuğu, dava konusu 119 ada 10 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile gösterilen kısmının mahalli bilirkişi beyanlarına göre davacıya ait olduğu ve uzun yıllardır kullandığı, kuru tarım ürünleri ekip biçtiği, ziraat bilirkişi raporunda da en az 20 yıldır tarımsal amaçlı olarak kullanıldığı, uydu ve hava fotoğraflarında taşınmazın mevcut olduğunun anlaşılması nedeniyle bu kısım yönünden davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, davacı tarafça her ne kadar dava dilekçesinde 101 ada 26 parsel sayılı taşınmaz yazılmış ise de iddia edilen alanın 101 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; 14/11/2018 tarihli fen bilirkişi raporunda 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen 5.977,15 metrekarelik kısım, 160 ada 2 parsel sayılı taşınmazda (E) harfi ile gösterilen 6.556,19 metrekarelik kısım, 119 ada 10 parsel sayılı taşınmazda (D) harfi ile gösterilen 1872,62 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, aynı tarihli fen bilirkişi raporunda 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen kısım, 165 ada 219 parsel sayılı taşınmazda (C) harfi ile gösterilen kısım ile 113 ada 1 parsel, 152 ada 1 parsel ve 101 ada 26 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.

7.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8.Temyiz Nedenleri

8.1. Davacı vekili özetle; dosyada toplanan delillere göre ret kararı verilen parsellere yönelik davalarının ispatlanmış olmasına rağmen Mahkemece bilirkişi raporları dikkate alınmadan heyetin kendi gözlemine dayanarak hüküm kurulmasının yasal bir açıklamasının bulunmadığını, davacının dava konusu taşınmazlarda iyi niyetli malik sıfatıyla eklemeli zilyet olduğunu, gerek bozma öncesi gerekse bozma sonrası alınan ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların tarım arazisi olduğunun belirtildiğini, ziraat bilirkişi heyet raporunda her ne kadar 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen kısmın eğim nedeni ile marjinal tarımsal amaca elverişli olmadığı bildirilmiş ise de bir taşınmazın ekonomik anlamda tarımsal amaca elverişlilik durumunun niteliği ya da ölçüsünün ilgili taşınmazın özel mülkiyete engel olması için gerekçe olamayacağını, dava konusu 165 ada 219 parsel sayılı taşınmazda (C) harfi ile gösterilen kısım yönünden şiddetli eğim olduğu, fiili kullanımın sürekli olmadığı gerekçesi ile ret kararı verildiğini her ne kadar taşınmaz sürekli olarak ekilmemiş ise de davacının zilyetliğini terk etmediğini, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında davacıya ait 153 ada 9 no.lu parsel ile bir bütün iken kadastroda ayrı bir parsel olarak yazıldığını, bu taşınmazı ana taşınmaz ile...'tan satın aldığını, bir olarak kullanıldığının eski tarihli hava fotoğrafında tespit edileceğini, dava konusu 152 ada 1 parsel numaralı taşınmaz yönünden Mahkeme gerekçe kısmında davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu belirtilmiş olmasına rağmen gerekçe ile çelişerek hüküm kısmında bu taşınmaz hakkında açılan davanın reddine karar verildiğini, davacı her ne kadar 101 ada 26 parsel yönünden hak iddia etmiş ise de iddia ettiği kısmın 101 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığının anlaşıldığını, Mahkemenin ret kararının hukuka aykırı olduğunu, bu durumun maddi bir hata olup, dava konusu edilen taşınmazın özel mülkiyete tabi olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılmadan ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ve re'sen dikkate alınacak sebepler ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

8.2. Davalı Hazine temsilcisi özetle; Mahkemece hava fotoğraflarından ve uydu fotoğraflarından faydalanılarak zilyetlik olgusu araştırılmadan karar verildiğini, davacı tarafından belgesizden zilyetlikle edinilmiş taşınmaz miktarının araştırılmadığını belirterek, ve re'sen dikkate alınacak diğer hususlar nedeniyle kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

9.Gerekçe

9.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Niza konusu 160 ada 2 parsel sayılı 89.300,64 metrekare, 119 ada 10 parsel sayılı 174.535,91 metrekare, 113 ada 1 parsel sayılı 1.038,83 metrekare, 152 ada 1 parsel sayılı 540.43 metrekare, 143 ada 9 parsel sayılı 2.219.575,12 metrekare ve 165 ada 2 parsel sayılı 2.747.785,98 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar belgesizden 1999-2000 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına ham toprak vasfı ile tespit ve tescil edilmiştir.

9.2.İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin (C) fıkrasında, "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları, hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini" içermesi gerektiği belirtilmiştir.

Aynı Yasa'nın 298/2. maddesinde ise, "Gerekçeli karar, tefhim olunan hüküm sonucuna aykırı olamaz." düzenlemesine yer verilmiş; anılan bu düzenleme uyarınca, duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçe arasında farklılık yaratılamayacağı kuralı kabul edilmiştir.

9.3.Değerlendirme

Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir.

9.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (IV/6.) numaralı bentte açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiş olmasına göre 14/11/2018 tarihli fen bilirkişi raporunda 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen kısım, 165 ada 219 parsel sayılı taşınmazda (C) harfi ile gösterilen kısım ile 113 ada 1 parsel ve 101 ada 26 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ret kararı, 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen 5.977,15 metrekarelik kısım, 160 ada 2 parsel sayılı taşınmazda (E) harfi ile gösterilen 6.556,19 metrekarelik kısım, 119 ada 10 parsel sayılı taşınmazda (D) harfi ile gösterilen 1.872,62 metrekarelik kısım yönünden kabul kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının ve davalı Hazinenin bu yönlere değinen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu kısımlar yönünden Onanması gerekmiştir.

9.3.2. Davacı vekilinin 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Hemen belirtmek gerekir ki; mahkeme kararları, gerekçesi ve hüküm fıkrası ile bir bütün olup gerekçe ile hüküm sonucu arasında açık bir çelişkinin bulunmaması asıldır. Gerekçede gösterilen nedenlerle hüküm kısmının birbirine uymamasının çelişki yaratacağı ve kararların farklı ve çelişkili olmasının mahkemelere olan güven ilkesini zedeleyeceği kuşkusuzdur.

Somut olayda Mahkemece; kararın gerekçe kısmında, dava konusu 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, evveliyatında İbrahim Bulut'a ait olduğu, İbrahim Bulut'un yaklaşık 20-30 sene önce davacıya sattığı, davacının dava konusu taşınmaza kavak ağacı diktiği, zilyetliğini bu şekilde sürdürdüğü, ziraat bilirkişi raporunda, en az 20 yıldır tarımsal amaçlı kullanım olduğu, dava konusu taşınmazın uydu görüntülerinde ve hava fotoğraflarında mevcut olduğu bu sebeple dava konusu bu taşınmaz yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme şartlarının oluştuğu belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında bu taşınmaz hakkında açılan davanın reddine karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması doğru değildir.

9.3.3. Davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava tapu iptali ve tescil davası olup dava sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği halde, reddedilen kısım üzerinden davalı Hazine lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetli değildir.

V.SONUÇ

Açıklanan nedenlerle:

1. Davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile (IV/9.3.1) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA,

2. Davacı vekilinin 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü, hükmün belirtilen nedenlerle 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın davacıya geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.