Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4423 E. 2022/2906 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi döneme dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazların ortak sınırının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tarafların zilyetlik durumlarını, kadastro tespit tutanaklarını ve diğer ilgili kayıtları tam olarak incelemeden, yeterli delil toplamadan ve teknik bilirkişi incelemesi yaptırmadan, yalnızca bir yerel bilirkişinin beyanına dayanarak karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istekli davanın yapılan yargılaması sonucunda, Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacı ..., adına kayıtlı 119 ada 30 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiğini, mevzu eksikliğin davalı adına tapuda kayıtlı komşu 119 ada 31 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını, davalı yanın kendisine ait taşınmaza el atmak suretiyle haksız tasarrufta bulunduğunu, bu hususun Kadastro Mahkemesinin 2009/292 Esas sayılı dava dosyasında yapılan keşif ve inceleme sonucunda ortaya çıktığını, ancak gerek davalının gerekse kendisinin bahsi geçen dava dosyasında taraf olmaması nedeniyle taşınmazların yüzölçümlerinin gerçeğe uygun olarak tescil edilemediğini belirterek, zeminde göstereceği iddiasına konu taşınmaz bölümü yönünden davalının vaki müdahalesinin menine, çekişmeli bölümün tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmemiş, aşamalarda sunduğu yazılı ve sözlü beyanlarında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.06.2016 tarihli ve 2015/118 E., 2016/409 K. sayılı kararıyla; keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi Mehmet Karaman’ın beyanında çekişmeli taşınmaz ile davacıya ait parselin sınırlarının davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi "obuz" ile ayrıldığını ifade ettiği, bu hususun iddiayı doğruladığı, dosya arasında davanın aksini ispata yarar herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile çekişmeli 119 ada 31 parsel sayılı taşınmazın dosya içerisinde mevcut 16/03/2016 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.311,76 metrekare yüzölçümündeki bölümünün bu parselden ayrılarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, 119 ada 30 numaralı parsele eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, keşif mahallinde iki adet yerel bilirkişi dinlendiği bunlardan bir tanesinin taşınmazların müşterek sınırını bilmediği, keşfe refakat eden teknik bilirkişi tarafından rapor sunulduğu, yine aynı taşınmaz bölümüne ilişkin daha önce Bulancak Kadastro Mahkemesinin 2009/292 Esas sayılı dava dosyasında sunulan kroki ve raporun mevcut olduğu, teknik bilirkişi raporlarının davacının yer gösterimine dayalı olarak yapılan ölçümlerin bir sonucu olduğu, yalnızca bir tane yerel bilirkişi beyanı ve davacının yer göstermesine dayalı olarak sunulan teknik bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Mahkeme kararının gerekçe dahi içermediği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü talebin aşıldığı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. " hükmünü içermektedir.

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesine göre tapu kayıtlarının kapsadığı yer tayin edilirken, tapu kayıtları ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunacağı hüküm altına alınmıştır. Öte yandan vergi kayıtları zilyetlik ile birleştiği takdirde iktisaba elverişli kayıtlar olup, tıpkı eski sicilden gelen tapu kayıtları gibi yöntemince kayıtta yazılı hudutlara itibar edilmek suretiyle kapsamlarının belirlenmesi gerekmektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık ortak sınırın belirlenmesi istemine yöneliktir. Çekişmeli taşınmaz ile davacıya ait taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri temin edilmek suretiyle tespitler zilyetliğe dayalı olarak yapılmış ise ortak sınırın zilyetlik hükümlerine göre belirlenmesi, şayet davacıya ait taşınmaza yahut çekişmeli taşınmaza revizyon gören bir kayıt var ise ( tapu kaydı, vergi kaydı vb.) bu durumda kayıt kapsamlarının belirlenmesi suretiyle her iki taşınmaz arasındaki müşterek sınırın tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.

3.3.2. Ne var ki; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz ile davacıya ait taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri temin edilmek suretiyle taşınmazların hangi dayanakla kadastro tespitlerinin yapıldığı belirlenmemiş, var ise tespite esas kayıtlar dosya arasına kayıt uygulamasına esas olmak üzere getirtilip, keşif sırasında bu kayıtlar mahalline uygulanmamış, yalnızca bir yerel bilirkişinin soyut beyanlarına itibar edilmiş, yerel bilirkişi beyanı komşu parsellerin tutanakları ve varsa dayanağı kayıtlar ile denetlenmemiş, teknik bilirkişi marifetiyle zeminde ortak kullanım sınırı olup olmadığı yönünde araştırma yapılmamış, keşif mahallinde çekişmeli taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş teşhise elverişli fotoğrafları rapora eklenmemiş, beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişilere taşınmaz bölümünün hangi tarafın zilyetliğinde olduğu maddi olaylara dayalı olarak açıklatırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

3.3.3. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmaz ile davacıya ait taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve varsa tespitin dayanağı kayıtlar ( tapu kaydı, vergi kaydı vb.) ile kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafı ile yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ilgili kurumlardan temin edilerek dosya arasına eklenmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen elemanı ve harita mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; öncelikle davacıya ait taşınmaza yahut çekişmeli taşınmaza revizyon gören bir kayıt var ise ( tapu kaydı, vergi kaydı vb.) bu kayıtlar sınırlarında yazılı hudut yerleri tek tek sorulup saptanarak yöntemince mahalline uygulanıp kapsamları belirlenmeli, yerel bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu halde, çelişki gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, şayet çelişki giderilemezse hangi beyana, hangi gerekçe ile üstünlük tanındığı karar yerine tartışılmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsadıkları alanları gösterir ve keşfi takibe imkan verir, ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan davacılara ait taşınmaz ile çekişmeli taşınmazlar arasındaki sınırın neresi olduğu, sınırda önceden ayırıcı nitelikte doğal yahut yapay bir unsurun bulunup bulunmadığı, özellikle önceki keşifte zeminde var olduğu iddia edilen ‘’obuzun’’ neresi olduğu ve hangi taşınmazın sınırları içerisinde kaldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafı ile yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları üzerinde harita mühendisi bilirkişiye stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazların ortak sınırının hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarının çekildiği tarihlerde ne şekilde müşahade edildiği tespit edilmeye çalışılmalı, böylelikle davacıya ait taşınmaz ile çekişmeli taşınmaz arasındaki ortak sınır duraksamasız şekilde saptanmalı, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcı temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.