"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili, tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 527 nolu parselin yanında bulunan taşınmazın müvekkilinin 20 yıldan fazladır zilyedi bulunduğunu ve evinin bahçesi olan taşınmazın dere yatağı olarak tescil dışı bırakıldığını, müvekkilinin ve onun taşınmazı devraldığı şahısların 20 yıldan fazladır bu taşınmazın asli zilyedi olduklarını, dava konusu taşınmazın dere yatağı olmayıp yanında inşaatlar yapılmadan önce tarım yapmaya tamamen elverişli bir konumda yerlerden olduğunu, dava konusu yerin müvekkilinin evinin bahçesi/avlusu konumunda olduğunu, müvekkilinin şimdiye kadar belediyenin hizmetlerinden kesintisiz bir şekilde yararlandığını, yasal şartların oluşmuş olması nedeniyle dava konusu taşınmazın tapuda müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.02.2014 tarihli ve 2012/44 E. 2014/73 K. sayılı kararıyla, dava, tapusuz taşınmaz tescili talebine ilişkin olduğu, celp ve ibraz edilen belgeler, celp edilen yazı cevapları, yapılan keşif, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları ile düzenlenen bilirkişi raporları dikkate alındığında; Medeni Kanun'un 713. maddesi ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde düzenlenen tapusuz taşınmaz tescilinin yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından sunulan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, yeniden ek bilirkişi raporu aldırılmasını yada yeni bir keşif yapılmak suretiyle yeni bir bilirkişiden rapor aldırılmasının gerektiğini, dava konusu yerin 1984 tarihinde dere yatağı olarak tespitinin doğru olmadığını, zira mahkeme ve dolayısıyla bilirkişinin mevcut duruma göre bir tespit yapmasının gerektiğini, dava konusu yerin daha önceki halinin dere yatağı olarak taraflarınca kabul edilmemesi ile birlikte şayet daha önce dere yatağı olsa dahi mevcut durumda dere yatağı olmaması ve tamamen tarım yapılmaya ve dolayısıyla özel mülkiyete tabi olabilecek yerlerden olması nedeniyle daha önce dere yatağı olmasının davalarına bir etkisinin olmamasının gerektiğini, verilen bu kararın hakkaniyete uygun olmadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 1965 yılında yapılan kadastro sırasında “dere” olarak tescil harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. ‘’
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında “dere” olarak tescil harici bırakıldığı saptanmıştır.
3.3.2. Davacı yanın zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tapuya tescil isteğinde bulunduğu belirlenmiştir.
3.3.3. Öte yandan, ilk derece mahkemesince zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verildiği görülmüştür.
3.3.4. Dosya içeriğine, toplanan delillere, verilen kararın (III.) nolu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine uygun yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.