Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4456 E. 2022/3741 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalılarca ilk duruşmada kabul edilen kadastro öncesi tapu iptali ve tescil davasında yargılama giderlerine hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların davanın açılmasına kendi hâl ve davranışlarıyla sebebiyet vermemeleri ve ilk duruşmada davayı kabul etmeleri nedeniyle, HMK m. 312/2 ve 492 sayılı Harçlar Kanunu m. 22 gözetilerek yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesi hatalı bulunmuş, bu husus düzeltilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı K.. S.., çekişmeli taşınmazın bir kısmını 1977 senesinde ... isimli şahıstan satın almış olmasına rağmen kadastro tespiti sırasında taşınmazın tamamının babası İbrahim adına tespit edildiğini bu şekilde müstakil malik olması gereken bölümde kardeşlerinin de hak sahibi olduğunu, ileri sürerek taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi ve duruşmalarda alınan beyanlarında, davaya konu taşınmazın bir bölümünün ortak murise ait olduğunu, bu yerleri keşif esnasında gösterdiklerini, bu alanın dışında kalan taşınmaz bölümlerinin davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.07.2015 tarihli ve 2014/406 Esas, 2015/260 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı tarafından 3. kişiden satın alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın iki parçaya ifrazı ile 29.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 843.91 metrekare kısmın ambar ve bahçesi vasfıyla bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek davacı K.. S.. adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 304.21 metrekarelik kısmın fırın ve bahçesi vasfıyla bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek ... adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı R.. S.., S.. Y.. ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.11.2018 tarihli ve 2016/3426 Esas, 2018/6877 Karar sayılı ilamıyla “davalı ...’a kayyım atanması için dava açmak üzere davacı tarafa yetki ve süre verilmesi, bundan sonra vesayet makamınca atanan kayyım usulünce davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve akabinde işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması” gerektiği gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 24.10.2019 tarihli ve 2019/92 Esas, 2019/322 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı tarafından 3. kişiden satın alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 109 ada 50 parsel sayılı taşınmazın iki parçaya ifrazı ile 29.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 843.91 metrekare kısmın ambar ve bahçesi vasfıyla bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek davacı K.. S.. adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 304.21 metrekarelik kısmın fırın ve bahçesi vasfıyla bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek ... adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ..., R.. S.. vasisi olan Satıye Sarısoy ile dahili davalılar E.. Ö.. ve P.. A.. temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalılar ..., ..., R.. S.. vasisi olan Satıye Sarısoy ile dahili davalılar H.. Ö.. mirasçılarından E.. Ö.. ve P.. A.. temyiz dilekçesinde, davanın açılmasına kendilerinin sebebiyet vermediklerini, davacının kendi kusurundan kaynaklanan bir hata yüzünden kendileri aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, dosyanın esasına yönelik bir itirazlarının bulunmadığını ancak aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini belirterek temyiz isteminde bulunmuşlardır.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi tanzim edilmiş tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 50 parsel sayılı 1.148,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.2.2. Davacı ..., çekişmeli 109 ada 50 parselin A harfiyle gösterilen bölümünü 3. kişiden satın aldığı halde, babasına ait olan B kısmı ile bir bütün olarak tapuya tescil edildiğini, A kısmında müstakil malik olduğunu belirterek kardeşlerine dava açmıştır.

6.2.3. Davalılar ilk celsede, yapılacak keşifte sınırlarını gösterecekleri yerin davacıya ait olduğunu belirterek davayı kabul etmişlerdir.

6.2.4. 6100 sayılı HMK`nın “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay`ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır.

6.2.5. “492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde ise, “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmüne yer verilmiştir”.

6.2.6. “6100 sayılı HMK'nın 312/2. maddesinde; “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise, yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmüne yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Davalı tarafın temyiz isteği aleyhine hükmedilen yargılama giderleri, vekalet ücreti ile harçlara yöneliktir. Mahkemece, yargılama giderleri ve alınması gerekli yasal harcın davalılar üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş ise de, 6100 sayılı HMK'nın 312/2. maddesinde; “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise, yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmüne, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde ise, “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Kural olarak bir davada, haksız çıkan tarafın yargılama giderleriyle yükümlü bulunması asıldır. Ancak 6100 sayılı HMK'nın 312/2 maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde davayı kaybeden taraf, yargılama giderleri ile sorumlu tutulamaz. HMK 312/2 (eski HUMK 94/2) maddesi hükmüne göre davalının yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmamasının koşulları; davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş olmasına bağlıdır. Bu iki koşulun bir arada gerçekleşmiş olması gerekir.

HMK'nun 323. maddesine göre, karar ve ilam harcı, vekalet ücreti, tebligat ve keşif giderleri yargılama giderlerindendir.

Bu yasal düzenlemeler karşısında somut olaya gelince; davalıların, ön inceleme duruşmasında davayı kabul etmeleri ve davalı tarafın davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet verdiği ispatlanamadığına göre, davalıların HMK'nın 323. maddesinde sayılan giderlerden sorumlu tutulması doğru olmamış ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz taleplerinin kabulü ile, hükmün 4. fıkrasındaki "322,09 TL" ifadesi hükümden çıkarılarak yerine “107,36 TL” ifadesinin yazılmasına, hükmün yargılama giderlerine ilişkin 5. fıkrası hükümden çıkarılarak yerine “yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına”, cümlesinin yazılmasına vekalet ücretine ilişkin 6. fıkra hükümden tamamen çıkarılarak 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMUK'nın 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran davalılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.