"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece yapılan inceleme sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının malik olduğu Bayındır ilçesi, Alankıyı köyünde bulunan 210 ada 12 parsel sayılı taşınmazın doğu ve batı sınırının kadastroda hatalı gösterildiğini, taşınmazın doğu sınırında dere olduğunu ve davacının taşınmazı ile dere arasında yol olmadığını, batı sınırında bulunan 210 ada 13 parsel sayılı taşınmazın mezarlık vasfı ile köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini ancak, bu parselde su arkına kadar olan kısmın davacının parseline dahil olduğunu, davacının 50 yıldır nizalı yerleri kullandığını, üzerinde davacıya ait ağaçlar olduğunu, yolun çıkmaz yol olduğunu ileri sürerek paftasında yol olarak bırakılan kısım ile 210 ada 13 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptali ile 210 ada 12 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Feri müdahiller ... ve arkadaşları yol hakkında açılan davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi 18/09/2013 tarihli ve 2012/258 E. 2013/273 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüyle, 210 ada 13 parsel sayılı taşınmazda 01/03/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 125.83 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile davacının malik olduğu 210 ada 12 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya kayıt ve tesciline, davacının yol hakkındaki talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemece verilen karar davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19/10/2015 tarihli ve 2014/15290 Esas, 2015/11982 Karar sayılı kararı ile hüküm onanmış bu kez davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/11/2016 tarihli 2016/8669 Esas 2016/8551 Karar sayılı kararı ile: “Fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların kime ait olduğu, kim tarafından ne zamandır kullanıldığı, bu kısmının dere yatağı kapsamında kalıp kalmadığının tam olarak tespit edilmediği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile dava konusu kısmın kadim yol olmadığının anlaşıldığı, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen koşulların oluşup oluşmadığı yönünde araştırma yapılmadığı, taşınmaz başında jeolog bilirkişi huzurunda yeniden keşif yapılması, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandır kullanıldığı, ağaçların kime ait olduğu, davacı taraf lehine yasada öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesi ondan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek karar düzeltme yoluyla hüküm bozulmuştur.
3. Bozma Kararına Uyularak Verilen Mahkeme Kararı
Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi 28/02/2019 tarihli ve 2017/8 E. 2019/59 K. sayılı kararıyla; keşif mahallinde bilirkişi ve tanıkların dava konusu çıkmaz yol olarak görünen yerin kendilerini bildiklerinden beri yol olduğunu, ... tarafından kendi taşınmazına gitmek için kullanıldığını, davacının buna hiç ses çıkarmadığını, yol üzerindeki ağaçların kendiliğinden büyüdüğünü, dava konusu yerin dere yatağı olduğunu ve kimse tarafından sahiplenilmediğini, kimsenin ekmediğini, köylünün çamaşır ve buğday yıkayarak serdiklerini, davacının kadastrodan sonra bu yere sahip çıktığını, buranın yol olduğunun herkes tarafından bilindiğini beyan ettikleri, bilirkişi raporuna göre davacı tarafın kendisine ait olduğunu iddia ettiği ağaçların, yol üzerinde kalmayıp dere tarafında kaldığı, taşınmazın kenarında bulunan çıkmaz yolun davacının zilyetliğinde olduğunun ispatlanamadığı, davacı taraf lehine kadastro tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, paftasında yol olarak gösterilen yer için açılan tescil talebinin reddine, çekişmeli 210 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 01/03/12 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 125.83 m2 lik kısmının davacı adına kayıtlı 210 ada 12 parsele eklenerek, kalan kısmında... köyü tüzel kişiliği adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tescil davasında esas alınan satış sözleşmesinde doğu sınırının dere olduğunu, ...in evinin önünden yol geçmesine rağmen kestirme olması için dava konusu edilen bölümü kullandığını, davacı tarafın ses çıkarmaması üzerine burayı yol bellediklerini, halbuki dava konusu yerin yol olmasına ihtiyaç olmadığını feri müdahillerin evlerinin önünün asfalt yol olduğunu, dava konusu edilen yerin eğimli ve küçük bir yer olduğunu davalı tarafın arazisinin içinde ekim dikim yapılan bir yer olduğunu, mahalli bilirkişilerin de taşınmazın sınırının açıkça dereden başladığını beyan ettiklerini, ayrıca davalı ... lehine vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı ... aleyhine açtıkları tapu iptal ve tescil talebi için Mahkemenin kabul kararı verdiğini kendi lehlerine vekalet ücretine hüküm kurulması gerekirken, Belediye lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal olmadığını belirterek, ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemece HMK'nın 326.
maddesine göre yargılama giderlerinin haksız çıkan yandan alınmasına karar verilmesi gerekirken Hazine yönünden açılan davanın reddine karar verildiği halde Hazinenin diğer davalı ... ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinden müştereken– müteselsilen sorumlu tutulduğunu belirterek, kararın bu yönden bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Temyize konu uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakılan bölüm hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan tescil isteği ile kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
HMK 326. maddesi; (1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir" hükümlerini düzenlemiştir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (V.) numaralı parağrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; davacı tarafın yol hakkında açtığı davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı Hazine aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücreti hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmekte ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 4.bendinde yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile” kelimelerinin çıkarılarak onun yerine “davalı ... Başkanlığından tahsili ile" kelimelerinin eklenmesine, yine 5. bendinde “davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile” kelimelerinin çıkarılarak onun yerine “davalı ... Başkanlığından tahsili ile” kelimeleri eklenmek suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerekmektedir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.