Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4722 E. 2022/5045 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazineye ait taşınmazların davalılar adına tapuya tescilinin iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açılan davada, davalıların zilyetlik iddiasının dayanağı ve mülkiyetin kazanılıp kazanılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeyerek, Hazine'nin dayandığı tapu kayıtlarını ve diğer delilleri incelemeden eksik araştırma ile hüküm kurması ve bazı davalıların karar başlığında gösterilmemesi hatalı görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle, Arguvan Yazıbaşı köyü 167 ada 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 parsel sayılı taşınmazlar ile 162 ada 48, 49, 50 parsel sayılı Hazineye ait arazilerin 1964 yılında Toprak Tevzi Komisyonu tarafından Çiftçiyi Topraklandırma Kanun'u uyarınca topraksız çiftçilere dağıtıldığını, daha sonra kalan arazilerin ikiye ayrılarak 335 sayfa numarası ve 26.000 m², 336 sayfa numarası ve 97.500 m² yüzölçümü ile Hazine adına tapuya tescil edildiğini, Arguvan Yazıbaşı köyünde 2000 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında dava konusu edilen taşınmazların davalılar adına tespitlerinin yapıldığını, kadastro tespitinin kesinleştiğini, Hazinenin yapılan bu işlemden haberdar olmadığını, davalıların söz konusu taşınmazlarda hiçbir zaman zilyet olmadıklarını, zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini belirterek, dava konusu edilen taşınmazların davalılar adına yapılan tescil işleminin iptali ile taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davayı kabul etmediklerini, taşınmazlarda müvekkillerinin zilyetliği bulunduğunu, taşınmazların mülk edinme koşullarının gerçekleştiğini belirterek, yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davaya konu edilen taşınmazların mahallinde yapılan toprak tevzi işlemi esnasında davalıların murislerine dağıtıldığı, 2000 yılında mahallinde yapılan kadastro tespiti esnasında bu tevzi işlemi uyarınca tespitin yapıldığı, davalılar ve kendilerinden önceki dönemde murislerinin zilyetliğinin 50-60 yıl öncesine dayandığı, davalı Hazinenin dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğu konusunda herhangi bir delil sunmadığı, tanık dinletmediği gerekçesiyle, her iki dava dosyasında açılan davaların reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemece verilen karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02/06/2016 tarih ve 2016/234 E., 2016/6238 K. sayılı kararıyla, davada menfaati bulunmayan üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, zirai bilirkişi, fen bilirkişisi, taraf tanıklarının huzuru ile yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, varsa tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin çekişmeli parselleri kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli parsellerin öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, Hazine tarafından dağıtıma tabi tutulup tutulmadığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal etmesi gereken yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, zirai bilirkişiden taşınmazı değişik yönlerden gösteren fotoğraflar da eklenmek suretiyle ayrıntılı, denetlemeye elverişli rapor alınmalı, fen bilirkişisine tapu kaydı, belirtmelik tutanağı, varsa dağıtım haritaları ve dava dosyası kapsamını belirtir keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların davalıların murislerine Toprak Tevzi Komisyonunca dağıtılıp dağıtılmadığı, dağıtılmamış olsa bile Toprak Tevzi Komisyonunca oluşturulan tapu kayıtlarının oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu’nun 46/1., 14. ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davalılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

3. Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, keşifte dinlenen tanık beyanlarından ve alınan bütün bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere davalıların bu yerde uzun zamandan beri mukim olduğu, ekim ve dikim yaptığı ve aynı zamanda davacının bu yerin davalılara ait olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, eksik incelemeyle karar verildiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesi uyarınca hakim, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorundadır.

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46. maddesi, "Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37. maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.

Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak üzere ecrimisil alınmaz. ."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Davacı Hazine çekişme konusu taşınmazların Toprak Tevzi Komisyonunca Hazine adına oluşturulan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların Toprak Tevzi Komisyonunca davalıların murislerine dağıtıldığı, davalıların ve murislerinin Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından önce de taşınmazlara zilyet oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

6.3.2. Bozma kararına uyulduğu halde bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. Uyulan bozma kararında, davacı Hazinenin tutunduğu ve Toprak Tevzi Komisyonunca oluşturulduğunu bildirdiği tapu kayıtları ile çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağının dayanak belgelerinin de hiç birisi getirtilmediğine değinildiği halde, davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtları ile çekişmeli taşınmazlara dayanak vergi kayıtları dosya arasına alınmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmayla karar verilemez.

6.3.3. Hal böyle olunca, doğru sonuca varabilmek için öncelikle, davacı Hazinenin tutunduğu tapu kayıtları, çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıtları ve toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşan tapu kayıtlarının tesisine esas belirtmelik tutanakları araştırılarak, bulunması halinde toprak tevzi çalışmaları sırasında bu taşınmazlar yönünden herhangi bir kayıt ya da belgenin uygulanıp uygulanmadığı belirlenmeli, varsa tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, komşu taşınmazlara ait tespit tutanakları dayanağı kayıtlarıyla çekişmeli taşınmazların dağıtıma tabi tutulup tutulmadığı ilgili yerlerden sorularak dağıtıma tabi tutulmuş ise dağıtım cetvelleri ve haritaları ile dağıtım sonucu oluşan tapu kayıtları celp edilmelidir. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra davada menfaati bulunmayan üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, zirai bilirkişi, fen bilirkişisi, taraf tanıklarının huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, varsa tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin çekişmeli parselleri kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli parsellerin öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, Hazine tarafından dağıtıma tabi tutulup tutulmadığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal etmesi gereken yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, zirai bilirkişiden taşınmazı değişik yönlerden gösteren fotoğraflar da eklenmek suretiyle ayrıntılı, denetlemeye elverişli rapor alınmalı, fen bilirkişisine tapu kaydı, belirtmelik tutanağı, varsa dağıtım haritaları ve dava dosyası kapsamını belirtir keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların davalıların murislerine Toprak Tevzi Komisyonunca dağıtılıp dağıtılmadığı, dağıtılmamış olsa bile Toprak Tevzi Komisyonunca oluşturulan tapu kayıtlarının oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davalılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir.

6.3.4. Öte yandan dava konusu 162 ada 48, 49 ve 50 parsel sayılı taşınmazlar yönünden keşif yapılmaması ve hakkında hüküm kurulmaması hatalı olduğu gibi, çekişmeli 167 ada 5 parsel ile 162 ada 48 parsel sayılı taşınmazların malikleri ..., ..., ... ve ...oğlu ...’in dosyada davalı olarak karar başlığında gösterilmemesi de isabetsizdir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.