Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4787 E. 2022/5003 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlikle kazanım koşullarını sağlayıp sağlamadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmasına rağmen, dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarının çelişkili ve yetersiz olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin niteliği, süresi ve ekonomik amacının tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı, hava ve uydu fotoğrafları ile yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi gerektiği gözetilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istekli davanın yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararın davalı Hazine tarafından temyiz edilip Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, iş bu karar davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü.

I. DAVA

Kadastro sonucu Çamardı ilçesi Mahmatlı köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 164 parsel sayılı 91.194, 68 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., hibe, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, davacının 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddelerinde belirtilen koşulların kendi lehine oluştuğunu ispatla mükellef olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli ve 2015/102 Esas - 2016/41 Karar sayılı önceki tarihli kararı ile, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 112 ada 164 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının kısmen iptali ile dosya arasında bulunan Ziraat Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Mahmut Dingil ve Harita Teknikeri Hakan Kaleli tarafından hazırlanan 10.02.2016 tarihli raporun ekinde bulunan krokide (D) harfi ile gösterilen 1.059,70 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay 11.02.2019 tarihli ve 2016/6340 Esas - 2019/854 Karar sayılı kararıyla; “... eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (1990-1985-1980) üç ayrı tarihte çekilmiş dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve kadastro fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyeti huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, bir kullanım mevcut ise daha sonra bu kullanımın terk edilip edilmediği, taşınmazın öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz üzerinde kaç adet bağ omcası bulunduğunu, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli, fen bilirkişisinden ise taşınmaz üzerinde mevcut üzüm omcalarının dağılımını da gösterir şekilde keşfi takibe ve denetime uygun rapor alınmalı; hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri bilirkişiye tevdii edilerek yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2020 tarihli ve 2019/35 Esas - 2020/59 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) ve (D) harfi ile gösterilen bölümleri üzerinde davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu, ancak önceki tarihli kararda (B) ile gösterilen bölüm yönünden davanın reddine hükmedildiği, bu kararın davacı tarafından temyiz edilmediği, bu nedenle müktesep haklara riayet edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, çekişmeli 112 ada 164 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı tapu kaydının 06/03/2020 havale tarihli fen bilirkişi raporunun ekindeki krokide (D) harfi ile gösterilen mor renk ile boyalı 1.059,70 metrekarelik kısmının iptali ile, davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, artan kısmın tapuda malik olarak gözüken üzerinde bırakılmasına, 06/03/2020 havale tarihli fen bilirkişi raporunun ekindeki krokide (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ile davalı Hazine tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı ..., dosya arasında yer alan bilirkişi raporları ve beyanlardan görüleceği üzere, özellikle hava fotoğraflarının incelenmesi suretiyle düzenlenen bilirkişi raporu içeriğinden teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde uzun yıllardır tarım yaptığını, zilyetliğini ispat ettiğini, buna rağmen Mahkemenin ilgili bölüm hakkında davanın reddine hükmettiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun ispat edilemediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, ‘’ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. ‘’ hükmünü içermektedir.

6.2.3. Usuli kazanılmış (müktesep hak) kavramının izahı ise uyuşmazlık bakımından elzemdir. İlk Derece Mahkemesi hükmünün Yargıtayca bozulmasından sonra bozmaya uyan mahkemenin bundan vazgeçip daha sonra ısrar kararı verememesi veya ilk derece mahkemesinin bozmaya uyması sonucunda verdiği kararı Yargıtayın ilk bozma kararı ile benimsemiş bulunduğu hususlara aykırı bir biçimde ikinci kez bozamaması, Yargıtayca temyiz bozma sebebi olarak görülmeyen hususların kesinleşmesi ve (istisnalar dışında) artık o konunun bir bozma nedeni teşkil edememesi gibi, taraflardan biri lehine (yararına) usul (şekil) hukukunun yarattığı ve uyulması gereli haktır (Yılmaz, E: Hukuk Sözlüğü, Genişletilmiş 5. Baskı, Ankara 1996, s:844).

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Davacı ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde uzun yıllar tarım yaptığını zilyetlikle iktisap koşullarının lehine oluştuğunu, Mahkemenin hüküm kurarken bahse konu taşınmaz bölümü yönünden dosya kapsamına aykırı biçimde davanın reddine hükmettiğini belirterek hükmü temyiz etmiş ise de; Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli ve 2015/102 Esas - 2016/41 Karar sayılı önceki tarihli kararı ile temyiz isteğine konu (B) bölümü yönünden davanın reddine hükmedildiği, davacı ...’a aleyhindeki iş bu kararın Mahkeme kaleminde bizzat tebliğ edildiği halde davacının temyiz isteminde bulunmadığı, önceki tarihli Mahkeme kararının davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine davacı lehine kabul kararı verilen ve çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak bozulduğu, anılan bozma kararına uyulmakla davalı Hazine lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşıldığına göre, önceki tarihli hükmü temyiz etmeyen davacının temyiz isteğinin reddi gerekir.

6.3.2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalı Hazinenin temyizinin kapsamı, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle tapu iptali ile davacı adına tesciline karar verilen ve çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olup, Mahkemece çekişmeli bölüm üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dosya arasında yer alan ziraat mühendisi bilirkişi raporunun içeriği incelendiğinde, çekişmeli bölüm üzerinde 30-35 yaşlarında asma omcalarının bulunduğu belirtildiği halde, rapor ekindeki görüntülerden çekişmeli bölümün taşlık yapıda olduğu, yer yer ana kayanın yüzeyde görüldüğü ve bu bölüm üzerinde yeni dikilmiş dip temizliği ve ıslahı dahi yapılmamış fidanlara tesadüf edildiği, bahsi geçen omcalara dair herhangi bir görüntüye rastlanmadığı, bu haliyle rapor içeriğinin ekinde yer alan görüntüler ile çeliştiği, kaldı ki raporun içeriğinde taşınmaz üzerinde sürdürüldüğü iddia edilen zilyetliğin şekli, süresi ekonomik amaca uygun olup olmadığı, üzerinde var olduğu belirtilen omcaların dağılımı, verim durumları ve bakım yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek taşınmazın bağ vasfında kabulünün mümkün olup olmadığı belirlenmemiştir. Yine dosya arasında yer alan jeodezi mühendisi bilirkişi raporu ise içeriği itibariyle soyut ve denetime elverişsizdir.

6.3.3. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için tarafsız ve yöreyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu, daha önce keşife götürülmeyen toprak alanında ihtisaslı 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, öncesinden beri taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kuruluna, taşınmazın toprak yapısını, bitki örtüsünü ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, dosyada oluşan çelişkileri giderir özellikle taşınmaz üzerinde var olduğu belirtilen omcaların dağılımı, verim durumları ve bakım yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek taşınmazın bağ vasfında kabulünün mümkün olup olmadığı hususlarını irdeleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmeli; HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmazın ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip, taşınmazın sınırları kabaca işaretlendikten ve Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisleri bilirkişi kurulundan, hava ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor düzenlettirilmeli; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. SONUÇ:

1- Davacı ... ’ın temyiz dilekçesinin yukarıda ( IV/ 6.3.1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,

2-Davalı Hazinenin temyiz itirazları yukarıda (IV/ 6.3.2, IV/ 6.3.3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya istek halinde geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.