Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4939 E. 2022/6865 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin zilyetlikle iktisap yoluyla davacı adına tescili talebi üzerine, taşınmazların niteliği ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararında belirtilen hususlara tam olarak uyulmayarak ve yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulması, ayrıca hükmün çelişkili olması gözetilerek, davacı lehine tescile karar verilen taşınmaz bölümüyle ilgili hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili, davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde özetle; hudutları dava dilekçesinde belirtilen 2 parça taşınmaz bölümünün evvelinde babasına ait olup, babası tarafından sağlığında kendisine verildiğini ancak bu taşınmaz bölümlerinin kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakıldığını, taşınmazların özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisap şartlarının lehine oluştuğunu ileri sürerek, taşınmazların adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz bölümlerinin özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olmadığını belirterek, nizalı taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda Mahkemece araştırma ve inceleme yapılması ve yargılama sonunda davanın reddi ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemece dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, Mahkemece yapılacak yargılama sonunda davanın reddi ile taşınmazların vekil eden Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Dahili davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar özel mülkiyete konu olamayacağı için zilyetlikle de iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, Mahkemece yapılacak yargılama sonunda davanın reddi ile taşınmazların vekil eden Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2015 tarihli 2011/230 Esas, 2015/797 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıklarının beyanları, dosya arasına aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz bölümlerinin çayır vasfında olup, sınırlarının kadimden beri değişmediği ve uzun yıllardır nizasız ve fasılasız şekilde davacı tarafından kullanıldığı, dava konusu taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, fen bilirkişi Abdulkerim Alkan'ın 22.10.2014 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 16.846,74 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 3.189,30 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2018 tarihli 2016/3109 Esas, 2018/6429 Karar sayılı kararıyla; “Van Kadastro Müdürlüğünden gönderilen 19.06.2014 tarihli müzekkere cevabına ekli krokide, dava konusu taşınmaz bölümlerine komşu 982 sayılı parselin kamulaştırma sonucu ifrazen 1687 parsel numarasını aldığı ve mera vasfında olduğu belirtilmesine rağmen, Mahkemece taşınmazın kadim mera olup olmadığı araştırılmadığı gibi hakkında mera tahsis kararı bulunup bulunmadığının da ilgili mercilerden sorulup saptanmadığı, yine komşu parsel tutanaklarının taşınmazların yönünü ne okuduğunun belirlenmediği ve dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait harita ve hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle taşınmazlarda imar-ihyanın başladığı ve tamamlandığı tarihlerin açıklığa kavuşturulmadığı, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamayacağı belirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmazların bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları ile dava tarihi olan 2011 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra; taşınmazlar başında komşu köylerden seçilecek tarafsız, olabildiğince yaşlı, dava konusu taşınmazları iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, bu keşifte varsa mera tahsis kararı ve haritalarının uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi; mera tahsisi yoksa, taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, taşınmaz bölümleri ile taşınmazların diğer bölümleri arasında ayırıcı nitelikte bir unsur bulunup bulunmadığının araştırılması, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, ziraat mühendisi bilirkişiden dava konu taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazların sınırlarının ve niteliğinin belirlenmesi, bu bölümler üzerinde imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığını ve tamamlanmış ise tamamlanma tarihini belirten rapor alınması, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 17.07.2020 tarihli 2019/36 Esas, 2020/230 Karar sayılı kararla; hükmüne uyulan bozma kararı gereğince araştırma ve inceleme yapıldığı, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, hükme esas teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde yoğun şekilde mera bitkileri bulunduğu, aynı raporda (C) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün ise imar- ihya edilmediği, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün ise mera vasfında olmayıp çayır vasfında olduğu, bu taşınmaz bölümünün imar-ihyasının 25 yıl önce tamamlandığı ve davacı tarafça nizasız ve fasılasız şekilde günümüze kadar kullanıldığı, söz konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;

Davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişileri Nurullah Dalmış ve Mehmet Atacan tarafından düzenlenen 06.01.2020 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 7.441,87 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün çayır vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile davacı adına tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 3083,74 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 9525,78 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümlerinin ham toprak vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin tamamında müvekkili lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunu, taşınmazların özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup, mera veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığını, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile bilirkişi raporlarına göre davalarını kanıtladıklarını beyan ederek, kararın müvekkili aleyhine olan kısımları yönüyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

5.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin hükmün yerinde olmadığını, bu taşınmaz bölümü üzerinde de diğer taşınmaz bölümlerinde olduğu gibi davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını, Mahkemece davanın tümüyle reddine karar verilerek, taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek, kararın Hazine aleyhine olan kısımları yönüyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

5.3. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, bu nitelikteki yerlerin zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceğini, dosya kapsamından, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmazın ne zamandan beri kullanıldığı hususları dahi dosya kapsamından anlaşılamazken, Mahkemece bu bölümün davacı adına tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğunu beyan ederek, kararın vekil eden Belediye aleyhine olan kısımları yönüyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

5.4. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, bu nitelikteki yerlerin zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını beyan ederek, kararın vekil eden Belediye aleyhine olan kısımları yönüyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

1977 yılında Van ili, .... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz bölümleri 766 sayılı Yasa’nın 2. maddesi uyarınca tescil harici bırakılmıştır.

Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, hükme esas alınan 06.01.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından, bu bölümlere ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

6.3.2. Hükme esas alınan 06.01.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Hükmüne uyulan bozma kararında; dava konusu taşınmaz bölümlerinin kuzey sınırında mera vasıflı 982 parsel sayılı taşınmaz bulunmakla, Mahkemece mera araştırması yapılması gereğine değinildiği halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış; yine bozma kararında, komşu parsel tutanaklarının dava konusu taşınmaz bölümlerinin yönünü ne okuduğunun belirlenmesi gereğine değinildiği halde, dava konusu taşınmaz bölümünün sınırında bulunan 51 parsel sayılı taşınmaza kadastro tespiti sırasında uygulanan Ocak 1951 tarih, 107 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren getirtilip, dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmemiş (Dosya arasına yalnızca Ocak 1951 tarih, 102 ila 106 sıra numaralı tapu kayıtlarının getirtildiği anlaşılmıştır.); dosya arasında bulunan Van Belediye Başkanlığının 30.06.2011 tarihli yazısında, dava konusu taşınmaz bölümlerinin, ilave nazım imar planında mera alanı olarak planlandığı belirtilmiş olmasına rağmen, dava konusu taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı, imar planı kapsamında bulunuyorsa ilk defa hangi tarihte imar planı kapsamına alındığı, ... ile Van Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorularak saptanmamış; bozma öncesi harita mühendisinden aldırılan 24.02.2015 tarihli raporda, dava konusu taşınmaz bölümlerinin sınırlarının 1988 ve 2001 yıllarına ait hava fotoğraflarında, etrafındaki taşınmazlara göre belirgin olduğu, taşınmazların etrafındaki tapulu taşınmazlarla aynı özelliği taşıdıkları, taşınmazlarda imar-ihyanın tamamlanmış olduğu belirtilmiş, bozma sonrası jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan 06.01.2020 tarihli raporda ise, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün batı ve kuzey sınırının belirgin olduğu, diğer sınırlarının belirli olmadığı, taşınmaz üzerinde yoğun bir bitki örtüsünün mevcut olduğu, bu yoğun bitki örtüsünün taşınmazın sınırında bulunan 51 parselde de mevcut olduğu belirtildiği halde, raporlar arasındaki çelişki giderilmemiş; bozma öncesi ziraat mühendisi bilirkişiden aldırılan 05.03.2014 ve 21.07.2014 tarihli raporlarda, dava konusu taşınmazın yalnızca 3-4 dekarlık bölümünün tarıma elverişli olduğu, geriye kalan kısmının tarıma elverişli olmadığı ve bu kısımda meraya özgü bitkilerin bulunduğu belirtilmiş, 20.01.2015 tarihli raporda, dava konusu taşınmazın çayır vasfında olduğu, evveliyatından beri tarım arazisi vasfında olduğu belirtilmiş, bozma sonrası ziraat mühendisinden aldırılan 14.01.2020 havale tarihli raporda ise, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen taşınmazda meraya has bitkiler olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümün ise batı kısmının mera özelliği gösterdiği ancak (A) harfi ile gösterilen bölümde meraya has bitkiler olmadığı, çayır bitkilerinin olduğu, bitki örtüsünün komşu parsellerle kısmen bütünlük teşkil ettiği belirtilmesine rağmen ziraat bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderir şekilde 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor aldırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, hükme esas alınan 06.01.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı, imar planının onaylanma ve kesinleşme tarihinin ne olduğu, dosya arasındaki hükme esas teknik bilirkişi raporunun onaylı sureti yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle ... ile Van Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorularak, alınacak yazı cevabı, imar planı ve taşınmazın imar durumuyla ilgili tüm belgeler dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmaz bölümünün sınırında bulunan 51 parsel sayılı taşınmaza kadastro tespiti sırasında uygulanan Ocak 1951 tarih, 107 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren varsa haritaları ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmalı, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve denetimin sağlanması bakımından ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre, imar planının dava tarihinden önce kesinleşmiş olması durumunda bu tarihten, aksi halde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı, tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köy ve komşu köy halkından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, nizalı taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın evveliyatı itibariyle niteliğinin ne olduğu, öncesinin geleneksel biçimde kullanılan mera olup olmadığı, meradan elde edilip edilmediği, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; komşu taşınmazların ve özellikle 51 parsel sayılı taşınmazın dayanak kaydının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, nizalı taşınmaz bölümünün tarımsal niteliğini, kamu orta malı mera vasfında olup olmadığını, meradan açılıp açılmadığını ve mera bütünlüğünü bozup bozmadığını belirten, nizalı bölüm ile mera parseli arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığını ve üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini duraksamasız şekilde ortaya koyan, komşu parsellerle ve hükme esas alınan 06.01.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümlerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini, imar-ihyaya muhtaç yerden olması halinde imar ihya edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı, gerekçeli, önceki raporları da irdeleyen rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmaz bölümünün sınırlarının (özellikle mera parseli ile olan sınırının) işaretlenilmesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, dosya arasına aldırılan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, nizalı taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, kamu orta malı mera niteliğinde olup olmadığını, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyanın tamamlandığı tarihi, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığını belirtir, önceki raporları da irdeyen ayrıntılı rapor alınmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; hakim, infazı mümkün ve doğru sicil oluşturmaya elverişli hüküm kurmakla yükümlü olup, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün yüzölçümünün 7.471,87 metrekare olduğu belirtilmesine rağmen, Mahkemece hüküm yerinde bu bölümün yüz ölçümünün “7.441,87” metrekare olarak yazılmış olması ve bozma öncesi hükme esas alınan 22.10.2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın yüz ölçümü ile bozma sonrası hükme esas alınan 06.01.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin toplam yüz ölçümünün birbirinden farklı olması nedeniyle hükümde çelişki yaratılması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüş ve kararın nizalı bölüm yönüyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

1. Az yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, hükme esas alınan 06.01.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

2. Davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekilinin, hükme esas alınan 06.01.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün az yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan 802,30 TL peşin harcın talep halinde davacıya iadesine, dahili davalı ... ile dahili davalı ... tarafından yatırılan harcın istek halinde taraflarına iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.