Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5097 E. 2022/6946 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının miras yoluyla hak iddia ettiği taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu ve davacıya vekalet ücreti ödenip ödenmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vekilinin istifa etmesine rağmen kendisini yeni bir vekil ile temsil ettirmediği için vekil ile temsil edilmeyen kişi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacıya vekalet ücreti verilmesine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BURSA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl dava yönünden davanın reddine, karşı dava yönünden davanın kabulüne yönelik kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, karşı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar, davalılar- karşı davacılar vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; Bursa ...., .... Mahallesi..... mevkiinde bulunan 6070 ada 144 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına 3402 sayılı Yasa'nın 22/a maddesi gereğince 21.12.2011 tarihinde tescil edildiğini, taşınmazın davalıların babası ...'a ait olduğunu, davalıların babalarına ait bu taşınmazın tespitini yaptırırken ...'ın eşi olan müvekkilini beyan etmemiş olduklarını, müvekkilinin, davalıların müşterek murisi ve babaları ...'ın ikinci eşi olması nedeniyle yasal mirasçısı olduğunu, davalılardan ...’ın taşınmazdaki hissesini satmak istediğinde, tapuya ibraz edilen ve Bursa ..... Noterliğinin 11.10.2018 T. ve .... sayılı verasette "Taşınmazda tapuya tescil edilmemiş mirasçı" bulunduğu nedeniyle işlem yapılmamış olduğunu, müvekkilinin telefonuna, 11.12.2018 tarihli ve.... no.lu telefonla gelen mesaj ile müvekkilinin tapuya gidip bu durumu öğrendiğini ileri sürerek, Bursa... Mah.....mevkinde bulunan 6070 ada 144 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile yasal mirasçı olan müvekkilinin hisse durumu nazara alınarak tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacılar vekili cevap dilekçesinde; davaya konu 6070 ada 144 parsel numaralı taşınmaz 11.02.2010 tarihli kadastro tespiti sırasında sehven davalıların babası ve davacının eşi müteveffa ... adına kaydedilmiş olsa da kaydın gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın asıl malikinin merhum ... olup bahse konu taşınmazı eşi ile birlikte kullandığını, taşınmaz ....köyü sınırlarında bulunsa da bölgedeki arsa maliklerinin genellikle ..... köyünde ikamet etmeleri nedeniyle tespite iştirak eden bilirkişi ve köy muhtarının konuya çok hakim olmamasının doğal olduğunu, kadastro tespitinden yıllar önce hem asıl malik ... hem de ...’ın öldüğünü ve davaya konu taşınmazın günümüze kadar neredeyse hiç kullanılmamış olduğunu, davaya konu taşınmazın gerçek malikinin davalıların annesi ... olduğunu, ...'ın 20.05.1996 tarihinde ölümü ile taşınmazın eşi ...'a ve müvekkil çocuklarına intikal ettiğini, sonrasında ...'ın 31.10.1998 tarihinde ölümü ile kendi payının 2. eşi olan davacı ... ve çocuklarına intikal ettiğini, dolayısıyla davaya konu taşınmazın 16 pay olarak kabul edilmesi durumunda her birinin 3’er payı olmak üzere toplam 15 payın müvekkili davalılara, 1 payın ise davacı ...'a ait olduğunu, davacının belirtilen taşınmazda 1/16 pay sahibi olduğunu, dolayısıyla davayı kısmen kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilirken kısmi kabulün dilekçelerin teatisi aşamasında yapıldığının dikkate alınmasını, davacının kalan taleplerinin ise hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini savunmuştur.

2. Karşı dava dilekçesinde; 6070 ada 144 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptaline ...'ın malik olduğunun tespitine, taşınmazın 16 pay olarak kabul edilmesi durumunda her birinin 3’er payı olmak üzere toplam 15 payın müvekkilleri davacılar adına 1 payın ise davalı ... adına tesciline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı ...'dan tahsiline, davacının davasının kısmen kabul ve kısmen reddine, belirtilen taşınmazda davacının 1/16 oranında pay sahibi olduğu kabul edildiğinde, kabul ettikleri kısma ilişkin vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilirken kabulün ilk oturumdan önce yapıldığının dikkate alınmasına, davacının kalan kısma ilişkin taleplerinin reddine ve bu kısma ilişkin vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2019 tarihli ve 2018/104 E., 2019/920 K. sayılı kararıyla; taşınmazın zilyetliğinin ...'a babasından geçtiği, malik sıfatıyla yirmi yıl nizasız fasılasız zilyetlik şartlarını taşıdığı, ...'ın eşi ile birlikte taşınmazda çalışmaktan öte malik sıfatıyla zilyet olarak hareket ettiğine dair delil olmadığı, olsa olsa eşi yanında feri zilyet olabileceği değerlendirildiğinde, davacının ...'dan kalan miras payı oranında tapu iptali ve tescil talebinin reddine, karşı davanın kabulü ile taşınmazın ... mirasçıları adına olan tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı-karşı davalı ... istinaf dilekçesinde; Yerel Mahkemece aleyhine hükmedilen 17.612,36 TL avukatlık ücretini kabul etmediğini, davanın açılmasına kendisinin sebebiyet vermediğini, maddi sorunlarının olduğunu belirterek, Yerel Mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı-karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde; asıl dava yönünden verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğunu, karşı dava yönünden kabul ve ret sebepleri ortak olduğundan ve asıl davada vekalet ücreti takdir edildiğinden bahisle karşı davada vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, iki farklı tarafça açılan, iki ayrı davanın, iki ayrı nispi harç yatırılması sonucunda görüldüğünü, iki ayrı nispi vekalet ücretine hükmedilmesin de yasal zorunluluk olduğunu belirterek, Yerel Mahkeme kararının karşı davada vekalet ücretine ilişkin hükmünün düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 07/10/2020 tarihli ve 2020/264 E., 2020/1074 K. sayılı kararıyla; dava konusu 6070 ada 144 parsel sayılı taşınmazın tamamı eşit paylarla davalı-karşı davacılar adına tescilli olup davacı-karşı davalının taşınmazda bir mülkiyet hakkı bulunmamaktadır. Buna göre, davalı-karşı davacıların zaten kendi adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz hakkında kendi aleyhlerine dava açmakta hukuki yararları bulunmadığı gibi, yine kendi adlarına kayıtlı taşınmazın 1/16 payının iptali ile davacı-karşı davalı adına tescilini istemek konusunda da aktif husumet ehliyetleri bulunmadığından davalı-karşı davacıların karşı davasının husumet ehliyeti ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin karşı davada kendileri lehine vekalet ücreti verilmemesi nedeniyle yaptıkları istinaf başvurusunun kamu düzeni gereği değişik gerekçe ile kabul edilerek İlk Derece Mahkemesinin karşı dava hakkındaki kararının kaldırılarak anılan gerekçe ile usulden reddine karar vermek gereklidir.

Asıl dava yönünden yapılan incelemede ise, Mahkemece kısa kararın 1. fıkrasında davanın tümden reddine karar verildiği halde, gerekçeli kararda davacı-karşı davalının taşınmazın 1/16 payında hak sahibi olduğuna dair açıklamalar yazılmak ve hükmün 8. fıkrasında taşınmazın 1/16 payının davacı-karşı davalı adına tesciline karar verilmek suretiyle hükmün kendi içinde çelişki oluşturulmasının doğru olmadığı, ...'ın babası ....'ın taşınmazı kullandığı, .....'ın vefatıyla dava konusu taşınmazın miras paylaşımında kızı ...'a kaldığı, .....’nin zilyetlikle mülk edinme koşullarını taşıdığı, ...'ın eşi ile birlikte taşınmazda çalışmaktan öte malik sıfatıyla zilyet olarak hareket ettiğine dair delil olmadığı, olsa olsa eşi yanında feri zilyet olabileceği davalı-karşı davacıların da taşınmazın 1/16 payı bakımından davayı kabul beyanları da gözetilerek, tarafların istinaf başvurusunun kamu düzeni gereği KABULÜ ile Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/104 Esas – 2019/920 Karar sayılı ve 25/11/2019 tarihli kararının, ...nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILARAK, asıl davanın kısmen kabulü ile; Bursa ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 6070 ada 144 parsel sayılı taşınmazın davalı-karşı davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmaz 16 pay kabul edilerek 1/16 payının davacı ..., 3/16 payının davalı-karşı davacı ..., 3/16 payının davalı-karşı davacı ..., 3/16 payının davalı-karşı davacı ..., 3/16 payının davalı-karşı davacı ..., 3/16 payının davalı-karşı davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın dava şartı yokluğundan reddine, 3.400 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacılardan alınarak davacı-karşı davalı ...’a verilmesine karar verilmiştir.

Davalı-karşı davacılar vekili Bölge Adliye Mahkemesine vermiş oldukları tavzih dilekçesi ile davacı-karşı davalının vekili olmadığından hükmün 3/d bendinde yer alan vekalet ücretine ilişkin kısmın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 21/10/2020 tarihli ek kararı ile tavzih şartları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı-karşı davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı-karşı davalının kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden hükmün 3/d bendinde yer alan vekalet ücretine ilişkin kısmın hükümden çıkartılmak suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazineadına tespit edilir."

3.2.4. 6100 sayılı HMK’nın yargılama giderleri başlıklı 323/1-ğ maddesi “Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Bölge Adliye Mahkemesi İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırmış ve yeniden hüküm kurmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 323. maddesinde kendisini vekil ile temsil ettiren kişiler lehine hükmedilecek vekalet ücreti yargılama giderlerinden sayılmıştır.

3.3.2. Somut olayda, davacı-karşı davalı ... vekili aracılığı ile davayı açmış, ancak aşamalarda vekili görevinden istifa etmesine rağmen, kendisini yeni bir vekil ile temsil ettirmemiştir. Bu durumda kendisini vekil ile temsil ettirmeyen kişi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ

Davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararında karşı davaya ilişkin hükmün 3/d bendindeki, "Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacılardan alınarak, davacı-karşı davalı ...’a verilmesine " cümlesinin hüküm yerinden çıkarılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın 370/2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine, yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, 24/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.