Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5117 E. 2022/6854 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı olarak tapu iptali ve tescili istemiyle açılan davada aktif husumetin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye dahil taşınmazlar üzerindeki davada, tüm mirasçıların davaya dahil edilmemesi veya tereke temsilcisi atanmaması nedeniyle aktif husumet yokluğu tespit edilerek, ilk derece mahkemesinin esastan red kararının kaldırılıp davanın usulden reddine karar verilmesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ESPİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istekli dava dosyasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf isteğinin kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle davanın usulden reddine hükmedilmiş olup, iş bu karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dilekçesinde özetle; muris .....’nun yasal mirasçılarından olduğunu, çekişmeli taşınmazlarda kök muris .....'nun tapu yoluyla satın aldığı hisse bulunduğunu, murisin ölümü ile bu hissenin mirasçılarına intikal ettiği, ayrıca diğer mirasçılardan becayiş yoluyla hisse devraldığını ileri sürerek, çekişmeli 139 ada 11, 179 ada 23 ve 25 parsel sayılı taşınmazlarda muristen kalan miras hissesi ile diğer mirasçılardan miras payına mahsuben devraldığı hisselerin tapusunun iptaliyle adına tescilini istemiştir

II. CEVAP

Davalı ... dışındaki diğer davalılar dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazların murisleri ...'den intikal ettiğini ve davacı taraf ile murislerinin taşınmazlar üzerinde herhangi bir haklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, davalı ... ön inceleme duruşmasında davayı kabul ettiğini bildirmiş, davalı ... ise savunma getirmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Espiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2020 tarihli, 2017/69 Esas, 2020/79 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazlarda davacının kök murisi ...'nun hissesinin bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazları yaklaşık 60 yıldır kullandığını ve kendisinin bahçe haline getirdiğini, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin de beyanlarında çekişmeli taşınmazların 25-30 yıldır kendisi tarafından kullanıldığını ve davalılar tarafından sunulan senedin çekişmeli taşınmazlara ait olmadığını beyan ettiklerini, mahalli bilirkişi ...'nun beyanları ve dosyaya sunduğu becayiş senedinden anlaşılacağı üzere dedesinden kendisine kalan hisseler ile dava konusu taşınmazlarda murisin mirasçıları olan ..., ....,.... ve ......'nun hisseleriyle 1972 yılında becayiş edildiğini, mahkemece bu hususlarda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını, keşifte alınan tüm beyanlarda dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulan tapu kayıtlarının 139 ada 11 parseli kapsadığının belirtildiğini beyanla açıklanan ve resen saptanacak nedenlerle yasaya ve usule aykırı olan kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 15.09.2020 tarihli ve 2020/290 Esas 2020/3111 Karar sayılı kararıyla, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki kişi ya da kişiler aleyhine miras paylarına yönelik olarak dava açılması ve bu şekilde açılan bir davaya, diğer mirasçıların onayı ya da tereke temsilcisi atanması suretiyle devam edilmesine hukuken olanak bulunmamasına göre, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılması suretiyle esas hakkında yeniden karar verilerek davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Türk Medeni Kanunu'nun “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır…” hükmü düzenlenmiştir.3.2.2. Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya Yasa'da gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

3.2.3. Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesi “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 702/2. maddesi, “Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir” hükmünü taşımaktadır. Ne var ki bu kural, uygulamada yumuşatılarak, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 11.10.1982 tarihli, 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla, bir ortağın tek başına dava açabileceği; ancak, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Kadastro sonucunda Giresun İli .... İlçesi ..../..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 179 ada 23 ve 25 parsel sayılı 6.498,72 ve 6.881,87 m2 yüzölçümündeki taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ..... kızı ... adına 31.10.2011 tarihinde tespit edildikleri, kadastro tespitlerine davacı ... tarafından yapılan itirazın Kadastro Komisyonu'nun 20.02.2012 tarihli kararıyla reddedildiği, askı ilanlarının 13.03.2012-11.04.2012 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine tespitlerin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildikleri, Giresun ili ..... ilçesi ..../..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 139 ada 11 parsel sayılı 7.490,13 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına 06.10.2011 tarihinde tespit edildiği, kadastro tespitine davalılar murisi ... ile davalı ... tarafından yapılan itirazın Kadastro Komisyonu'nun 02.01.2012 tarihli kararıyla kabul edilerek 139 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verildiği, askı ilanının 31.01.2012-29.02.2012 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine tespitin kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği, tapu maliki ...'ün ölümü sebebiyle dava konusu taşınmazların 19.12.2016 tarihinde intikal işlemine tabi tutuldukları ve davalılar adına iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre kaydedildikleri anlaşılmaktadır.

3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV.3.) paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.