"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyizi üzerine Viranşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/07/2020 tarihli ve 2019/421 E., 2020/139 K. sayılı ek kararı ile temyiz talebinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine ilişkin verilen karar, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ..... köyünde bulunan sınırları dava dilekçesinde gösterilen yaklaşık 100.000 metrekarelik taşlık alanının tapulama çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, davacı tarafından emek ve mesai harcanarak imar-ihya edildiğini, 20 yılı aşkın zamandır nizasız ve fasılasız zilyet olunduğunu ileri sürerek imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; Hazine, ... ve ... vekilleri cevap dilekçelerinde ve yargılama sırasında özetle; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirtilerek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/11/2012 tarihli ve 2010/835 Esas, 2012/709 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 99.723,57 metrekarelik yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.12.2013 tarihli ve 2013/947 Esas, 2013/19305 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendislerinden oluşacak üç kişilik bilirkişi kurulu, üç kişilik ziraat bilirkişisi kurulu ile teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yeniden keşif yapılması, dava konusu taşınmazın imar ve ihyasının ne zaman başladığı ve ne zaman tamamlandığı, para ve emek sarfının ne şekilde yapıldığı, zilyetlik süresinin ne zaman başladığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulması, komşu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, hava fotoğraflarının çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu, dava konusu taşınmaz ve çevresindeki arazinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu yerin kültür arazi haline getirilen yerlerden olup olmadığı, taşınmazın imar ve ihya edilip edilmediği, mera vasfında olup olmadığı konularında gerekçeli rapor alınması gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/04/2015 tarihli ve 2014/842 Esas 2015/325 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 90 nolu 99.723,57 metrekare yüz ölçümlü ham toprak niteliğindeki taşınmazın malik hanesinde gözüken "davalıdır" ibaresinin kaldırılarak taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile dahili davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.03.2019 tarihli ve 2019/978 Esas, 2019/1934 Karar sayılı kararı ile; "davalı Hazine temsilcisinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, davalı ... vekilinin temyiz itirazları sonucu mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi kurulundan stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınması, 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14. maddesi uyarınca aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceği de göz önünde bulundurulmak suretiyle, dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin tüm delillerin birlikte değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
6. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Viranşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/03/2020 tarihli ve 2019/421 Esas 2020/139 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda (A) rumuzlu dava konusu taşınmazın tapusuz nitelikte olduğu, davacı tarafından emek sarf edilerek imar ve ihyasının tamamlandığı ve yaklaşık 35 yılı aşkındır davacının nizasız ve fasılasız zilyetliğinde bulunduğu, orman ve mera olmadığı, sulu tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, davacı lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 ve 3402 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde belirtilen koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 90 nolu 99.723,57 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı davalı Hazine temsilcisine 02/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, karara karşı 20/07/2020 tarihinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, Viranşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.07.2020 tarihli ek karar ile süresi içerisinde yapılmayan temyiz talebinin reddine karar verilmiş, davalı Hazine temsilcisi süresi içerisinde ek karara yönelik temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu,imar ihyaya muhtaç yerlerden olmasına rağmen bilirkişi raporunda imar ihyanın ne zaman tamamlandığı ne zaman başladığı hususlarının açık olmadığı, nizasız ve fasılasız 20 yıllık kullanım koşulunun oluşmadığını belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, ek karar temyiz dilekçesinde; gerekçeli kararının 02.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini ve 06.07.2020 tarihinde temyiz gideri 200 TL gider avansının yatırılarak temyiz ettiklerini, temyiz taleplerinin süresinde olduğunu belirterek mahkemenin ek kararının kaldırılarak temyiz taleplerinin incelenmesini talep etmiştir.
9.Gerekçe
9.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Davalı Hazine temsilcisinin ek karara yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; davalı Hazine temsilcisine gerekçeli kararın 02.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı Hazineye ait temyiz başvuru dilekçesinin 06.07.2020 tarihli olduğu ve aynı gün 200,00 TL gider avansının mahkeme veznesine yatırıldığı anlaşılmakla, davalı Hazine’nin temyiz talebinin süresinde olduğundan temyiz talebinin reddine dair yerinde bulunmayan 17.03.2020 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
9.3.2. Davalı Hazine temsilcisinin esasa yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Mahkemenin 01/04/2015 tarihli ve 2014/842 Esas, 2015/325 Karar sayılı kararı ile temyize konu davanın kabulü yönündeki kararın aynı olduğu görülmüştür. Öte yandan davalı Hazine önceki hükmü süresinde temyiz etmediğinden temyiz talebi Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.03.2019 tarihli ve 2019/978 Esas, 2019/1934 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir. Buna göre kabul kararı davalı Hazine aleyhine kesinleşmiştir. Temyiz incelemesine konu olan hükümle davalı Hazine aleyhine yeni bir hukuki durum yaratılmadığına göre davacı bakımından kazanılmış hak oluştuğundan kesinleşen hükmü temyizde hukuki yararı bulunmayan davalı Hazine temsilcisinin temyiz isteminin reddi gerekmektedir.
V. SONUÇ
1. Yukarıda (IV/9.3.1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı Hazine temsilcisinin, Viranşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2020 tarihli 2019/421 E., 2020/139 K. sayılı ek kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın KALDIRILMASINA,
2. (IV/9.3.2.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı Hazine temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.