"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkin yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; .... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 16. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 715. maddesinde belirtilen kamu mallarından olduğunu, bu gibi yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, davacının dava konusu taşınmazla ilgili olarak kanunun aradığı anlamda imar-ihya şartlarını da yerine getirmediğini, dava konusu yerin zilyetlikle kazanıma uygun yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2014/636 Esas, 2016/44 Karar sayılı kararıyla, dava konusu olan fen bilirkişisi Necat Narlı tarafından düzenlenen raporda ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 18.933,77 metrekarelik kısımda davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.03.2019 tarihli 2016/8029 Esas, 2019/2200 Karar sayılı kararıyla; “Dava konusu taşınmazın geçmişe yönelik kullanım durumunun hava fotoğrafları aracılığıyla belirlenmesi, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın zirai yönden araştırılması, taşınmazın komşu parsel tutanakları ile denetlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.09.2020 tarihli ve 2019/582 Esas, 2020/419 Karar sayılı kararıyla, davacı lehine iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle 03.03.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokisinde "A" harfi ile gösterilen 17.143,86 metrekare miktarındaki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar ihya olgusunun davacı tarafından tamamlanmadığını ve iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükümlerini düzenlemiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki yazılı belgeler, mülkiyet belgesi olmayıp, ispat hukuku bakımından delil niteliği bulunan tasarruf belgeleridir. Kazanmayı sağlayan zilyetlik bakımından tek başına bir değer taşımazlar. Kazanma bakımından dayanılan vergi kaydının nazara alınması için vergi kaydı mükellefi ile zilyet arasında bağlantının kurulması gerekir. Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez (Sapanoğlu, S: Zilyetlikten Kaynaklanan Tescil Davaları, Ankara 2013, s. 373-374, Özmen, İ. /Çorbalı, H.: 3402 sayılı Kadastro Kanunu Şerhi, Ankara 1995, s. 434, 435).
6.3. Değerlendirme
Kadastro sonucu .... ilçesi,...Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz 1963 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında taşlık vasfında olduğu gerekçesiyle tescil harici bırakılmıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, bozma kararı uyarınca işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.