Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5322 E. 2022/8300 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde olduğu iddia edilen ve tapulama sırasında Hazine adına tescil edilen 113 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacıya ait 113 parsel sayılı taşınmaz yerine, Hazine adına kayıtlı 947 parsel sayılı taşınmazın iptaline karar vermesi ve iptal edilen taşınmaz bilgilerini net olarak belirtmemesi, hükmün infazında tereddüt yaratacağı gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili, davacı adına tespit edilen 113 parsel sayılı taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğunu ve 2. Tapulama Mahkemesinin 1962/352-966 E-K sayılı kararıyla kendisine ait yerin üzerinde vergi kaydı bulunmadığından Hazine adına tescil edildiğini, oysa bu kısmın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile 100 dönüm kadar kısmının davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Şerelikoçhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.04.1966 tarihli ve 1965/617 E. 1966/158 K. sayılı kararıyla; davacının tespit tarihi itibariyle 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığı, Kadastro Mahkemesi kararının niza oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Birinci Bozma Kararı

2.1. Karar; Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 25.11.1966 tarihli ve 1966/6757 E., 1966/5909 K. sayılı kararıyla; “...sonradan yürürlüğe giren 766 sayılı kanunun muvakkat 3. maddesi mucibince vergide kayıtlı olmayan 100 dönümden aşağı yüz ölçümündeki gayrimenkulün tescil davasında vergi kaydı bulunmasa dahi diğer delillerle 20 senelik zilyetliğin sübutunun kafi görüldüğü, bu yere 40 seneden beri davacının zilyet olduğunun ise yine itiraz davasında dinlenen bilirkişi ifadesi ile sabit olduğu, tapunun hududu gayrisabit ise de tesis tarihi ile tespit tarihi arasında 20 seneden fazla zaman geçtiğinden iktisabının kabil olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

2.2. Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebi Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 14.03.1967 tarihli ve 1967/912 E., 1967/1323 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen karar

Şerflikoçhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.12.1968 tarihli ve 1967/343 E. 1968/437 K. sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davanın kabulü ile 113 parselden müfrez 947 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Birinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5.İkinci Bozma Kararı

Karar; Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 25.04.1969 tarihli 1969/2284 E., 1969/2133 K. sayılı kararıyla; “ ...diğer temyiz itirazları yerinde değil ise de, dava konusu taşınmazın yüz ölçümü 100 dönümden fazla olduğundan fazlasının tescili için vergi kaydı ibrazı lazım geldiği düşünülmeden, 100 dönümlük kısmın iptali ile tesciline karar verilmesi gerekirken fazlasının tesciline karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

6.Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Şereflikoçhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.09.1969 tarihli ve 1969/585 E., 1969/1056 K. sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Fen bilirkişisi...’in raporundaki krokide (A) harfi ile gösterilen yüz dönümlük kısmın iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, somut olayda 766 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesinin uygulama olanağının olmadığını, davacı lehine zilyetlik şartlarının oluşmadığını, verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, verilen kararın Kadastro Mahkemesinin 1962/352 E., 1962/966 K sayılı tarafları, konusu ve sebebi aynı olan kesin hüküm ile çeliştiğini, Hazinenin kazanılmış hakkı olduğunu ileri sürerek, re'sen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

9.2.İlgili Hukuk

766 sayılı Tapulama Kanunu'nun "Tapusuz arazi hakkında evvelce yapılan tesbit ve tescillerin tabi olacağı işlem" başlıklı geçici 3. maddesinde “602 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin (D) fıkrasının değiştirilmesine dair olan 6335 sayılı Kanun gereğince yapılan tespitlerde veya açılan tescil davalarında, zilyetliğe mütedair diğer şartlar mevcut olduğu halde; vergi kaydı bulunmadığından tamamı Hazineye mal edilen gayrimenkullerin; 100 dönüme kadar olan kısmı (100 dönüm dahil) bu Kanun'un 33 üncü maddesi hükmüne göre tahassul eden iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur. Yukarıdaki fıkra hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Hazinenin mülkiyetinden çıkmış bulunan veya amme hizmetine tahsis edilen gayrimenkuller hakkında uygulanmaz. İlgililerin bu maddeye dayanan talep ve dava hakkı, bu kanunun yürürlüğe girmesi tarihinden itibaren on sene geçmekle düşer .” düzenlemesi yer almaktadır.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Ankara ili Ş.... ilçesi ..... köyü çalışma alanında bulunan 113 parsel sayılı 224.200,00 metrekare yüzölçümlü taşınmaz Kaytalı 122 tahrir nolu vergi kaydı kapsamında kaldığı ve tapu kaydı bulunmadığı, 20 yılı aşkın zamandır İbrahim Er zilyetliğinde olduğu belirtilerek İbrahim Er adına tespit edilmiş, bu tespite dava dışı 3. kişiler tarafından itiraz edilmesi üzerine Şereflikoçhisar 2. Arazi Kadastro Mahkemesinin 1962/352 E., 1962/966 K. sayılı kararıyla 1320 tarihli 6 no.lu tapu kaydının güney hududu cebel okuduğundan tapuda yazılı 100 dönüme tekabül eden 91.867 m2'lik kısmının İbrahim Er adına tespit ve tesciline, kalan 132.333 m2'lik kısmın da itiraz edenler itirazlarından vazgeçtiğinden ve bu kısma şamil vergi kaydı bulunmadığından, 20 dönümden fazla yerin vergisi bulunmadığı gerekçesiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, 113 parsel hükmen 91.867,00 m2 tarla vasfıyla İbrahim Er adına, kalan 132.333,00 m2'lik kısım ise 947 parsel numarası ile tarla vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir.

9.3.2. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece davanın kabulü ile Fen bilirkişisi...’in raporundaki krokide (A) harfi ile gösterilen yüz dönümlük kısmın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Ancak; Fen raporunda A harfi ile gösterilen kısmın davacıya ait 113 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, çekişmeli 947 parsel sayılı taşınmaz yerine davacıya ait 113 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

9.3.3. Hal böyle olunca davacının secimi dikkate alınarak dava konusu 947 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulması gerekirken iptal edilen taşınmaz bilgileri belli olmayacak şekilde hüküm kurularak infazda tereddüte yol açılması isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.