Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5336 E. 2023/244 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla ortak murislerinden intikal eden taşınmazların kadastro çalışmaları sonucu hatalı tespit ve tescil edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalıların davacıların miras paylarını devraldıklarına dair senedin geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların okuma yazma bilmedikleri iddiasına rağmen, davalıya miras paylarını devrettiklerine dair senedi imzaladıkları, senet içeriğini bildikleri ve bedel karşılığında anlaştıkları tanık beyanları ve diğer delillerle sabit görüldüğünden, davacıların temyiz itirazlarının reddiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; 74 parça taşınmazın tarafların ortak murisi ... ...’ten gelmesine ve terekesinin taksim edilmemesine rağmen kadastro çalışmaları sonucu hatalı olarak davalı ... ile diğer davalılar ...’nin oğlu ve eşi adına tespit ve tescil edildiğini, davacılar ile davalı ...’nin kardeş olduklarını, her bir mirasçının ¼ pay sahibi olması gerektiğini ileri sürerek, miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu kayıtların iptali ve davacıların miras payı oranında adlarına tescilini istemiştir.

Yargılama sırasında dava konusu taşınmazlardan bir kısmı ile ilgili tefrik kararı verilerek davalı ... adına tespit ve tescil edilen 131 ada 128, 162 ada 8, 101 ada 24 ve 101 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden davaya devam edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların mirasbırakanı ... öldükten sonra kadastro çalışmalarından önce tarafların anlaştıklarını, davacıların miras paylarını 2005 ve 2007 tarihli iki senet ile davalı tarafa devrettiğini, davalıların zilyet olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2013 tarihli ve 2010/580 E., 2013/861 K. sayılı kararıyla, davacı tarafın feragat ettiği taşınmazlar hakkında feragat nedeniyle dava konusu edilen diğer taşınmazlar yönünden esastan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 21.10.2016 tarihli ve 2016/674 Esas, 2016/8129 Karar sayılı kararıyla; ... adına tespit ve tescil edilen 131 ada 128, 162 ada 8, 101 ada 24 ve 25 parsel sayılı taşınmazlar hakkında Mahkemece davacıların miras payını devir ettikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, davacılardan ...'ın miras payına karşılık olarak ivazını mirasçı ...'den alarak payını ...'e devrettiğine dair taraflar arasında 17.05.2007 tarihli senet düzenlendiği, senette miras payının devredildiği hususu açıkça yazılı olup, imzanın ... tarafından inkar edilmemesine ve belirlenen ivazın da ... tarafından ...'den alınmış olmasına, bu hususun davacının da kabulünde olmasına, toplanan delillerle de durumun sabit olmasına göre, davacılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, diğer davacılar ... ve ...'nin miras paylarını 12.12.2005 tarihli senetle davalılara devrettikleri kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, davacılar ... ve ... vekilinin, davacılar ... ve ...'nin senet içeriğini bilmeden imzaladıklarını, zira okuma yazma bilmediklerini, senedin geçerlilik koşullarını taşımadığını, senet tespit tarihine yakın tarihte düzenlenmiş olduğu halde geçmiş tarih atıldığını ileri sürdüğü, dinlenen senet tanıklarının, senedin huzurlarında düzenlenmediğini, senedin kendilerine getirildiğinde ... ve ... tarafından imzalanmış olduğunu beyan ettikleri. Mahkemece davacılar ... ve ...'nin okuma yazma bilip bilmedikleri dolayısıyla imza atmaya ehil olup olmadıklarının kesin olarak tespit edilmediği, geçerli bir pay devri olup olmadığının araştırılmadığı, Mahkemece öncelikle davacıların okur yazar olup olmadıklarının kesin olarak tespit edilmesi, okur yazar olmadıklarının anlaşılması halinde, senette davacılar ... ve ... tarafından atıldığı inkar edilmeyen imza olsa dahi tanıklar huzurunda düzenlenmeyen senedin usulünce düzenlenmediği göz önüne alınarak davacıların paylarını başka suretle devredip etmediklerinin araştırılması, taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesi gereği hakimin davayı aydınlatma ödevi gözetilerek gerektiğinde tespit bilirkişilerinin veya taraflara yeni tanık bildirme imkanı tanınarak bildirecekleri tanıkların katılımıyla yeniden keşif yapılması, terekeye dahil taşınmazlarda davacıların paylarını davalılara devredip devretmedikleri, taşınmazlar üzerinde kim tarafından ne sıfatla ne zamandır zilyetlik sürdürüldüğü hususları araştırılmalı; davacıların imza kullanmaya ehil olduklarının anlaşılması halinde senetlerdeki imzaların inkar edilmediği dikkate alınarak, toplanmış ve toplanacak deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek, hüküm bozulmuştur.

C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı

Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.2020 tarihli ve 2017/411 E., 2020/93 K. sayılı kararıyla, Yargıtay bozma kararında belirtildiği üzere davacı ...'ın dava konusu taşınmazlardaki miras payını 17.05.2007 tarihli senet ile devrettiği, davacılar ... ve ...’nin evlenerek köyden ayrıldıkları ve köyde bulundukları zamanlarda köyde okulun bulunmadığı, davacıların okula gitmedikleri, köye okulun 1960 yıllarında açıldığı, ayrıca dosya içeriğinde bulunan 25/07/2013 tarihli 6597 yevmiye no.lu resmi satış senedinde de davacı ... (...)'ın işlemin tarafı olması sebebiyle parmak basmak suretiyle imza attığı, dolayısıyla davacıların okuma yazma bilmedikleri, ancak 12.12.2005 tarihinde babaları ...’den kalan taşınmazlar hakkında davalı ile aralarında yapmış oldukları senetle davacıların taşınmazlardaki miras hisselerini davalıya devrettikleri, davacıların senet içeriği hakkında bilgi sahibi oldukları ve davacıların her birinin belli bir miktar bedel karşılığında dava konusu taşınmazlardaki hisselerini ...'e devretme konusunda anlaştıkları, davacı tanıklarının dahi bu şekilde beyan ettiği, davacıların imzaların kendilerine ait olduğunu inkar etmedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dosyada toplanan delillerden davalı tarafın savunmasının haksız olduğu anlaşılmasına rağmen, Mahkemece ret kararı verildiğini, Yargıtay bozma kararına uyulduğu halde bozma kararında davacıların okuma yazma bilip bilmedikleri hususunun araştırılması şayet okuma yazma bilmiyorlar ise senedin geçerli olmayacağının o zaman davacıların başka bir şekilde pay devri yapıp yapmadıkları hususunun araştırılması gerektiğinin belirtildiğini, davacıların okuma yazma bilmediklerini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına göre, okuma yazma bilmeyen insanların yazıyla imza atmak yerine parmak basmak suretiyle imza atması ve parmak izlerinin de ihtiyar heyeti ve iki tanık tarafından onaylanması gerektiğini, bu sebeple 2005 yılında yapılan senedin geçersiz olduğunu, senet içeriğini davacıların bilmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, miras payına yönelik olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. Maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu 15/3 maddesinde “ İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafın temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17/01/2023 gününde oy birliği ile karar verildi.